FARUK ERGAN


ÖZGÜR OLMAK.

“Gençleri, kadınları, fikri düşüncesine uymayan ve aykırılık yapanları hedef gösteren bir zihniyet ikiden çok yüzlüdür." Faruk Ergan 


Özgür olmak; istemediği, doğru bulmadığı, ikna olmadığı dayatmaları reddetmek, ilkeli olmak, kendince doğru bildiğini yapmak ve hayatının rotasını belirleme hakkıdır. 

Makamın, şahsi çıkarların, zevklerin ve eşyanın tutsağı olmamaktır. Başkalarının özgürlük alanının başladığı yerde, senin istediğini yapabilme, talan etme ve hoyratça kullanma despotluğuna özgürlük denilemez. Hakaret dili kullanmadan, gasp etmeden, taciz veya tecavüz etmeye yeltenmeden, nezaketli ve saygın olmak şartıyla yapılması gereken eleştirilere, uyarılara, acabalara, başıma bir iş mi açarım ve erken saatte evin zili çalar mı kaygılarına takılmadan özgürce yaşamak. Bu yazımın ilk cümlesinden son cümlesine kadar düşünce ve ifade özgürlüğümü kullanarak, cesaretle, akıcı bir dil kullanarak ve okuyan tarafından anlaşılmak kaydıyla son noktayı koymalıyım. 

Özgürlük deyince, istediğim yere gidebilmeyi, istediğim kıyafeti giymeyi, istediğim partiye oy vermeyi, istediğim gazeteyi okumayı kastetmiyorum. İnsan onuruna yakışır şekilde ve en temel değerlerimden ödün vermeden haklarımı savunabilmeliyim, geleceğimle ilgili kaygılarımı en tepe makama korkusuzca söyleyebilmeliyim, torunlarıma talan edilmemiş bir ülke bırakabilmeliyim. Eğitimde, adalette, sağlıkta ve milli gelirin bölüşülmesinde, işe alımlarda, atamalarda, bizden olanlar veya onlardan olanlar diye ayrım yapılmamalı, birileri imtiyaz sahibi ve belirleyici olmamalı. İnsan olmayı içselleştirmiş ve birey olmanın onuruna sahip olanlara özgürlük yakışır yani özgürlük insanlara mahsustur. Özgürlüğü olmayanın kişiliği olmaz, fikri düşüncesi olmaz, bağımlılıktan kurtulamaz, ekonomisi ve savunması gelişmiş ülkelere yaptırım uygulayamaz ama hutbeye çıkar ve beddua etmekle ömrünü tüketir.

Tarihte, insanın eşya gibi alınıp satıldığını, azat edilmediği sürece birilerinin malı olarak kaldığını, miras bırakıldığını, köle pazarlarının Atatürk Cumhuriyetiyle kaldırıldığını bilmeyen cahiller, ne olduğunu bilmedikleri inançlarının yok edildiğini savunuyorlar. 

Cahil toplumların ve günümüzdeki onların devamı olan cahillerin, sabıkalı olan öz dedelerini yok sayarak birilerinin torunu olmakla gurur duyduklarını haykırınca, Atatürk’e küfür edince, Cumhuriyeti yıkma çabasına girmeleri ve Laik sistemi dinsiz olmak zannetmeleri, cahillikten kurtulduklarını savunanların kıyamete kadar cahil kalacaklarına ve özgürlüğün ne demek olduğunu anlamayacaklarına inanıyorum. “Osmanlıda köleliğin hukuki temeli, muamelat bakımından köle mal gibidir. Alınıp satılabilir, hibe edilebilir, kiralanabilir, ortak mülkiyete konu olabilir, kazandıkları efendisine ait olur. İslam’a göre bir Müslüman erkek çok sayıda cariyeye, diğer bir deyişle kadın kölelere sahip olabilir.” Nur Suresi 33 Ayet, bu hususta kısmen açıklama var.

“Mısır Valisinin oğlunun, babasının yetkisini kullanarak halka baskı uyguladığını öğrenen Halife Hz. Ömer, Valiyi Medine’ye çağırıp cezalandırmış ve şu meşhur sözü söylemiş. “Siz ne zamandan beri annelerin hür olarak doğurduğu insanları köleleştiriyorsunuz”? 

“Gençleri, kadınları, fikri düşüncesine uymayan ve aykırılık yapanları hedef gösteren bir zihniyet ikiden çok yüzlüdür."      Faruk Ergan