Sanırım o noktaya gidiyoruz.
Hepsini birkaç günde halledip toptan işi bitirecekler.
Neyi mi?
Tahtayı.
Transferi.
Sanırım diyecekler ki;
“Biz zaten sezon bitmeden bu işleri bitirmiştik.
Alacağımızı çoktan aldık.
Satacaklarımızı da zaten belli idi.
Zamana oynadık.
Toz kaldırmadık.
Piyasalar malum.
Kimse bizim işimizi bozmasın istedik.
Dengeleri elimizde tuttuk.
Yönetim-teknik kadro ve Sportif direktör tam uyumlu.
Hal böyle olunca da zaman aldı.
Sıkıntılı oldu.
Epey pazarlıklar yaptık.
Ama sorunsuz bitirdik.
Hepsi ama hepsi Kayserispor’un menfaatleri için.
Önemli işler yaptık.
Bu sezon kurduğumuz takımı herkes beğenecek.
Şapka çıkartacaklar.
Ne düşmesi?!...
Bu takım beklentilerin de üzerinde bir performans sergileyecek.
Merak etmeyin.
Bu takımın güvencesi bizleriz.
Kimsenin endişesi olmasın.
Kayserispor emin ellerde.”
İlk dönem kamp biti.
Erciyes’teyiz artık.
Bundan sonrası bayır aşağı gider.
Bir iki hazırlık maçı.
Bir iki hamasi söylem.
Şehri ve maddi katkı sağlayacak kurum ve kuruluşları harekete geçirmek adına yapılan girişimler.
Hep aynı şeyler aslında.
Başa dönen film gibi.
Sürekli yazıyoruz.
Anlatmaya çalışıyoruz.
Son yazılarımızda takipçilerimiz hatırlarlar.
40 Yıldır hep aynı düzen.
1966’dan bu yana İlk sezonlarda diyelim ki 1972-73’de devamında 1978-79 ve 1984-85’de hadi işi bilmiyorduk.
Sonrasında mı?
Bu takım “Asansör Apoletli” takım olarak bu işleri çoktan öğrenmiştir sanırıml.
Ancak doğgusunu değil, eğrisini öğrenmişler.
Takımı kalkındırmak yerine, birelerini hep kendilerini kalkındırmış.
Takıma çağ atlatmak yerine hep kendileri çağ atlamışlar.
Takımın köşeyi dönmesi gerekirken, kendileri köşeyi dönmüş.
Takımı borç batağına sürüklerken, kendileri köşeleri tutmuşlar.
Gelinen nokta ortada.
Eylemsiz söylemler.
Hamasi sözlerle olmayan bir tablonun sunumu.
Neresinden bakarsanız bakın, işin içindekiler gerçekleri biliyor.
Spor ve siyaset iç içe girmiş.
Her şeyimiz birbirinin aynısı.
Fotokopi gibi.
Sezonlarda öyle.
Yok aslında birbirlerinden farkı.
Seçim zamanında hatırladıkları takımlarımızdan…
Bıkmışlar.
Usanmışlar.
Kayserispor’da spor’u, Kayserispor’u hep sırtlarında yük görmüşler.
Erciyesspor gibi.
Elektrikspor gibi.
Kocasinan Belediyespor gibi.
Şekerspor gibi.
Kapanan kapanana.
Erciyes 38 FK bu alanda gençlerin yeni umut kapısı.
İnşaallah ondan da bıkıp, usanmazlar.
Spor Şehri Kayseri’den sonra.
Avrupa Spor Başkenti Kayseri etiketi.
Ve…
Daha neler neler…
Yersen…
İçersen.
Yutarsan…
Ne diyelim öyle olsun.
İnşallah bu yöne evrilen beklentilerimizin altı boş çıkmaz.
Transfer için karargah İstanbul’a kurulmuş durumda.
Futbolun kalbi yani.
Merkezi bir anlamda.
Büyük işler orada bitiriliyor.
Malum beklentiler Fenerbahçe, Galatasaray ev Beşiktaş’tan kapabileceğimiz gençlerle ilgili beklentilerde epey yoğun.
Başkanın söylemi ile “Tahtanın açılması an meselesi” olur ve müjdeli haber bir an önce gelir.
Zaman daralıyor.
Rakiplerle şu anda makas epey açılmış durumda zira.
Umutlar bir başka bahara ötelenmez.
“İskeletimizi koruduk” teranesi ile de sezon bitmez.
“Merak etmeyin Ara transfere yetiştireceğiz!” gibi bir başka masala yelken açmayız.
Zira herkes şişmek üzere.
Fikstür belirlendi.
Kafadan üç maç kritik.
Localar satışta.
Kombine fiyatları belli oldu.
Passolig satışları ile geçen sezondan devam edegelen süreç bir çok fanatik taraftar adına çoktan tamamlandı bile.
Taraftar hazır.
Şehir hazır.
Kayseri ve Kayserili hazır.
Daha ne mi bekliyoruz?
Sizi tabi ki de.
Buyurun 2025-2026 sezonu başlıyor.
Tek eksiğimiz var.
Ne mi?
Transfer beyler transfer.
Sanırım unutmadınız ama, hatırlatmakta yarar var.
Fazla bekletmeyin artık.
İşi toptan değil de sıra ile bitirin.
Açılsın tahta.
Atılsın imzalar.
Hazırlık maçları ile şenlensin olay.
Taraftarın yüzü gülsün.
Kayseri Spor şehri ve başkenti olmak istiyorsa bütün aksiyonlar bir an önce hayata geçirilsin.
Her sezon zordur.
Ama görünen o ki bu sezon daha da zor olacak.
Daha yolun başındayız.
Bir aydan az bir süre kaldı.
Ve…
Halen bizler Bektaşi tekerlemesi ile oyalanıyoruz.
Açılacak mı?…
Açılacak.
Açılıyor mu.
Az sonra…
Hayırlısı olsun ne diyelim.
Bekliyoruz.
Nefeslerimizi tuttuk.
İnşallah beklentilerimiz boşa çıkmaz.
Hayallerimiz yıkılmaz.
Herkesin beğendiği, takdir ettiği ve alkışladığı bir takım olarak yola çıkarız…