“Ne yapsak, ne söylesek nafile!”. Nafile ama duramıyorsunuz… Bir şeyler yazmak, bir şeyler söylemek, bir vazife gibi geliyor bana. Şairin dediği gibi;
“Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.
Çektiğim âlâmı bir ben birde Allah’ım bilir. (Fuzûli)
***
Yaşananları görüyoruz. Manzara; demokratik ve hukuk standartları düşük bir ülkenin siyasi profili... Siyasiler, “mülkü”, kendi “malikâneleri” olarak görmeye devam ediyor... Herhalde bunlara da; “Gururlanma padişahım senden büyük Allah var!” diyecek birileri lâzım...
***
Kusura kalmayın; demokratik standartları düşük, özgürlük alanları dar, saygı ve birbirlerine tahammülü kalmamış; iktidar hırsı gözleri bürümüş; iktidar olabilmek için “her yolu mubah” gören Makyavelist bir dünyayı algılamakta zorlanıyorum...
***
Ne demek yani; “Seçmezseniz, bizden/benden sonrası tufan!” Yakışıyor mu bu sözler, 21’inci yüzyıla girmiş, AB kapısını aşındıran bir ülkenin yöneticilerine...
***
Yani, diyet mi istiyorsunuz? İkide bir, kafamıza “kakmaya” kalkmayın; kalktıkça, kolumu balta ile kesip, “alın demek!” ihtiyacını hissediyorum... Ömer Seyfettin merhumun “Diyet” hikayesinde olduğu gibi.
***
Bu ülkede siyasetin, kamu rantlarını dağıtma üzerine kurulduğunun inkar edenimiz var mı acaba? Şu soruyu hep sora geldim; sormaya da devam edeceğim: Mesela, İl Genel ve Belediye Meclislerine seçilenlerin önceki ve sonraki iştigal konuları nedir? Yani, meslekleri nedir? Bir araştırın bakalım, ne tür bir tablo ile karşılaşacaksınız?
***
Kurulduğundan beri, belediye meclislerini ve encümenleri en fazla hangi konunun meşgul ettiğini hiç düşündünüz mü? Ortalama bir belediyede, sekiz on komisyon olmasına rağmen, en çok talep hangisine olur? En çok hangisi toplanır? Sözgelimi Çevre Komisyonuna kimse bulamazsınız... Girenler de gönülsüz ya da hatıra girer... Konu imar komisyonu oldu mu neden sıraya girerler?
***
Neden?
Çok safım değil mi?
***
Katılır mısınız bilmem... Belediye meclis ve encümenlerini en çok meşgul eden konu imar, imar uygulamaları, imar değişiklikleri; arsa anlaşmaları; arsa takasları... Üyelerinin çoğu mimar, şehir plancısı, çevre mühendisi, inşaat mühendisi, bölge plancısı olmayan imar komisyonuna bu denli yoğun talep neyin nesi, birisi çıksın ve açıklasın...
***
Bir de, seçim yaklaştıkça “belden aşağı” vurmalar da yaygınlaşmaya başlıyor. Şimdi ise erken başladı. Hakarete varan ağır sözler, “yasaklar” “gırla” gidiyor... Ekonomi alam veriyor; geçim, ağzını bırakın aslanın midesine inmiş. Umurlarında değil.
***
Siyasette, zaten düşük olan seviyeyi daha da düşürmemek gerekir... Bir diyeceği olanlar, “edebi” dairesinde söylesin... Unutmayın, bu günler de, diğerleri gibi... Ama bu topraklarda yaşamaya devam edeceğiz, birbirimizin yüzüne bakacağız...
***
Son söz olarak şunu söyleyeceğim: Kendilerini milat gören, daha önceleri yapılanları yok sayan iktidar mensupları ne kadar yanılıyorsa; mevcut dönemi kastederek “hiçbir şey yapmadılar!” diyenler de o kadar yanılıyor...
***
Lütfen, milletin hafızası ile alay etmeyelim... Şahsen ben; “retçi” yaklaşımlardan, “dayatmacı” davranışlardan çok rahatsız oluyorum...
**
Ne diyelim; “Edep ya hû!... Bu da geçer ya hû!”