KADİR DAYIOĞLU


MÜJDELER OLSUN

“Müjdeler olsun’” Kayseri’nin toprağına taşına; ve dahi muhterem ahalisine… Kayseri, Niğde-Ankara otoyoluna bağlanacakmış? Ne zaman? Tarihler muhtelif ama bakanlığın portföyüne girmiş öyle gözüküyor. Müjdeyi Bakan Uraloğlu verdi…


“Müjdeler olsun’” Kayseri’nin toprağına taşına; ve dahi muhterem ahalisine… Kayseri, Niğde-Ankara otoyoluna bağlanacakmış? Ne zaman? Tarihler muhtelif ama bakanlığın portföyüne girmiş öyle gözüküyor. Müjdeyi Bakan Uraloğlu verdi…

***

Fakat verilen bilgiye bakılınca, “Planlama ve proje aşamasında” 939 km. otoyol varmış. Bizimkisi de bunun bir parçası, yüz küsur kilometre civarında.

***

Burada sorulması gereken şu: Planlandı da proje aşamasına mı geçildi, yoksa henüz planlama aşamasında mı? 

***

Bunlar belli olacak, sonra fizibil (yapılabilir mi?) mi ona bakılacak. Öncelik sırasına konacak. Yatırım programına alınacak, para bulunacak. Devlet mi yapacak yoksa YİD usulüne göre mi yapılacak? Demem o ki, uzun ve karmaşık süreçler, “dereyi görmeden paçaları sıvamayalım!”, biraz bekleyelim, “siyasi gaz almalara!” pek itibar etmeyelim.

***

Demem o ki, “hızlı trenden ağzımız yandı, yoğurdu üfleyerek içiyoruz!”. Hızlı tren için “geldi-geliyor” hikayesi üzerinden neredeyse on beş yıl geçti. Parasal ve fiziki gerçekleşmeler, ortalama yüzde 20 civarında. O nedenle, 2028 ilk çeyreğinde biter falan sanmayın. Bir kere, 2030’u bekleyin.

***

Ama 2028’de, yine bir sonrası, konu hararetlenecek, açılışlar yapılacak. Sonra, “bir saat bir çeyrekte, Ankara’ya gitmemiz bir başka bahara kalacak!” Ölmez sağ kalırsak göreceğiz. 

***

Yanılıyor muyum? Olabilir… Öyle ya, “beşer şaşar!” derler. O zaman mesela AK Parti Murat Cahit Cıngı, bir yanına DDY ve Karayolları Bölge müdürlerini yanına alır, geniş tanıtımlı bir basın toplantısı yapar… 

***

İsterse DSİ Bölge Müdürü’nü de alsın yanına ona da, “Öküzçukuru  Göleti”ni sorarız. Öyle ya, Murat Bey, ne oldu Gölet? Bittiği günden beri su tutmuyor. Tabii, bu Gölet’in hikayesini diğer milletvekilleri bilmez. 

***

Cıngı dostumuz, kusura kalmasın, konulara en yatkın/yetkin ve bilen birisi. O nedenle, “dabak sevdiği deriyi yer vururmuş!” misali ben de öyle yapıyorum. Yoksa adını bile anmam. 

***

Diğer milletvekillerimizle bir ünsiyetim olmadığından, onların da ne yapıp yapamayacağını bilemiyorum. Unutmayalım, Erciyes Projesi bu hale geldiyse dostum Murat sayesinde, geldi. Hakkı teslim etmek gerekir. 

***

Öyle ya; inşaat bittiği andan itibaren su tutmuyor. Göletin hikayesini bilen zât-ı âliniz. Hatırlar mısınız, bana: “Boğazı tünelle geçtik, bu çağda avuç içi kadar bir su yapısını bitiremedik!”, diye dert yanardınız, milletvekili olmadan…

***

Tabii, be kentte, “fikri takip” olmadığından, unutulup gidiyor, geçmişte verilen sözler, söylenenler, yazılan ve çizilenler.

***

Bakınız, benim yazılarım arşivde… Niğde-Ankara otoyolu gündeme geldiğinde, Kayseri bağlantısı da projeye dahil edilsin diye, af buyurun, “kıçımı yırtmıştım!” ama hiç oralı olmadılar. Ama yaklaşık benzeri bir mesafede Kırşehir (Mucur/Petlas) bağlantısı proje kapsamındaydı. 

***

Tabii, “fikri takip” yapan bir iki kişi bastırdıkça Başkan Mehmet Özhaseki, “ne var bunda, yüz küsur kilometre fıstık gibi duble yoldan Mucur’a ulaşılacak, oradan otoyola girilecek!” savunması yapmıştı.

***

Bunları uydurmuyorum, arşive girip yazılarıma bakarsınız; bir de müthiş hafızaya sahip “Google Amca”ya girilince bu belgelere erişebilirsiniz. Peki, “fıstık gibi duble yol” dururken otoyol bağlantısı netin nesi? İnanarak söylüyorum; benim gibi “mazarat takımından” birkaç kişi yazıp-çizmeseydi, asla gündeme gelmeyecek, Kayseri’nin muhterem ahalisi, “fıstık gibi duble yol” üzerinden otoyola vasıl olacaktı…

***

Tabii, hızlı tren hikayesi de buna benzer. Başta rahmetli Veli Altınkaya ve birkaç arkadaş bastırmasaydık, inanın “hızlı tren” falan yoktu Kayseri’ye… Var diyen, “geçmişte ki planlama” çalışmalarından bir sayfa gönderebilirler.

***

Hatırlarsanız, rahmetli Veli, “hızlı trene binmeden gidersem gözlerim açık kalır!”, demişti. Bir de bana; “abi, parası benden, ilk seferinde trene bineceğiz, Ankara’ya gideceğiz, yemek yiyip kahve içeceğiz, sonra Kayseri’ye döneceğiz!”, demişti. Kısmet olmadı… Sanırım bana da kısmet olmayacak… İnşallah yanılırım. 

***

Tabii, Veli, o yıllarda “hızlı trenin” söz verilen tarihte geleceğine o kadar inanıyordu ki, kolay kolay gelmeyeceğini söyleyen bana arada bir; “Abi, yine komünistlik yapmışsın!”, diyordu… Zaman geçtikçe, o da verilen sözlerin gerçek olmayacağını anladıkça, “haklıymışsın abi!” demeye başladı. 

***

Yine bir tarihte, Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz’ın, yönetiminde bulunan bir arkadaşımız; “Abi, ortaya bir hızlı tren attınız. Bizi de (Oda olarak demek istiyor) zor durumda bıraktınız!” demişti.