Genel de gazetelerde ya da bulmaca kitaplarında sorulur.
Zaman zaman da gazetelerde, şimdilerde internette bu tür soruları bulmanız olası.
Size bir resim veriyorlar.
Ya aradaki 3-5-7 farkı bulmanızı isterler.
Ya da resimdeki yanlışlıkları tespit etmeniz isteniyor.
Bugün size 85 milyon Türk insanını ilgilendiren konularda bir test.
Malum Türkiye’nin resmini iyi kötü herkes biliyor.
Zira günlük yaşıyorsunuz.
Sabah kalkıyor, ya işe, ya okula, ya da bir yerlere gidiyorsunuz.
Çarşıya, pazara, alış veriş merkezlerine takılıyorsunuz.
Geçiminizi temin etmek, nafakanızı bulmak için de yoğun bir çaba içerisindesiniz.
EKONOMİK TABLO İÇ AÇICI DEĞİL
Son dönemde sanırım bu iş geçmiş yıllara oranla biraz daha zorlaştı.
Malum Döviz arttı.
Enflasyon patladı.
Kiralar derseniz el yakıyor.
Peki yerinde sayanlar mı?
Emekli ve işçi maaşları.
Yani Asgari ücret ile emeklinin durumu malumun ilanı.
Toplumun katmanları arasındaki fark iyiden iyiye açıldı.
Makas büyüdü.
Özal’ın icat ettiği Orta Direk diye bir şey kalmadı.
Ya çok zenginsiniz.
Ya da çok fakir.
Eskiden iyi kötü Orta Halli denirdi.
O da kalmadı maalesef.
TÜRKİYE TABLOSU…
Bugün yine köşemizin konuğu eski LDP genel başkanı Cem Toker.
Farklı yaklaşımları ve ufuk açan tespitleri ile yine nalına mıhına vuruyor.
X hesabı bir hayli dikkat çekici paylaşımlardan oluşuyor.
Bakalım sizin de sorduğumuz sorunun içinde bulabileceğiz tespitler var mı?
Haydi başlıyoruz.
Türkiye söylendiği gibi bir hukuk devletiyse, yargı bağımsızlığı varsa, birisi bana dünyanın 190 küsür ülkesin bir tanesinde bu iddiayı doğrulayan, vurgulayan bir makale koysun önüme.
Oysa sadece bu hafta sonu, haftalık 5 milyon okuyucusu olan @TheEconomist, 10 milyondan fazla abonesi olan @nytimes gazetesi makalelerinde, yargının artık bağımsız olmadığını ifade eden makaleler yayınladılar.
SİYASETÇİNİN RÜYASI...
Herkesin bildiği ancak dillendirmekten imtina ettiği acı bir gerçek.
Siyasete girince, hele hele de bir makam mevki sahibi olunca ölene kadar bu saltanat sürsün, 7 sülalem dünyalığını yapsın mantığı.
Diyor ki Cem Toker;
“Koltuğa oturmuş veya koltuğa gözünü dikmiş, gözünü koltuk, makam hırsı bürümüş siyasetçilerden korkun.
Elbette her siyasetçinin bir iddiası, hedefi olur ama dünyada kendini vazgeçilmez gören, “ben gidersem ne olur bu ülkenin hali, devlet yıkılır” veya “ben o makama bir geleyim, ülkeyi bak nasıl düzeltirim” diyen hırslanmış siyasetçi egosu kadar tehlikeli bir olgu yoktur.
Babanızın oğlu olsa kefil olmayın derim.
Tedbirli yaklaşın.
Bakın Trump 82 yaşına geldiğinde 3. defa aday olabilmek için ABD Anayasasını değiştirmeye çalışıyor.
Putin değiştirdi ve ölene kadar başkan!!
Türkiye’yi zaten biliyorsunuz!!!”
FİKRİMİ DEĞİŞTİRMEM!..
İşte asıl bomba tespit.
Geliyor.
Bakın, bakın ne diyor Toker?
“Hiçbir iddia, görüntü fikrimi değiştiremez.
Yok bavulmuş, para sayma makinesiymiş, sinyal kesiciymiş, oymuş, buymuş..
Belki doğru, belki yalan, belki komplo…
Fark etmez.
Artık okumuyorum bile.
- Zira ben Türkiye’yi Dünya Yolsuzluk sıralamasında 107.’liğe kimin, nasıl düşürdüğünü biliyorum.
- İhale yasasını kimin 200 kere ve neden değiştirdiğini de biliyorum.
- Yabancı şirketlerin “Türkiye’de rüşvet verdik” itiraflarını soruşturma bile açılmadığını da biliyorum.
- Ses kayıtlarının montaj olmadığına da inanıyorum.
- İki yanlışın bir doğru yapmadığını da farkındayım.
Bu yüzden bir sonraki seçimde oyum kesinlikle, her kim olursa olsun, muhalefetin adayına.
En az 5 hukukçuya TV programlarında sordum.
Deprem olmadan önce kolon kesen şerefsizlerin bir gece bile hapis yatmadığı ülkede her gece kanallarda “depreme tedbir” filan tartışılıyor.
Ne demiş akrep?
“Elimde değil, tabiatım böyle”
ARAMIZDAKİ EN ÖNEMLİ FARK...
Bizde kapılar sonuna kadar açık olduğu için kimse dert etmiyor.
Modern dünya ülkelinde ne mi oluyor?
Cevabı Toker veriyor;
"İlgilenenler için:
ABD’de kaçak bir göçmenin saklanmasına yardımcı olan kadın yerel yargıç FBI tarafından ters kelepçe ile gözaltına alındı.
Temel göçmen politikaları federal devletin yetki alanındadır."
AKIBETİNİ MERAK EDİYOR...
Soruyor Cem Toker.
Duyarlı bir vatandaş olarak.
Haklı olarak akıbetini de merak ediyor.
Ve diyor ki;
Memet bey;
Washington’da IMF Başkanıyla görüşmüşsünüz.
Şu bizim borç verdiğimiz 5 milyar avrodan haber var mı?
Hem de dolar değil, avro istemiş IMF…
Geri ödediler mi?
Faiz işlettik mi?
N’ooldu bizim o 5 milyar avro?
Açıklama isteriz zira para bizim paramız!!”
FIKRA BU KADAR!...
Bir de Tweet retrevitliyor bu arada Cem Toker.
Gözümüze sokarcasına.
Bakın kimin Tweet'i ve ne diyor?
CEM TOKER&İbrahim Kahveci@Kahvecibrahim
“Dünya YOLSUZLUK LİGİNDE Türkiye'ye REKOR kırdıran İKTİDAR muhalifini yolsuzlukla suçlayıp hapse atıyor.
Fıkra bu kadar!”
BU DA KULAĞA KÜPE!...
Bakın deprem sonrasına dair önemli bir gönderme.
Çökmüş ahlaki erozyona dair.
"Siz saatlerce kime ne anlatıyorsunuz kardeşim!!!
Ders almakmış, tedbirmiş!!!
Boş verin kentsel dönüşümü…
Ahlaki dönüşümü nasıl yapacaksınız, onu anlatın!!!"
Ne dersiniz haksız mı Cem Toker?
HATA ÜSTÜNE HATA...
İki önemli tespiti daha var Toker’in.
Önce hiçe sayıyorlar, sonra da en büyük rakip ilan ediyorlar.
Bakın bu iş nasıl oluyor?
Toker, “Afad’la İstanbul’da yapılan toplantıya; AKP İl Başkanı’nı bile çağırıp, İBB’den kimsenin çağırmamasının siyasette AKP yönetimine çok ağır bir bedeli olmalı.
Bu işin partizanlığı olmamalı!!!
Var mı o hesabı soracak seçmen??
Belki de bir dönemlik vasat bir belediye başkanı olabilecek bir siyasetçiyi, hazımsızlıklarına, hırslarına, kıskançlıklarına yenilip cumhurbaşkanlığının en güçlü aday, bir halk kahramanı yaptılar!!!
Çok akıllılar ya!!!”
MANAV HİKAYESİ...
Bir örnek veriyor Cem Toker;
“Emperyalist güçler”
Başı sıkışan, duvara toslayan beceriksiz yönetimler hemen geleneksel, 3. Dünya bahanesini buluyor:
“Emperyalist güçler”
Manavın kırk hikayesi varmış, kırkı da armut üzerineymiş!!
“Gazlı mideye çavdar ekmeği bahaneymiş”
BULABİLDİNİZ Mİ?!...
Yazdık.
Tasvir ettik.
Anlatmaya çalıştık.
Bu konuda uzman bir ismin görüşlerini aktardık.
Farklı bir pencere açmaya çalıştık.
Sorum şu şimdi sizlere.
Türkiye resmi içindeki yanlışı bulabildiniz mi?
Bulamadı iseniz siz de mutlu azınlıktansınız demektir!...
