Dünya’da olup bitenlere dair gerçekleri duymak isteyeceğiniz bir isim.
Dünden, bugüne ve bugünden, yarına önemli konuları tane tane anlatıyor.
Uydurulmuş değil, yaşanmış olayları, bugüne dair yansımaları ve geleceğe uzanan süreci gösteriyor.
Gerçek bir tarih uzmanı.
Kimden mi bahsediyorum?
Dr. Naim Babüroğlu @NaimBaburoglu
Tarihçi, Yazar, Uluslararası İlişkiler, Strateji, İst. Aydın Üni, İnkılap Yayınevi. http://instagram.com/naimbaburoglu
Onunla yine gündeme dair önemli satır başları ile ilgili bir yolculuk yapıyoruz.
Bakalım neler yaşanıyor bizlerin bile bilmediği, sizlerin ilgi bile duymadığınız Dünya gerçekleri?!...
ÖNCE HATAY...
Ulu önder Atatürk'ün kırmızı çizgisi.
Ama gel gör ki bugün ki hali içler acısı.
Deprem vurdu.
Ardından Sığınmacı istilası ise bir başka garabet.
Diyor ki Babüroğlu;"23 Temmuz 1939 Hatay’ın, Ana Vatan’a katılışının 85’inci yıl dönümü kutlu olsun."
Hatay'ın en kısa sürede gerçek değerini bulması gerekiyor.
Daha da fazla geç olmadan hem de...
HEP AYNI MASALLAR!...
12’den vuruyor Babüroğlu.
Önemli bir gerçeğe parmak basıyor.
Malumunuz Sevr ve Lozan bu ülkede birileri tarafından en çok kullanılan tarihi malzemeler arasında yer alıyor.
Bakın bu konuda Sevr gerçeklerine ile ilgili neler anlatıyor Babüroğlu?
“SEVR imzalanmadı diyenler var.
Cehalet bilinçli bir tercih.
Sevr Antlaşması’nın görüşülmesi için Padişah Vahdettin, Saltanat Şûrasını toplar.
-22 Temmuz 1920’de toplanan Saltanat Şûrası’nda, emekli General Rıza Paşa dışında, Şûra’daki tüm üyeler Osmanlı’nın idam fermanı Sevr’in imzalanması yönünde kabul oyu verirler.
-Eğitim Bakanı Hadi Paşa, Danıştay Başkanı Rıza Tevfik ve Bern Elçisi Reşat Halis tarafından oluşan Osmanlı Heyeti, 10 Ağustos 1920’de Paris’te Sevr Banliyösünde Sevr Antlaşması’nı imzalar. Sevr’e göre Anadolu parçalanıyor, Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti, Güneydoğu’da özerk bir Kürdistan kuruluyordu. Osmanlı ordusu lağvediliyordu. Sevr ile Osmanlı Devleti tarih sahnesinden siliniyor, Türk Milleti’nin son yurdu da elden gidiyordu.
-Ankara’da Millî Mücadele kadrosunun kurduğu TBMM, 19 Ağustos 1920’de Sevr’i tanımadığını ilan eder. Antlaşmayı onaylayan Şûra üyeleriyle, imzalayan üyeleri vatan haini sayarak vatandaşlıktan çıkarır.
Padişah Vahdettin, Sultan Alparslan’ın ve Fatih Sultan Mehmet’in emanetini hiç direnmeden işgalcilere teslim ederken, Mustafa Kemal Paşa vatanı işgalcilerden kurtarmak için mücadele ediyordu.#Atatürk”
BAKIN NELER ANLATIYOR?
“23 Temmuz 1919, Erzurum Kongresi
-Milli sınırlar içindeki Vatan bir bütündür, parçalanamaz.
-Manda ve himaye kabul edilemez.
Milli Mücadele, bu kongre ile liderini bulur.
"Tarih bu kongremizi ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir." der Mustafa Kemal Paşa...
23 Temmuz 1919 gecesi, Sadrazam Damat Ferit’in yazılı emriyle Mustafa Kemal’in tutuklanması için telgraf gönderilir.#ErzurumKongresi”
KİM NE İSTİYOR?
Bu da bir başka acı gerçek.
Hem de çok ciddi manada iç ve dış işbirlikçilerin bir başka tezgahı.
Ne mi peki?
"PKK terör örgütü de Suriyelilerin kalmasını istiyor.
Neden?
Türkiye’yi parçalamak için.
ABD de gitmelerini istemiyor?
Neden?
Sevr için.
Göçmenlerin Türkiye’de kalmalarını isteyenler de bu hedefi arzuluyorlar." diyor Babüroğlu.
HEP MANİPÜLASYON...
Son dönemin modası oldu.
Şimdi de Türklerle müslümanı (etle-tırnağı) ayrıştırıp, karşı karşıya getirip Türkiye'de Türklere zulmetmeye çalışan bir tayfa türedi.
Ne diyorlar bakın?
"'Her Müslüman Türk değildir ama Türk, Müslümansa Türk'tür'"
Suratlarına tokadı patlatıyor Babüroğlu;
“Yoruldum yazmaktan…
-Müslüman olmayan Büyük Hun İmparatorluğu hükümdarı Mete Han, Türk değil mi mesela?
M.Ö. 209’da kurulan Türk Ordusu Türk değil miydi?
-Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan 16 Türk Devleti’nin hepsi Müslüman mı?..
-Büyük Hun, Batı Hun, Avrupa Hun, Ak Hun, Göktürk, Avar, Hazar, Uygur Devleti Müslüman olmadıkları için Türk değiller mi?
Müslüman olmadıkları için Türklükten mi reddedilecek?..
-Şu anda yaşayan Çuvaş, Gagavuz, Karay, Altay, Tuva, Yakut, Hakas, Sarı Uygur Türkleri Müslüman olmadıkları için Türk sayılmayacaklar mı? Siz Müslüman olmadığınız için Türk olamazsınız mı denilecek?..
Macaristan da kendine Türk diyor.
Bu kadar bilgi eksikliği iyi değil.”
NEREDEN, NEREYE?
Dünya'da ki gelişmeler dair devam ediyoruz Dr. Naim Babüroğlu ile.
"İsrail Savunma Bakanı Gallant, Batı Şeria'da savaş uçaklarının kullanımına ilişkin kısıtlamaların kaldırıldığını ve İsrail ordusuna Batı Şeria'daki silahlı tugayları ortadan kaldırma emri verildiğini açıkladı.
-İsrail'in önünde engel kalmadı. Gazze ve Batı Şeria'yı da Filistinlilerden arındıracak.
-Ardından; Lübnan güneyi ve Suriye güneyi. Sonra,
ABD'yle birlikte Yemen ve belki İran."
Bu da bir başka son dakika gelişmesi Babüroğlu'dan.
"Rusya, Temmuz 2024'te ikinci nükleer füze tatbikatını yapacak.
-ABD/NATO'ya karşı hazırlanıyor."
ABD’DE TRUMP KAZANACAK GİBİ…
Bu konuya dair öngörülerini de sıralıyor Babüroğlu;
“NATO zirvesi Biden için kırılma noktası oldu.
32 ülkenin liderliğini yapan bir örgüt.
Orada isimleri bile karıştırdı.
NATO önemli bir güç ve ABD'nin istemediği bir Biden aktörü ortaya çıktı.
Nitekim, ABD Başkanı Biden, adaylıktan çekildi.
Trump tüm sembolleri kullanıyor ve suikast girişimini de kullandı. ABD kamuoyu Trump'ı kabullenmiş durumda.
Trump'a tekrar bir suikast olmazsa 5 Kasım'da Başkanlık Sarayı'nda yerini alır diye düşünüyorum.
Eğer Trump gelirse Ukrayna savaşını durdurabilir, bu Türkiye ekonomisi için olumlu olur.
Yunanistan ile Türkiye'nin bakış açısında daha dengeli bir politika izlenebilir.
F-35'leri ise karşılık olmadan vermez.”
EN GÜZEL SORU...
Bakın ne soruyor Babüroğlu?
Ve... Cevabı da kendisi veriyor tabi ki de...
"Sizce hangi ülke ABD’den hesap sorardı?
-23 Temmuz 1970: ABD Adalet Bakanlığı Türkiye'yi Afyon kaçağıyla mücadele etmediği gerekçesiyle suçlar.
Türkiye ABD'den bu konuda açıklama ister.
-2 Temmuz 1974: ABD'ye rağmen Türkiye haşhaş ekimini serbest bırakır.
-ABD 1975'te silah ambargosu uygular.
Türkiye 21 üssü kapatır."
Buyurun yüreğiniz yetiyorsa bir Kıbrıs Barış harekatı yapın.
Buyurun üstleri kapatın.
Buyurun rahibi vermeyin.
Süleyman Şah türbesini de unutmadık…
Buyurun kafa tutun bakalım.
Nerede o günler.
İş işten çoktan geçti.
Teslimiyetçi bir siyaset, hamasi söylemler…
Atı alan Üsküdar’ı geçti değil mi?!...