MUSTAFA CENGİZ


KREDİ KARTI BORÇLARINI ÖDEYEMİYORUZ!

Tablo ortada. Duruma bir göz atalım. Bireysel kredi ve kredi kartı borçları, 3,6 trilyon lirayı aşarken, borçlarını ödeyemeyen yurttaşlarımızın sayısı 1 milyonu geçti. Türk insanı iyiden iyiye köşeye sıkış(tırıl)mış durumda. Neresinden bakarsanız bakın, kelimenin tam anlamı ile bir fecaat söz konusu. Ekonomik anlamda da durum pek farklı değil. Ve… İşin daha da garibi. Ya da daha da ironik durumu ne mi? Hükümet ne kadar U dönüşü yaparsa yapsın, İnsanlardan borçlarının üstüne mini bir borç eklemek için hamlesini yaptı ama yediremedi. Hükümetin hamlesi de, vatandaşın talebi de belli. Bu saatten sonra sanırım köşe kapmacaya devam. Vatandaş, sesini çıkartmadan köşesinde oturup beklerse ve  yerse tabi ki de!...


Tablo ortada.

Türk insanı iyiden iyiye köşeye sıkış(tırıl)mış durumda.

Neresinden bakarsanız bakın, kelimenin tam anlamı ile bir fecaat söz konusu. 

Ekonomik anlamda da durum pek farklı değil. 

Ve… İşin daha da garibi.

Ya da daha da ironik durumu ne mi?

Hükümet ne kadar U dönüşü yaparsa yapsın, İnsanlardan borçlarının üstüne mini bir borç eklemek için hamlesini yaptı ama yediremedi.

Özetleyelim mi?

TBMM ne sunulan son teklifle tüketicinin sırtına yüklenmeye çalışılan yeni vergiler.

Başta Kredi kartı limiti 100 Bin TL olanlara 750 TL ekstra.

Her ne kadar geri adım falan dense de işin cılkı çıktı artık, kim ne derse desin!...

1 MİLYON KİŞİYİ GEÇTİ!...

Duruma bir göz atalım.

Bireysel kredi ve kredi kartı borçları, 3,6 trilyon lirayı aşarken, borçlarını ödeyemeyen yurttaşlarımızın sayısı 1 milyonu geçti.

Kim söylüyor bunu?

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, vatandaşların bireysel kredi ve kredi kartı borçlarının 3,6 trilyon lirayı aştığına dikkat çekerek, “Bankalara olan borçlarını ödeyemeyen yurttaşlarımızın sayısı 1 milyonu geçti. Bu insanların çoğu, geçim sıkıntısı nedeniyle borçlarını ödeyemiyor ve icra takibine alınıyor. Borç krizinin pençesine düşen vatandaşlarımız, giderek artan faiz oranları ve yüksek enflasyon altında yaşam mücadelesi veriyor. Hükümet, vatandaşın ekonomik yükünü hafifletecek somut çözümler üretmek yerine, yurttaşlarımızı yalnız bırakıyor” dedi.

Ve… İktidar bunu bile bile inat ve ısrarla diyor ki, “İsrail bize saldırabilir. Savunma sanayini güçlendirmemiz gerekiyor. Bu nedenle pamuk eller cebe!…”

İŞTE KORKUNÇ TABLO!...

Genç, bireysel kredi ve kredi kartı borçlarının27 Eylül- 4 Ekim haftasında 13,4 milyar lira artarak 3,6 trilyon lirayı aştığını belirterek, borç krizinin pençesine düşen vatandaşların, giderek artan faiz oranları ve yüksek enflasyon altında yaşam mücadelesi verdiğini ifade etti.

Ekliyor Genç ve diyor ki tespitinde ‘Halkımızın yaşadığı sıkıntıları görmezden gelmek, sorunun çözümüne bir adım bile yaklaştırmıyor…’

Vatandaşların kredi ve kredi kartı borçlarının 3,6 trilyona ulaştığını belirten Genç, “Diğer yandan, vatandaşlarımız giderek artan borç yükü altında eziliyor. 

Sadece bireysel kredi ve kredi kartı borçları, 27 Eylül- 4 Ekim haftasında 13,4 milyar lira artarak 3,6 trilyon lirayı aştı. Bankalara olan borçlarını ödeyemeyen yurttaşlarımızın sayısı 1 milyonu geçti. 

Bu insanların çoğu, geçim sıkıntısı nedeniyle borçlarını ödeyemiyor ve icra takibine alınıyor. Borç krizinin pençesine düşen vatandaşlarımız, giderek artan faiz oranları ve yüksek enflasyon altında yaşam mücadelesi veriyor. Hükümet, vatandaşın ekonomik yükünü hafifletecek somut çözümler üretmek yerine, yurttaşlarımızı yalnız bırakıyor” değerlendirmesini yaptı.

Çelişkiler yumağı kelimenin tam anlamı ile…

Bakar mısınız?

Türkiye’deki işsiz sayısının 11 milyon olduğunu belirten Genç, “Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz artık inkâr edilemeyecek boyutlara ulaşmış durumda. TÜİK’in açıkladığı veriler, resmi işsiz sayısının 3 milyon 55 bin olduğunu öne sürüyor. Ancak hepimiz biliyoruz ki, bu rakam gerçek işsizliği yansıtmaktan çok uzak. Zamana bağlı eksik istihdam ve umutsuzca iş aramaktan vazgeçmiş yurttaşlarımız da eklendiğinde, gerçek işsiz sayısı 11 milyonu buluyor. Resmi işsizlik rakamları ardına saklanarak halkımızın yaşadığı sıkıntıları görmezden gelmek, sorunun çözümüne bir adım bile yaklaştırmıyor” dedi.

SANAYİ ÜRETİMİ % 5,3 AZALDI

STK’lar İhracat rakamlarının artığına sevine dursun size bir başka acı tespit daha: “Sanayi üretimi ağustos ayında yüzde 5,3 oranında azaldı”

Genç, sanayi üretiminin son üç aydır düşüşte olduğunu hatırlatarak, “Ayrıca, sanayi üretimindeki düşüş, ekonomik daralmanın sanayiye olan olumsuz etkilerini açıkça ortaya koyuyor.  Sanayi üretimi son üç aydır arka arkaya daralırken, ağustos ayında yüzde 5,3 oranında azalmış durumda. Bu, sadece sanayi işçilerini değil, üretim zincirinde yer alan tüm emekçileri ve dolayısıyla tüm ülke ekonomisini etkileyen bir tablo. 

İhracat ve ithalat rakamlarındaki azalış, ülkemizin dış ticaret dengelerinin sarsıldığını gösteriyor. Ekonomi yönetiminin bu konuda attığı adımlar yetersiz kalıyor ve vatandaşın sırtına daha fazla yük bindiriyor” ifadelerini kullandı.

‘EN YOKSUL KESİMİN GELİRDEN ALDIĞI                                                          

PAY YÜZDE 6,15’E DÜŞMÜŞ DURUMDA’

Genç, TÜİK’in verilerine göre en yoksul kesimin gelirden aldığı payın yüzde 6,15 olduğunu belirterek, “Gelir dağılımındaki eşitsizlik de her geçen gün derinleşiyor. TÜİK’in son verileri, en zengin yüzde 20’lik kesimin gelirden aldığı payın yüzde 48,66 olduğunu gösteriyor. En yoksul kesimin payı ise yüzde 6,15’e düşmüş durumda. Bu, gelir adaletsizliğinin ne kadar vahim bir hal aldığının göstergesi. TÜİK’in kendi verilerinde bile bu kadar büyük bir uçurum varken, halkımızın alım gücünün düştüğünü görmek zor değil” dedi.

YOKSULLUK SINIRI 70 BİN LİRA…

Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 70 bin lirayı bulduğunu ifade eden Genç, “Bu veriler, AKP’nin ekonomi politikalarının ne kadar başarısız olduğunu gözler önüne seriyor. Bugün ülkemizde, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 70 bin lirayı bulmuş durumda. Her geçen gün daha da yoksullaşan, borçlanmak zorunda kalan ve gelecek kaygısı taşıyan yurttaşlarımız, hak ettikleri refah seviyesine kavuşmayı bekliyor. AKP iktidarı ise bu sorunlara çözüm bulmak yerine, gerçekleri çarpıtarak günü kurtarmaya çalışıyor.” diye konuştu.

GELELİM TÖK’ÜN TESPİTİNE…

Tüketici Örgütleri Konfederasyonu (TÖK) Genel Başkanı Fuat Engin, Haksız uygulamanın yasalaştırılması durumunda hukukun gereğini yapmak üzere duyarlı meclis gruplarını Anayasa Mahkemesine başvuru yapma konusunda göreve çağırdığı açıklamasında  “TBMM ne sunulan son teklifle tüketicinin sırtına yüklenmeye çalışılan yeni vergiler kabul edilemez, bu haksız uygulama girişiminden acilen vazgeçilmelidir.” dedi. 

SSDF'nin kaynaklarının artırılmasının amaçlandığı belirtilerek; Motor silindir hacmi 100 cm'ün altında olan motosikletlerle ve motor gücü 6 kW ve altında olan motosikletlerin motorlu taşıtlar vergisi kapsamına alınarak vergi tarifesinin belirlenmesine  yanında, vergi beyannamelerinden, gümrük idarelerine verilen beyannamelerden, SGK’na verilen sigorta prim bildirgeleri ve aylık prim ve hizmet belgesi ile muhtasar beyannamenin birleştirilerek verilmesiyle oluşturulan beyannamelerden alman damga vergisi tutarı kadar, yıllık gelir vergisi beyannamelerinden ise damga vergisi tutarının yarısı kadar,Tapu ve kadastro işlemlerinden maktu tutarda, Noterlerde yapılan işlemlerden maktu tutarda, katılma payı alınması yönünde düzenleme yapılması için TBMM ne sunulan teklifin gerekçesi olarakta,  tahsil edilecek payların tamamının Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmek amacıyla Savunma Sanayii Destekleme Fonuna (SSDF) aktarılacağı ifade edilmiştir.        

DELİ DUMRUL VERGİSİ Mİ?   

Engin, açıklamasının ikinci bölümünde ise şu ifadelere yer verdi:      

Ayrıca, teklifte bu şekilde toplanacak payların bütçeye gelir kaydedilmeyeceği de belirtilmektedir. Hemen devamında 2023 yılı bütçe verilerine göre SSDF gelirlerinin yaklaşık % 80'ini vergi gelirlerinden ayrılan paylardan oluştuğu iddia edilmiştir.

Finansal işlemlerde bankalara haksız kazanç sağlamak adına düzenlemeler yapılarak başta kredi kartları olmak üzere her yapılan finansal işlemden tüketiciye bedel ödetilmesi yanında, şimdide hükümet eliyle yeni yükler getirilmesi hakkaniyete uygun bir durumudur.

Emeklilerin ve çalışanların maaşlarından kaynakta kesilen vergiler, yapılan her harcamada ödenen yüksek tutardaki dolaylı vergiler, vergilerden yeniden KDV adı altında uygulanan vergiler tüketicinin belini bükmüşken TBMM ne sunulan teklif içeriğinde yer alan yeni yüklerin tüketiciye yüklenmesi zalimlik değimlidir.

4842 sayılı Kanun gereğince Savunma Sanayi Destekleme Fonuna; Gelir ve kurumlar vergisi tahsilat toplamı üzerinden %6, Veraset ve intikal vergisi tahsilat toplamı üzerinden %25, Motorlu taşıtlar vergisi tahsilat toplamı üzerinden %20, oranında bütçeden ayrılan pay varken, toplanacak tutarların bütçeye aktarılmayacağı yaklaşımı toplumu yanıltma değimlidir. Tüketiciler olarak tüketicilerin belini büken çok sayıda haksız vergi varken, TBMM ne sunulan teklifle getirilmek istenen yeni mali yükleri kabul etmiyoruz/etmeyeceğiz ve hemen geri çekilmelidir diyoruz.              Kanun teklifinin yasalaştırılması durumunda duyarlı olan siyesi parti gruplarından konunun Anayasa Mahkemesine taşınmasını talep ediyoruz.

BUYURUN BU DA RESMİ VERİLER!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK); 2023 yılına ilişkin Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Bölgesel Sonuçlarını açıkladı. 

Sivas, Kayseri ve Yozgat illerini içerisine alan TR72 Bölgesi’nde yoksul sayısı ve yoksul oranında 2022 yılına göre artış yaşandı.

Verilere göre işsizlikle mücadele edilen TR72 Bölgesi’nde yoksulluk sınırı arttı.  Her bölge için eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirin yüzde 50'si temelinde hesaplanan verilere göre TR72 Bölgesi’nde 2022 yılında 15 bin 459 lira olan yoksulluk sınırı 2023’te 30 bin 173 liraya yükseldi.    

TR72 Bölgesi’nde 2023 yılında yoksul sayısı da bir önceki yıla göre artış gösterdi. 2022’de 275 bin olan yoksul sayısı 2023’te 307 bin kişiye çıktı. TR72’de 2022’de yüzde 11,3 olan yoksulluk oranı 2023’te yüzde 12,1’e yükseldi.

Hükümetin hamlesi de, vatandaşın talebi de belli.

Bu saatten sonra sanırım köşe kapmacaya devam.                                      

Vatandaş, sesini çıkartmadan köşesinde oturup beklerse ve  yerse tabi ki de!...