“Nevrûz Bayramı” ya da kısaca Nevrûz, dünya çapında çeşitli halklar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramı.
***
“Rûz”dan (gün) yine Farsça bir sözcük olan ve “yeni gün (nev)” anlamına gelen nevrûz türemiş... “Günlük” anlamına gelen, Rûznâme de bu cümleden. “Mahşer günü” anlamına gelen “Rûz-i Ceza” da…
***
Buna Kürtçe, diyenler de var... Nevrûz sözcüğünün, sözlük anlamında bir itilaf yok ama kavram anlamında farklılıklar var... Hem de kavgaya varacak bir biçimde!.. Niyet, “bağcıyı dövmek olunca!” kavga için bin türlü bahane bulabilirsiniz... Nevrûz konusunda da olduğu gibi...
***
Farklı anlam verilse, farklı yorumlansa bile Nevrûz, özellikle doğu toplamlarının, “otantik kültür”nün bir parçası... Belki benzeri batı’da da vardır!.. Bilemiyorum...
****
Sözgelimi baharın ilk günü sayılan, güneşin Hamel(kuz) Burcu’na girdiği 22 Mart’a rastlayan gün, İranldar’m yılbaşısıdır. Yine bilindiği gibi bugün gece ile gündüzün süreleri eşittir v.s.
***
Yine sözgelimi Nevrûz Kürtler’de bir halk kahramanı olan Demirci (Kava) usta ile ilişkilidir... Türkler’de ise ta Ergenekon’a kadar uzar gider, bu hikaye... Kafkas kavimlerinde de Nevrûz’a yüklenen anlam farklıdır...
***
Mesela, “Türkiye'de ise ilk kez 1921'de kutlanan 1 Mayıs, 27 Mayıs 1935 tarihli ‘Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanun’ ile ‘Bahar Bayramı’ olarak kabul edildi. 2008 yılında ise ismi ‘Emek ve Dayanışma Günü’ olarak değiştirilmiş, 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM'de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edildi.”
***
Yine mesela, 6 Mayıs “Hıdırellez ya da Hıdrellez, Orta Asya, Orta Doğu, Anadolu ve Balkanlar'da kutlanan mevsimlik bayramlardan biridir. ‘Rûz-ı Hızır’ (Hızır Günü) olarak adlandırılan Hıdırellez Günü, dünyada darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır ile denizlerin hâkimi olduğuna inanılan İlyas'ın yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünülür ve kutlanır.
***
Demem o ki, 21 Mart Nevrûz, 1 Mayıs Bahar (emek bayramı), 6 Mayıs Hıdırellez, aynı kapıya çıkar. Sonuçta, baharın gelmesi, doğanın “uyanması” ile kutlanan günler. O nedenle bu günleri, ideolojik zemine çekmemek gerekir. İnsanlar, nasıl inanıyorsa öyle kutlasınlar.
***
Mesela, “Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatı”'nın 1889'daki Paris Kongresi'nde, yılın bir gününün dayanışma amacıyla işçilerin ortak bayramı ilan edilmesi kararlaştırıldı. ABD'li sendikacıların önerisi üzerine o gün "1 Mayıs" olarak belirlendi. ABD’de, organize, ilk işçi hareketlerinin başladığı gün de 1 Mayıs… O nedenle; “Emek Bayramı” olarak da anılır.
***
O nedenle, çeşitli toplumların bir “alt kültürü” olan, evrensel ve hatta ulusal bir değer taşımayan, baharın müjdecisi, doğanın yeniden canlanmaya başladığı bir günü, kavgaya vesile yapmak kadar ilkel bir davranış olamaz... Şayet bundan bir çıkar umulmuyorsa?
***
Umarım, önümüzdeki yıllar herkes dilediği gibi, daha coşkulu, daha geniş katılımlı, kavgasız ve barış içinde, bir festival havasını andıran gösterilerle kutlar, Nevrûz’u...
***
Dinli, dinsiz tüm toplumların “alt kültürleri”nde benzer öğeler, benzer motifler bulmak mümkündür... Sözgelimi; çıplak bedene zincirle vurarak kan revan içinde kalmayı, Şiilere/Caferilere has bir ritüel zannederdim...
***
Bununla, Kerbela’da Emevi vahşetine maruz kalan Evlad-ı Resül’ün çektikleri eza ve cefayı kendileri de hissetmek isterler. Sanırım, İran şiiler ve ülkemizde de Caferiler bu ritüeli yapmaktan vazgeçtiler. Kerbela’yı farkılı bir biçimde kutluyorlar.
***
TV’de gördüm… Zincirle vücuda vurma ritüeli, uzak doğunun bir Hıristiyan toplumunda da aynı eylemi yapıyorlardı... Önce bunların Şii olduklarını zannettim... Hıristiyan olduklarını, daha sonra öğrendim...
***
Kerbelâ Şehitleri’nin çektiği acıyı, kendi ruh ve bedenlerinde hissetmek ve Ehl-i Beyt’in acılarını paylaşmak isteyenler gibi Uzakdoğulu Hıristiyanlar da Hz. İsa’nın çektiği zulme ortak olmak istiyorlarmış... Bu televizyon sayesinde daha neler neler öğreneceğiz...
***
Siyasiler yerine, bilim adamlarını dinlesek, bilimsel yapıtlara itibar etsek inanın hiç kavga etmeyiz. Ve çıkarları için toplumu yönlendirmek, kavga ettirmek isteyenlerin oyununa gelmeyiz... Nevrûz, senin olsa ne olur, benim olsa ne olur? Hepimizin olsa kötü mü olur?
***
Nevrûz ya da Nevroz’un sulh, sükun ve kardeşliğe vesile olmasını dilerim.