KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 02.03.2025 12:09

NE SÖYLESEK NAFİLE!

Facebook Twitter Linked-in

“Ne söylesek nafile!”. Otuz küsur yıldır, her gün sürekli yazıyorum. Farkındayım, benimkisi; “Döner döner okur, bizim oğlan bina okur!” noktasına geldi. Ama büyük şair Fuzuli’nin dediği gibi; "Söylesem tesiri yok, Sussam gönül razı değil." ''Boş yere canı yanmaz insanın. Ya bir eksiklik vardır geleceğe dair, ya da bir fazlalık vardır geçmişten gelen.'' 

***

İnanın, aynı ve benzeri konuları yaza yaza bıktım, usandım ama belediyelerimiz, özellikle Büyükşehir; “Kös dinlemiş!” gibi. Belki de biz derdimizi anlatamıyoruz ya da onlar anlamazlıktan geliyor. Konum yine, kent içi ulaşım

***

Bu kentte, ister sürücü, isterse yaya olsun aradığı yeri bulamaz. Yeterince bilgi işaretleri yok… Olanlar da gelişi güzel yerlere asılmış. Büyükkılıç Başkan tenezzül buyurursa, bir gün birlikte yola çıkalım, “şekil a’da ki gibi” diye göstereyim; nasıl olması gerektiğini de anlatayım…

***

Tabii, bir kentte, ulaşım önceliği ve konforu sürücüler hedeflenir, yaylar ötelenirse olacağı bu. Oysa, ulaşımın birincil hedefi yaylar ve onların konforu olmalı. 

***

Şehir içi yollar, hız yoluna döndü… Rahatlıkla, ralli yapabilirsiniz… Bunu dünyanın hiçbir kentinde göremezsiniz. Bu fakir, az çok dışarıyı gördüğü için biliyor. Peki, sık sık dışarı çıkan belediye yetkilileri hiç mi görmüyor?

***

O güzelim bulvarları elimizle yok ettik. Öyle bir yok ettik ki, geriye dönüşü de yok artık. Mesela mı? Kocasinan Bulvarı, Sivas Bulvarı, Gazi Mustafa Kemal Paşa Bulvarı

***

Bir yayanın, bir pusetlinin, bir yaşlının, bir yaşlının, bir elinde yükü olanın, bir bisikletlinin karşıdan karşıya geçmesi mümkün değil. İtin öldüğü yer konan merdivenli üst geçitler, güvensiz kavşaklar insanlara “destur çektiriyor!”; “illallah!” dedirtiyor. Mesela başkanlar, burunlarını dibindeki bulvarlardan, yaya olarak karşıdan karşıya hiç mi geçmek istemez? Bir geçsinler de nasıl “destur çektiğimizi” bir görsünler.

***

Tabii, son model araçlardan inmeyen ne başkanlar ve ne de yetkililer, bizlerin ne çektiğini bilemez. Mesela, başında dedik ki, kent içinde battı-çıktılardan, köprülerden, varyantlardan vazgeçin ama dinleyen olmadı. Şair Karamanlı Kâmî boşuna dememiş; “Güle gûş etdiremez yok yere bülbül inler/ Varak-ı mihr ü vefâyı kim okur kim dinler!” Anlamını hocalarımız Yekta Yıldız, Tuncer Erten ile Osman Sel’e bırakalım… 

***

Sonuçta, yayalar akıllarına geldi, bu sefer yürüyen merdivenli üst geçitler yapmaya kalktılar… Tabii, ta başında dedik; “düğmeyi yanlış ilikliyorsunuz, bu böyle devam eder, sonunda, üst geçitler peş peşe gelir.”

*** 

Nitekim öyle de oldu? Ama yayaların, güvenli bir şekilde karşıdan karşıya geçmeleri mümkün olmadı. Zira, sayıları az. Diyeceksiniz ki, yürüsünler bir müddet sonra bir geçide ulaşırlar. Doğru ama aynı mantığı sürücüler için düşünmediler. Öyle ya, onlarda, gidecekleri yerler, on dakika geç giderlerdi, ışıklarda dura dura…

***

Dedim, düğmeyi yanlış iliklediler, şimdi de, gözler görülmedik bir üç katlı, labirentlerle dolu “Kartal kavşağını” hayata geçirecekler. Umarım, tasarruf tedbirlerine takılır da, Büyükşehir’e düşünme zamanı bırakır. 

***

Tabii, şunun farkında değiller; “şehir içinde” yapılacak bu tür altyapılar, bir başka yerde, bir yenisini tetikleyecek. Bu kaçınılmaz… Bunu göremiyorlarsa, ben ne diyeyim?

***

Evet. Düğme yanlış iliklendi, başında. Çorap söküğü gibi gelecek yenileri… Mesela göreceksiniz, Kartal’a üç katlı köprülü kavşak yapılınca, zaten sıkışan Meydan’ı nasıl çözeceksiniz. Zira bu sefer, “şeş cihetten” araçlar akacak, Meydana. Çözüm çok kolay, dört katlı köprülü kavşak da buraya yapılır. Öyle ya alan da müsait. Peki bu durumda Düvenönü’nü, Emek’i nasıl çözeceksiniz?

***

Bu kadar lafı, çok kez tekrarladığım lafı şunun için yaptım. Hiç olmazsa, Sanat Okulu tarafına, dört cihet yaya alt geçit,  Melikgazi Belediyesi’nin sağına ve soluna birer yaya üst geçidi yapında, insanlar rahat geçsin. Palancıoğlu Başkanın burnunun dibinde burası, şayet “destur çekmeden” karşıdan karşıya geçerse, hiç bir şey bilmiyorum. 

***

Demem o ki, bir denemesinde yarar var… Netice de, özünde insanın hayatını kolaylaştıran, konforunu sağlayanı bir ulaşım yatırımı çözüm değildir. Buna, ulaşım dilinde; “çözdükçe düğümleme!” diyorlar…

***

Bir de gelin, bir “proje disiplini” dahilinde, hiç olmasa, şimdilik ana akslara bilgi/uyarı levhaları koyun. Artık, madem hız yolu yaptınız kent içini, bunlar için “tepe üstü” çözümler getirin. Getirin ki, yaklaşanlar, uzaktan görsünler, nereye döneceklerine önceden karar versinler, trafikte düzeni sağlasınlar. Ani duruş ve dönüşler, ulaşımı tehlikeye sokuyor. 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —