Daha mürekkebi bile kurumadı geçtiğimiz Pazartesi günü bu köşede yazdığımız rakamın.
Ama bir yeni müjde daha geldi iyi mi?
Ne mi?
Kişi başına Milli gelire dair.
Biz "Her doğan çocuk 140 Bin TL borçla doğuyor!" yaklaşık “ 2025 Yılı için 16.709 Dolar hesaplanan milli gelirden 3000 doları düşerseniz 13.709 kalır" demiştik.
Ama sağ olsun bizi duymuşlar gibi müjde geldi anında.
Sıkı durun.
Kişi başına milli gelir.
21.00 Dolar oluyor.
O halde doğan yeni çocukların kaç TL borçlu olacağını siz hesaplayın iyi mi?!...
BAKIN NE DİYOR?
Evet…
Başlıyoruz.
Müjdeyi verdik.
Bu müjdenin yorumumu?
O da LDP eski genel başkanı Cem Toker’den.
Diyor ki Toker;
“Hadi yine iyisiniz bayanlar, baylar…
Erdoğan müjdeyi verdi…
Kişi başı milli gelir yıllık 21.000 dolar olacakmış…
4 kişilik aile başına 84.000 dolar..
Ayda her haneye yaklaşık 7.000 dolar…
Tek derdiniz o kadar parayı nereye harcayacağınız olacak!!
Daha ufukta seçim yokken, kişi başı 21.000 dolar vaadi varsa, seçime doğru inşallah 50.000 dolar vaadine hazırlayın kendinizi hamdolsun kardeşlerim…”
AKILLARA ZARAR BİR DURUM…
Asgari ücretin 22.104 TL olduğu bir dönemde en düşük emekli maaşı 16.000 TL.
Peki bir Asgari ücretlinin alabileceği dolar rakamı ne?
530 Dolar
Bunu 12 ay ile çarptığınızda ortaya çıkan rakam mı?
6400 Dolar ediyor kabul edelim.
Emekli için alınabilecek en iyi Dolar rakamını aylık 385 ama gelin biz bunu 400 kabul edelim mi?
Yılbaşında zam var Asgari ücretli ve emekliye değil mi?
Peki döviz kurunda ki artış duracak mı?
Sabitle me imkanımız var mı?
Yok ne yazık ki.
Peki bir evde iki asgari ücretli ve bir de emekli olsa ve eve toplamda 58404 TL girse.
Bunun döviz bazındaki toplamı mı?
1310 Dolar ediyor.
Bunu 12 ay ile çarptığınızda bile ortaya çıkan rakam 15644 dolar.
Bırakın tek başına kişi başı milli gelirde 21.000 doları 2 Asgari ücretli artı 1 emeklinin yaşadığı bir evdeki Milli gelir rakamı açığı tamı tamına 4123 dolar.
Hadi biz diyelim 4000 dolar açık var.
Hem de bir kişi için değil tamı tamına 3 kişi için.
Peki nasıl oluyor da 1 kişiye 21.000 dolar düşüyor.
Memlekette 1 milyar dolar, 100 Milyon dolar, 50 Milyon dolar, 1 milyon kazananların kazancı size yazılıyor da ondan.
Onlar kazanıyor.
Keyfini sürüyor.
Ama sizde onların gölgesini aç, sefil ama köşeyi dönmüş, politikacıların sadece seçim malzemesi olarak sırıtmaya devam ediyorsunuz.
İyi mi?!...
AB MÜZAKERE SÜRECİ...
Madem Döviz'den gidiyoruz.
Bir de AB'de duruma bakalım mı?
Bu konu ile ilgili önemli bir hatırlatması var zira Toker'in.
Diyor ki;
Emekli bir diplomat dostumuz hatırlattı.
Bugün AKPnin Avrupa Birliği üyeliği için müzakerelerin başlama kararı aldırışının 20. yıldönümü.
3 Ekim 2005, AKPnin gündüz vakti Ankara’da havai fişekler atarak kutladığı gün.
Ve 2018’de müzakereler demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü ihlalleri gerekçeleriyle askıya alındı.
Ardından “Nazi artıkları, haçlı ittifakı, biz onların sadece ahlaksızlığını aldık” gibi söylemler geldi.
AB üyesi olmayı beklerken, geri alım anlaşmalarıyla filan AB’nin mülteci kampı olduk.
Vizesiz Avrupa hayal oldu.
Gerisini biliyorsunuz!!!
Ortadoğu’nun parçası olmaya mahkum kaldık.
Gümrük Birliği güncellemesi bile gerçekleşmedi.
Attığınız oy kaderinizdir..
Millet olarak katlanacağız!!!
Tam üye olmasak bile, Kopenhag Kriterlerini ülkede uyarlayarak, Avrupa ile ilişkilerimizi sağlıklı tutarak, Gümrük Birliğini güncelleyerek, vize kolaylıkları alarak, bazı AB ülkelerinden bile daha özgür, daha refah içinde bir ülke olabilirdik…
Aziz milletimiz Ortadoğu’nun tek adamlık rejimini tercih etti…”
EKONOMİDEKİ ACZİYET...
İşte bir başka önemli kaçış noktası daha.
TL'nin değerini öyle bir düşürdüler ki, herkes ya altına, ya dövize, ya arsaya, tarlaya, konuta kısacası Nas’a rağmen faiz dahil Güvenli Limana sığınmanın derdinde.
Bakın bu konudaki tespiti nasıl Toker'in?
"Çok enteresan bir ülke ve yönetim.
Böylesi görülmedi, görülmez de…
- “Ekonominin sorumlusu benim ben” diyen siyasetçinin “faiz sebep enflasyon sonuçtur” tezini savunduğu,
- Maliye Bakanının “yerelleri ikna edemiyoruz” dediği ülkede,
söz dinlediği için görevlendirilen
- Merkez Bankası başkanı da “ekonomiye güvenin” diyormuş!!!
Olur, olur!!!
Güveniriz!!!!
Millet neden TL’de kalmıyor, parasını faize yatırmıyor da gidip döviz alıyor veya altına sığınıyor, onu da anlatın bize de öğrenelim.
AKP’nin uyguladığı ekonomiye liberal diyenin ben….
Aklına şaşayım..
Simit fiyatını da yüce devletin memurları belirliyor, ekmek fiyatını da, sahibi olduğunuz ve satacağınız evin fiyatını da, fahiş fiyatın ne olduğunu da..
Ne rekabetçi serbest piyasa var, ne mülkiyet hakkı, ne sözleşme hürriyeti!!!
“2020’de enflasyon ve faizde tek haneli rakamlara geçilecek” demiş ekonomist reis…
TOKER'İN HAYALİNDEKİ MACLİS
Bitiriyoruz.
Ama bakın ne ile?
Toker’in bir hayali var TBMM ile de ilgili.
“Hayalimdeki Meclis ve millet adına hükümeti, bakanlarını denetleme yetkileri:
Senatör Savunma Bakanına (şimdiki adıyla Savaş Bakanına) soruyor:
- 8 generali ordudan atma nedenin neydi?
Bakan geveliyor.
Senatör tekrar soruyor:
- 8 generali ordudan atma nedenin neydi?
Bakan yine geveliyor.
Senatör yanıtlıyor:
Sadece soruma yanıt ver.
Neden attın diye soruyorum.
Princeton Üniversitesinde okumuşsun.
Sana orada “neden” kelimesinin anlamını öğretmediler mi?”
BİLGE YILMAZ: MAHKUM DEĞİLİZ.
Gelinen nokta ve tablo bu.
“Peki ne yapılabilir?” in cevabı ne?
İşte size yanıtı.
Bilge Yılmaz @ProfBilgeYilmaz “Yaşayacağın bir evin olması, karnının doyması ve çocuğunun eğitim alması...
Bu üç çok temel ve zaruri ihtiyaca erişim her geçen gün zorlaşıyor.
Gıda, konut ve eğitimde fiyatlar çok hızlı artıyor.
Orta ve dar gelirliler fiyatların altında eziliyor.
Yılın bitmesine daha üç ay olmasına rağmen açlık sınırı asgari ücretin çok üzerinde.
Ekonomi yönetimi ise kimsenin inanmadığı rakamları açıklamakla meşgul.
Önceliğiniz vatandaşın geleceği değil, kendi siyasi ikballeriniz.
Ancak kimsenin inanmadığı paylaşımlarınızla güvenirliliğinizi tamamen yitiriyor, havanda su dövüyorsunuz.
Adil ve liyakatli bir yönetimle hep birlikte refah içinde yaşayabiliriz. İktidarın hataları yüzünden bu sıkıntıları çekmeye mahkum değiliz…”