KADİR DAYIOĞLU


KREDİ KARTI

“Şimdi de kredi kartları üzerinden ‘tüketimi’ kısmaya çalışıyorlar. Ama şunu unutuyorlar, kısılınca üretim azalacak, işsizlik patlayacak” demiştim.


Dünkü yazımda; “Şimdi de kredi kartları üzerinden ‘tüketimi’ kısmaya çalışıyorlar. Ama şunu unutuyorlar, kısılınca üretim azalacak, işsizlik patlayacak” demiştim.

***

Hemen belirteyim. Ben, kredi kartına karşı değilim. Çağdaş bir enstrümana kim karşı olabilir ki? Burada sorun, “ayağı yorganına göre uzatmamak!” Yerinde ve zamanında kullanmak kartı. Yapılan harcamanın, hesap dışı çekilen paranın, borçlanma olduğunu unutmak. 

***

Mesela kredi kartların, gelişi güzel dağıtılması. Meydanlara kurulan tezgahlarda “kredi kartı” dağıtıldığı hafızalarımızda. Önüne gelene dağıtılan kredi kartlarının ve gerçeklere sığmayan kredi limitlerinin ne tür sonuçlar doğuracağını ülke ekonomisini yönetenler fark edemedi. 

***

Kabahat sadece kullananların mı? Bankaların hiç mi kabahati yok? Elbette var. Öyle ya, bankalar belirli bir riski hedef alıyor. Diyelim ki, geri dönüşü olmayan para toplamın şu kadarı kadar olmalı, diyor. Bu hedefi tutturuldu mu mesele yok diyor. Aslında bu mantık, tüm ticari faaliyetler için geçerli.

***

Siz sanıyor musunuz ki, tüccarın sattığı, sanayicinin üretip sattığı, bankaların verdiği her kredinin tamamı geri dönüyor. Böyle bir dünya yok. Sonunda dönmeyenler“şüpheli alacaklar” olarak bilançolarına girer. Tahsil edebildiğini tahsil eder, kalan kesinleştiği taktirde mesele kalmaz. Vergiden düşer. 

***

Kredi kartları harcamaları da, bankalar için böyle. Tahsil edebildiklerini ederler, tahsil edemediklerini, sırf bu işle uğraşan bürolara satarlar. Onlar da nasıl tahsil ederler? Bilemem… Telefon borcu da böyle, internet borcu da böyle vs.

***

Peki, elektrik, su, telefon, internet doğal gaz borçlarını ödemeyenlerin durumu ne? Ne kadarı tahsil edilemiyor, ne kadarı “batık”, bilemiyorum… Bunlar da kredi kartlarından farklı değil.  Kredi kartlarında gelinen son ise, aşağıdaki haber gibi…

***

Türkiye'de kredi kartı borçları alarm vermeye devam ediyor. Son bir yılda yüzde 100 artış gösterdi. Yüksek enflasyon ve ekonomik kriz, vatandaşları kredi kartı tuzağına düşürüyor. 

***

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, ödenmesi gereken bireysel kredi kartı borçları 1,6 trilyon TL'yi aştı. Özellikle taksitsiz borçlar büyük bir artış gösterdi. 

***

Batık alacaklar ise geçen yıla göre üç katına çıkarak 42,6 milyar TL'ye ulaştı. Demekki, yaklaşık toplam 1,6 trilyon lira borcun 42,6 milyar lirası batmış. Yani, yüzde 3,75’i… Umarım yanlış hesaplamadım. Bence pek sorunyok. Tabii, kabul edilebilir oran tavanı nedir sektörde bilmek lazım.

***

Zurnanın zırt dediği yer şimdi geliyor. Takipteki alacaklar. Bankacılık sektöründe takipteki alacaklar, önceki haftaya göre 4,3 milyar TL artışla 257,2 milyar TL’ye çıkmış. Takipteki alacakların 42,6 milyar TL’si bireysel kredi kartlarından kaynaklanmış. Batık kredi kartları geçen yılın aynı döneminde 11,6 milyar TL seviyesindeymiş.

***

Takipteki alacakların 257,2 milyar liraya çıkması çok endişe verici. Bakalım, bunun ne kadarı tahsil edilecek, ne kadarı “batık alacağa” dönüşecek.

***

Kartlı harcamalarda 2 Ağustos’ta 335,8 milyar TL ile rekor seviyeye ulaşılmıştı. Bu tutarın 53,9 milyar TL’si market ve alışveriş merkezi harcamalarına; 21,8 milyar TL’lik de çeşitli gıda harcamalarına gitmişti.

***

6 Eylül haftasında en belirgin haftalık yükselişler, eğitim, kırtasiye, ofis malzemeleri, hizmet sektörleri ve yapı malzemeleri harcamaları gruplarında görüldü. 

***

Harcamaları azalan alt gruplar arasında ise elektrik-elektronik ve akaryakıt harcamaları öne çıktı. TCMB verileri 6 Eylül haftasında vergi ve bireysel emeklilik sistemi (BES) ödemeleri 5,3 milyar TL azalışla aşağı yönlü etkide bulunmuş.

***

Tabii, ben Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve muhterem mahdumları Bilal Erdoğan gibi “ekonomist” olmadığımdan, aklım bu kadara erdi. Ama tekrar ediyorum, yanlış hesaplamadıysam, “batık krediler”, toplamın yüzde 4’ü kadar ise, bence, ekonomi için bir sorun yok. Ama takipteki alacakların 257,2 milyar lira olması çok düşündürücü. Tabii, bunun için de, daha önceki dönemlerde, takipteki alacakların toplama orana neydi, onu bilmek lazım?

***

Demem o ki, kredi kartı çağdaş ve olmazsa olmaz bir enstrüman, yeter ki, kullanmayı bilelim. Fire ise, yukarıda da değindiğim gibi, ticari faaliyetlerin her aşamasında olur. Yüzde yüz tahsilat yapan, hiçbir sektör, hiçbir işletme olmaz. Aksi, işin doğasına aykırıdır.