Türkiye’nin en önemli temel problemlerinden birisi Kentlerdeki mimari çalışmalar.
Yani İmarlaşma faaliyetleri.
Hatırlarsınız bir ara epey gündem olmuştu.
“Türkiye’de yatay mı, dikey mi mimari” diye…
Gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “İstanbul’a en büyük kötülüğü biz yaptık” derken, Bursa’da şehrin göbeğine yapılan ve Uludağ’ı bile gölgeleyen TOKİ konutları için de “Şehrin göbeğine hançer sokulmuş” demişti.
Bu konuda görev yaptığı dönemde eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’de epey özeleştiri yapmıştı.
Malum hem Melikgazi, hem de Büyükşehir belediye başkanlığı ve Bakanlık dönemleri ile bu konuya en çok vakıf olan kişilerin başında geliyor kendisi…
Türkiye’de başta İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere Büyükşehirlerde yaşanan durum herkesin malumu.
Türkiye bir Deprem ülkesi ve son depremler gösterdi ki “Bu işin şakası yok!”
Kayseri’de bu konuya dair Melikgazi Belediyesi geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Meclis toplantısı ile önemli bir karara imza attı.
PALANCIOĞLU: MİLAT OLACAK KARAR
Melikgazi Belediyesi 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren önemli bir değişikliğe giderek, 15 katlı yapı iznini 10 kata düşürme kararı aldı.
Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, bu önemli kararı kamuoyu ile paylaşırken, ayrıntılara da yer verdi.
Palancıoğlu, en fazla okul, en fazla sağlık tesisi, en fazla sosyal tesis, en fazla kütüphane, en fazla cami yapan-yaptırılması konusunda da hayırseverleri yönlendiren başkanlardan birisi.
Bu yeni düzenleme ile birlikte, Melikgazi'deki tüm ruhsatlar en fazla 10 katlı olarak verilecek ve 15 katlı yapılaşma süreci sona erecek.
Belediye meclisinde oy birliğiyle alınan bu karar, kentsel dönüşüm projeleri de dahil olmak üzere bölgedeki inşaat faaliyetlerini yeniden şekillendirecek.
Kendisi de Haritacı olan şehir planlamasını iyi bilen Palancıoğlu, modern ve güvenilir bir şehir inşasında öncelikle Kentsel Dönüşüm önemli görevler düşüyor.
2050’nin hatta 2010’lerin Kayserinin planlanması bağlamında.
ŞEHİR ESTETİĞİNİ KORUNACAK…
Hem şehir estetiğini korumayı hem de sürdürülebilir bir yapılaşma sürecini hedeflediklerini belirten Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, ‘’1 Ocak 2025 tarihi itibarıyla teknik gerekçe sunulmadığı takdirde, 15 katlı yapı iznini 10 kata düşürüyoruz.
Bu tarihten itibaren Melikgazi'mizdeki tüm ruhsatlar 10 katlı olarak verilecek ve böylece 15 katlı yapılaşma süreci sona erecek.
Bu kararı, meclisimizin aldığı en önemli kararlardan biri olarak değerlendiriyorum.
Plan notu Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylandı.
Mağduriyetleri önlemek amacıyla, 1 Ocak 2025'e kadar kat karşılığı anlaşma yapmış arsa sahipleri ve müteahhitlere ruhsat alma süresi tanıyacağız.
Bu anlaşmalara sahip olan arsa sahipleri ve müteahhitlerin, 10 kat üzeri olan ruhsatlarını bir an önce almaları ve işlemlerini tamamlamaları gerekiyor.
İnşaat alanında mağduriyet bulunuyorsa, karanlık oda çıkması gibi teknik gerekçeler varsa 10 kat üzeri inşaat yapma iznini vereceğiz.
Fakat hesaplarımıza göre Melikgazi'nin yüzde 90'lık kısmı 10 katlı yapılarla çözülebilecek durumda.
HERHANGİ BİR SORUN YOK…
Dolayısıyla herhangi bir sorun beklemiyoruz.
Melikgazi'de yeni dönem, 10 katlı binaları geçmeme şartıyla devam edecek inşallah.
Bu karar belediyemiz için de geçerli olacak.
2025 yılından itibaren kentsel dönüşüm projeleri de dahil olmak üzere maksimum 10 katlı inşaat yapılara izin vereceğiz.
Bu kararı bir milat olarak görüyorum.
Belediye meclisimizde aldığımız kararın hayırlara vesile olmasını dilerim.’’ dedi.
DEPREM GERÇEĞİ…
Bunu artık herkes çok iyi biliyor.
Türkiye bir Deprem ülkesi.
Bu nedenle de yapılaşma daha sağlam, daha fazla kontrollü ve mümkünse 5 katı geçmemeli ve Yatay mimari ön plana çıkartılmalı.
Yaşanan acıları biliyoruz.
Bundan sonra da kimsenin yaşamasını istemiyoruz.
Bu konudaki en önemli denetim mekanizması Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve belediyeler.
İnsan hayatı her şeyden önce ve önemli.
ARTIK ŞEHİR DİKEY MİMARİYE DOYDU…
Türkiye’de yapılaşma oranı epey yüksek.
Belli illerde zaten doymuş durumda.
Artık insan hayatını önceleyen, şehir estetiğine değer veren, insanların daha da komforlu yaşamalarına katkı sağlayan yapılaşmalar ön plana çıkartılmalı.
Avrupa ülkelerinde olduğu gibi her isteyen istediğini yapamamalı binalara.
Ekler, ilaveler, aklınıza gelebilecek ne kadar gereksiz tasarruf var ise hem içeride hem de dışarı da belediyelerin kontrol ve denetiminde olmalı.
SORUMLULUK OMUZLARINDA…
İlimizde görev yapan belediye başkanlarının çoğunun ikinci, üçüncü dönemleri.
Şehircilik konusunda çıraklık dönemleri bitti.
Kafalık dönemi de çoktan sona ermiş durumda.
Artık hepsi de belediyecilik konusunda Usta isimler.
Bu nedenle ilimize yapılacak olan her türlü olumlu çaba ve çalışmanın haklı gururunu yaşarken, yaşanabilecek olası her türlü olumsuzluk karşısında da tüm sorumluluk onların omuzlarında.
Verilen sözler tutulmalı.
Hayata geçirilecek olan her proje ince elenip sık dokunmalı ve kamu çıkarı daha fazla ön planda tutulmalı.
MİMAR SİNAN’IN TORUNLARI
Bu nedenle atılacak olan her adım önemli.
Bahaneleri yok.
Bahane üretme hakları da yok doğal olarak.
Ne de olsa aynı zamanda büyük usta Mimar Sinan’ın torunları hepsi de.
Bu bağlamda Kayseri bu saatten sonra Yatay Mimari alanında Melikgazi belediyesinin aldığı bu tarihi karara uymalı ve bundan sonra da mümkün olduğunca binaların katları düşürülmeli, deprem gerçeği ve insan hayatı da göz ardı edilmemeli.
Kayseri 6000 Yıllık tarihi ile geçmişten geleceğe köprü görevini daha da başarılı çalışmalarla taçlandırmalı.
İpek Yolu, Kültepe-Kaniş-Erciyes ve Kapadokya motifleri daha da ön plana çıkartılmalı…
Kayseri belediyeleri insanımızı daha da iyi şartlarda yaşatmalı ve buna imkan sağlayacak ayakları yere sağlam basan projelerle bu çaba ve çalışmalar desteklenmeli…