Şimdi de Koç ailesi hedefte… Biat etmeyenleri bir bir hedefe koyuyorlar… Kimleri yok etmediler ki?
Koç ailesinin açıklamasından anladığımıza göre şimdi de onlar hedef tahtasına oturmuşlar… Haber metnini ODA TV’den aldım…
***
Bizde çok eksik olan “burjuva”bir aile Koçlar…diyebileceğimiz, istihdam, katma değer yaratan, yüz akımız asırlık aileyi hedefe koymanın bu ülkeye faydası ne? Herkesin aklını başına alması gerekir… Diğerleri gitti de ne oldu ki? Olan ülkeye oldu…
***
Anımsayabildiğim kadarı ile, “asırlık” diyebileceğimiz, iki Türk aile daha var. Eczacıbaşılar ve Sabancılar… Çoklar, 1950 sonrası ticaret, sanayi, inşaat vs. işlerine girmiş, günümüze kadar gelmiş aileler… Bunları, siyasal, sosyal tercihleri nedeniyle yıpratmanın hiçbir faydası yok ülkeye…
***
Hırsları, kinleri, nefretleri dinmedi;“Selanik”, “Suyun ötesi” jargonu ile epey yıprattılar ülkemiz insanlarını, aileleri. Ne yazar, ne çizer, ne akademisyen, ne asker, ne bürokrat ve ne de iş adamı kaldı, hücum etmedikleri…
***
Sanki, o yıllarda, Anadolu insanının “fiziki ve beşeri sermayesi” çok yüksekti de onları ekarte etti bu “soysuzlar!” Bunu görmek isteyenler, Osmanlı üst düzey bürokrasisinin kompozisyonuna bir baksınlar… Kimi Rum, kimi, Ermeni, kimi Yahudi, kimi Levanten yani “gayri Müslüm” Osmanlı tebaasıdan…
***
Bunlarla ilgili hikayeleri dinleyen bir nesiliz… Üzerlerine kitaplar, makaleler yazıldı. Bunları okuyarak geldik bu günlere. Kulaklarımıza çok üflediler. Hâlâ devam ediyor…
***
Baksanıza, Şevki Yılmaz denen adam, bazı “Selaniklilere”“soysuz” deme gafleti gösterdi… Kin ve nefretini, kustu. Tabii, kastının Mustafa Kemal Atatürkve arkadaşları olduğu muhakkak… Tepkiler karşısında, kastının bu olmadığını söylese de, onu külahıma anlatsın…
***
Neymiş, Osmanlı sülalesini yurt dışına sürmüşler, o nedenle “soysuzlarmış!”. Tabii, gayretini güttükleri Osmanlı sultanlarının kahır ekseriyetinin annelerinin “soyu” belli. Çoğu Sultan anne tarafını bilmez… Kahır ekseriyeti “cariye”. Boşnak mı, Hırvat mı, Rus mu, Çerkez mi, yine çoğu bilinmez.
***
Ha, bu bir eksiklik mi? Asla değil…Hiçbir zaman inanç, soy, sop,nesep gayreti gütmeyiz. Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel harcında“ırk” yoktur, “kültür” ve“aidiyet duygusu” vardır.
***
Nitekim, “soysuz!” dedikleri, Cumhuriyetin banisi yüce Atatürk de şu veciz sözle ifade etmiş bunu: “Ne mutlu Türk’üm diyene!”. O nedenle, bu ülkeye “vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür!”. Selaniklisi de, Boşnak’ı da, Çerkez’i de, Kürdü de, Arnavut’u da, Polanyalı’sı da, Rus’u da, Arap’ı da öyle…
***
Neyse, gelelim habere ve Koç ailesinin açıklamasına… Herkese ders olsun. Biat etmeyen herkesin başına gelebilir. Haberleri olsun…
***
Suudi Arabistan'daki Süper Kupa krizinin ardından maçının ardından hedefe konulan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç iddialar hakkında birtakım açıklamalar yapmıştı. Koç Grubu hakkında şimdi de “Ekrem İmamoğlu'nu Cumhurbaşkanı yapacağı” iddiası ortaya atıldı. Koç Grubu'ndan iddialara yönelik açıklama geldi.
***
Koç Grubu, dijital bir yayında dile getirilen,"Koç Grubu'nun Ekrem İmamoğlu'nu gelecekte Cumhurbaşkanı yapacağı" iddiası ile ilgili şu açıklamada bulundu:
“Hiçbir somut delil gösterilmeden, ilgisiz olayları neden sonuç ilişkisi barındırmaksızın birbirine bağlayan bu iddialar tümüyle gerçek dışıdır. Ülkemizin ekonomik ve toplumsal kalkınması için 100 yıla yakın süredir var gücüyle çalışmakta olan Topluluğumuz, siyasetin bir parçası değildir.
***
Son dönemde Koç Topluluğu'nu ve Koç Ailesi'ni hedef alan asılsız iddiaların kamuoyunda kasıtlı bir şekilde yanlış algıya yol açmak için gündeme getirildiğini dikkatle gözlemliyoruz. Gerçek dışı iddialarla Topluluğumuzun hedef alınmasına asla izin vermeyeceğiz.
***
Bu vesileyle, gazetecilik etiği ile bağdaşmayacak şekilde mesnetsiz bilgi yayan ve Topluluğumuzu zan altında bırakma sorumsuzluğunu sergileyen kişilere yönelik hukuki haklarımızı kullanacağımızı belirtmek isteriz.”
***
Vakti zamanında, muhalifleri, Ahmet Haşim’i (Bağdat 1887-1933), “Arap Haşim!” diye küçültmek isterlermiş. Buna; “Beyler yapmayın, Bağdat’ı kaybettik hiç olmasa Haşim’i kaybetmeyelim!” diye tepki gösteren, insanlık ve ahlak timsali, yurtsever, Diyarbakırlı Süleyman Nazif(1870-1927) sahip çıkmış…
***
Bizim Soysuzlar, Süleyman Nazif’i de bilmezler… Nazif, çok ilde valilik (Basra, Kastamonu, Trabzon, Musul, Bağdat) yapmış. Öldüğünde terekesinden ne çıkmış biliyor musunuz? Yelek cebinde,“iki-üç nikel kuruş!”
***
8 Şubat 1919, tarihimize“kara bir gün” olarak geçti. İstanbul’daki Fransız işgal orduları komutanı Franchetd’Esperey beyaz atına binerek bir fatih edası takındı, şehirdeki Rum ve Ermeniler ise “fatihlerini” törenle karşılayarak “onurlandırdı.” İstanbul zaten İtilaf Devletlerinin işgalindeydi. Yapılan, bu şov Türk’e hakaretten başkası değildi.
***
Nazif,ertesi gün, “Kara Bir Gün” yazısını yayınladı, Hadisat Gazetesi’nde. Tabii Fransız generali çılgına döndü. Süleyman Nazif’in yakalanmasını emretti. Nazif, birkaç ay kaçak yaşadı. Kaçaklık sırasındaİngilizlerin eline düştü. Kurşuna dizilmedi. Fakat Malta’ya sürgün edilmekten kurtulamadı.