KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 04.06.2025 12:18

KURBAN BAYRAMI...

Facebook Twitter Linked-in

Yarın kurban bayramı. Kesilen kurbanların insanlığa sağlık ve mutluluk getirmesi dileğiyle, bayramımızı kutluyorum. Daha nice, huzur içerisinde bayramlar diliyorum. 

***

Geçen yıllarda yapılan tartışmalarda; “Horozdan, tavuktan kurban olur mu?” gündemin birinci sırasında yer alırdı. Neredeyse; “güvercinden, serçeden, bıldırcından kurban olur mu?” sorusunu tartışacak; gide gide artık, “tüm kaldırsak olmaz mı?” noktasına varacaktık... Ne günlerdi o günler yâ Rabbi... 

***

Kurban da dahil tartışılan dini konuların hiç birisi yeni değildir. Bu gibi konular, çağlar boyu sürekli tartışılmış... Karşılıklı suçlamalar olmuş... Karşı görüşler sunulmuş... Zaman zaman kanlar dökülmüş. Sonuçta “mezhepler/ekoller” oluşmuş... Tafsilatlı bir “İlmihal” kitabına bakarsak, bunları görürüz.

***

Haaa... Bunlar tartışılmasın mı, gündeme gelmesin mi? Elbette tartışılsın, gündeme gelsin ama edebi dahilinde... İnananı, inanmayanı; taraf olanı olmayanı; sonuçta toplumu incitmeden, rahatsız etmeden...

***

Hem kurban da uzun tartışmalar sonunda belirli esaslara bağlanmış, bir dini konu... Kimine göre sünnet... Kimine göre ise vacip... Tüm fıkıh ekollerinin birleştikleri konu, farz olmayışı. Hoca efendiler böyle diyor... Bizlere de inanmak düşer. Ayrıca; amaçları, yöntemleri, hedefleri, referansları vs. farklı da olsa tüm inanç sistemlerinde kurban vardır...

***

Kurb, kurban, karabet, akraba, karib gibi sözcükler aynı kökten gelirmiş ve sözlük anlamı; yakın, yakın olmak, yaklaşmakmış... Kavram yani “ıstılah” anlamı ise Kurban Bayramı’nın ilk üç günü içerisinde yine belirlenmiş ölçüler dahilinde yine belirlenmiş hayvanları kesmek... 

***

Bunların içerisinde kümes hayvanları olmadığı gibi, kesenin de belirli bir gelire, belirli bir maddi varlığa yani zengin olması gerekir... Zenginliğin ölçüsü de farklılıklar olsa da yine fıkıh kitaplarında belirlenmiştir... İllâ keseceğim diyenlere de saygım sonsuz, kurbanlarının kabulünü dilerim...

***

Biz Türkler, genellikle, “Hanefi Fıkıhı” na göre amel ettiğimizden, bu ekolün ölçülerine uyarız... Olay bu kadar basit... Kavgaya, insanların kafasını bulandırmaya, insanları vesveseye düşürmeye ne gerek var?

***

Anlamak mümkün değil...  Kesmek istemeyen kesmez... Fukaraya zaten düşmez... Kesecekler de o beldedeki ya da o ülkedeki yerleşik usullere uyar, ayrılık gayrılık olmasın, diye! 

***

Kurban genel anlamda Allah’a yaklaşmak, yakın olmak olunca, Azizandan Ahmet Tahir Mârâşi Hazretlerinin şu nefis sözü hatırıma gelir: “Gerçek kurban o dur ki; tüm masivâdan beter olan benlik bakiyesini yok etmektir!” 

***

Buyrun bakalım, içinden nasıl çıkacaksak çıkalım... Var mısınız buna? Vallahi, ben yokum; zira benliğim buna izin vermez.

***

Bu sözden anlayabildiğim kadarı ile gerçek kurban şuymuş; “Her şeyden beter olan benlik duygusunu gözümüzden, gönlümüzden söküp atmak!” Sözlerin güzeli de Cenab-ı Peygamber’den; “Namaz, bütün takva sahiplerinin kurbanı, yani Allah’a yaklaşma yoludur.”

***

O halde kurban, “Sadece hayvan kesmek ya da boğazlamak” anlamı taşımıyor... Bu sadece işin bir boyutu. Ve bunu da Kurban Bayramı’nda belirlenmiş usullere göre yerine getiririz... Bu nedenle; “Eski köye yeni adet getirmenin bir yararı, yok!” Kesebilecek durumda olanlar bırakınız bildikleri gibi kessin... 

***

Keserken de sözlerin en güzeli olan şunu unutmasın; ”Şu bir gerçek ki, kurbanların ne etleri, ne kanları Allah’a asla ulaşmaz. O’na asla yaramaz. Allah’a ulaşacak olan, sizin gönüllerinizde ki takva olacaktır!”

***

Evet. Allah’a ulaşabilmenin en önemli yolu samimiyettir, ihlastır... Muhabbettir…  Şu anda olmayan merhamettir… Kesilen kurbanların, yapılan duaların kabulü ile Kurban Bayramımız kutlu olsun.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —