KADİR DAYIOĞLU


MÜFREDAT

Bir yandan; dinin belirli bir kalıbına sokulmak istenen; diğer taraftan düşünebilen, sorgulayabilen, eleştirebilen, üretebilen, bilgiyi eyleme dönüştürebilen insan. Ne yaman çelişki bu.


Yirmi yılda şu kadar Milli Eğitim Bakanı değişti… Şu kadar da müfredat... Şimdi Bakan Yusuf Tekin… O da bir müfredat sundu… Tetkik ettiniz mi, bilemem. Ama okulların tümünün İmam Hatip Okulu olması yönüne yelken açıldığı gözüküyor. Adı da; “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”.

***

Bakınız nasıl? Kur’an yazma ve okuma 5,6,7,8,9,10,11 ve 12. Sınıflarda. Peygamberimizin hayatı 5,6,7,8,9,10,11 ve 12. Sınıflarda, Din Kültürü ve Ahlak Dersleri 9,10,11 ve 12. Sınıflarda ve nihayet Teme Din Bilgileri 9. Sınıfta. 

***

Tabii, din dersleri, Kur’an eğitim ve öğretiminde temel soru şu; Hangi dini anlayış ya da yorumu? Ehli hadisin mi, ehli reyin mi, ehli kelamın mı, ehli mutasavvıfın mı, tarihselcilerin mi, vahdeti vücutçuların mı, vahdeti şühutçuların mı anlattığı, anladığı din?

***

Devam edelim. Ehli sünnetin mi, ehli Şia’nın mı, Selefiye’nin mi, Caferilerin mi, Nakşilerin mi, Süleymancıların mı, Nurcuların mı, Mevlevilerin mi, Bektaşilerin mi, Melamilerin mi, Maturidilerin teklif ettiği din anlayışı?Hallacı Mansur, Muhiddin Arabi, Niyazi Mısri işin neresinde olacak?

***

Bunu bir yana bırakalım… Deistler, ateistler, agnostikler ne yapacak? Bunlara da zorunlu olacak mı? Gayri Müslümler için ne tür bir program düşünülüyor? Yoksa onlara da “Allah indinde dinin İslam!” olduğumu öğretilecek? Ya da “Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz” mı denecek?

***

Nihayet; Maturidi ya da Eşari kelamı; Hanefiya daŞafi ya daHambeli ya daMaliki“ilm-i hali” mi esas alınacak?

***

Peki, Anadolu Müslümanlığının temsilcileri Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Sarı Saltuk, Barak Baba, Şeyh Bedrettin vs. konuların öznesi olacak mı yoksa “kafir” olarak mı anlatılacak çocuklara?

***

Biliyorsunuz, şeyhülislam,“müftî-yüs-sekaleyn” (cinlerin ve insanların müftüsü) olarak anılan Ebu Suud Efendi, Yunus Emre’yi “kafir” ilan etmişti. 

***

Hakeza, İmam Buhari de Ebu Hanife’yi… Bir yandan Buhari hadislerini esas alacaksınız, diğer yandan da Hanefi mezhebindeniz diyeceksiniz? Ne yaman çelişki bu. 

***

Oldu olacak bari, tüm okulları İmam Hatip, tüm üniversiteleri İlahiyat Fakültesi yapıp, eski medreseleri ihya edip kurtulalım birader. Ne bu çektiklerimiz.

***

Gelelim diğer derslerin amaçlarına: 

***

Fizik Dersi Öğretim Programı’nda Türkiye’de gerçekleştirilen fizik bilimi ile ilişkili projelere yer verilerek öğrencilere vatanseverlik, tasarruf, yardımseverlik gibi erdem ve değerleri kazandırmanın yanında sürdürülebilirlik okuryazarlığı, dijital okuryazarlık, bilgi okuryazarlığı gibi beceriler kazandırılacaktır.”

***

Fizik dersi ile “vatanseverliğin”, “yardımseverliğin” ne ilgisi var anlayamadım doğrusu?

***

Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nda; çağın gerektirdiği becerilere ve yaşam boyu öğrenme alışkanlığına sahip, üst düzey düşünme ve bilimsel süreç becerilerini kullanabilen, etik ve ahlaki değerleri benimseyen, girişimci ve fen bilimleri alanında kariyer bilincine sahip bireylerin yetiştirilmesi amaçlanmaktadır.”

***

Dostlar; Fen Bilimleri Dersi ile “etik ve ahlaki” değerler arasındaki ilişkiyi birisi anlatsın.

***

Kimya Dersi Öğretim Programı’nda herkes için bilim, bilim için bilim ve toplum için bilim hedefleri ışığında beş ayrı boyuta vurgu yapılmıştır. Bu bağlamda öğrencilerin günlük hayattaki doğal veya yapay nesne veya olayları anlamaları, analitik düşünme eylemi olarak bilimin nasıl işlediğini fark etmeleri, sosyobilimsel konular temelinde kişisel ve toplumsal karar verme gerektiren durumlarda vereceği kararın bilimsel, teknolojik, etik ve sosyokültürel değerlere olan yansımalarını değerlendirmeleri, fen bilimleri alan becerilerini kazanmaları amaçlanmaktadır.”

***

Pozitif bir bilim olan deney ve gözleme dayanan kimya ile “etik ile sosyokültürel” değerler arasında ne tür bir ilişki olabilir?

***

“Biyoloji Dersi Öğretim Programı’nda genelde bilimin, özelde biyolojinin insan hayatındaki rolüne ve gerek Türk-İslam bilim insanlarının gerekse diğer ulusların bilim insanlarının bilime sağladığı katkılara yer verilmiştir. Öğrencilerin bilim teknoloji-toplum-çevre etkileşimine ilişkin bilgi, beceri, yeterlilik ve değerlerinin geliştirilmesi vurgulanmıştır.”

***

Evrim, Darwin, Lamark, Mendelyef’in olmadığı bir biyoloji eğitimi düşünülebilir mi? Evrim, yaşayan bir olgu, her an etkisi altındayız. Bu bir doğa yasası.

***

İşin garibi ne biliyor musunuz? Biyoloji de dahil, pozitif bilimlere katkı veren “Türk-İslam” bilim insanlarının tamamına yakını, İslam Rasyonalistleri yani “Mutezile” öğretisine sahiptir. Bu bilginleri çocuklara nasıl anlatacaklar, çok merak ediyorum. Unutmayın, Mutezile öğretisi Nizamiye medreseleri ve Gazali ile “boğuldu”; mensupları “kafir” ilan edildi. 

***

Bir taraftan Kur’an, siyer, din ve ahlak bilgisiderslerini vs. zorunlu tutuyorsunuz, diğer taraftan demokrasi, hak ve özgürlükten, insan haklarında söz eden ders veriyorsunuz.İşin garibi, bu dersin amaç bölümündeinsan hakları, demokrasi ve özgürlük yok. İnsanları, bir “kalıba” sokma, “tek tipleştirme” amaçlanmakta. İsterseniz, dersin, oldukça uzun amaç bölümünü bir okuyun. 

***

Gelelim felsefe dersine… “…Felsefeyle tanışmış insan; düşünebilen, sorgulayabilen, eleştirebilen, üretebilen, bilgiyi eyleme dönüştürebilen,yaşadığı çevre ve toplumdaki sorunları fark edip bu sorunlara çözüm önerebilen, farklı görüş ve düşüncelere karşı açık olabilen, hayatı daha anlamlı hâle getirebilen bir karakter geliştirir. Felsefe Dersi Öğretim Programı geliştirilirken öğrencileri bu niteliklerle donatabilecek bütüncül bir yaklaşım temel alınmıştır.”

***

Bir yandan; dinin belirli bir kalıbına sokulmak istenen; diğer taraftan düşünebilen, sorgulayabilen, eleştirebilen, üretebilen, bilgiyi eyleme dönüştürebilen insan. Ne yaman çelişki bu.