Kayseri’de kamu televizyonunun hikayesine ara vereceğim basına yansıyan bir konuya değineceğim. Haber dikencom.tr’de Cihan Tekin’e ait. İnanın, okuyunca hiç şaşırmadım. Kamunun sağlık hizmetine ticari gözle bakarsanız, olacağı bu…
***
Kızılay Basın Müşaviri Selahattin Bostan, uzun süreli kiralamayı doğruladı. Kiralamalardan sonra Kızılay’ın işlettiği herhangi bir hastane veya tıp merkezi kalmayacak.
***
Bostan:“Uzun süreli kiralama için Medical Park, Medicana ve Medipol gibi özel sağlık sektöründeki büyük gruplarla görüştüklerini söylen Bostan, ihtiyaç duyulması halinde buraların yeniden Kızılay tarafından işletilmesi ve personelin işlerine mevcut özlük haklarını kaybetmeden devam edilmesi şartıyla sözleşme imzalanacağını belirtti” ve devam etti…
***
Ayrıca hastane ve tıp merkezlerinin ruhsatları Kızılay’da kalmaya devam edecek. Kızılay’a bağlı hizmet veren Kızılay Sağlık; Kartal, Kağıthane, Konya ve Kayseri olmak üzere dört tam donanımlı hastaneyle Altıntepe ve Bakırköy olmak üzere iki tıp merkeziyle genel sağlık hizmeti sunan Türkiye’nin özel grup hastaneleri arasında.Ülke genelinde yılda 950 bin kişiye hizmet sağlayan grup, yılda yaklaşık 39 bin cerrahi müdahale gerçekleştiriyordu.”
***
Gerekçe çok masum; “Cumhuriyet’in ilk yıllarında Kızılay’ın sağlık hizmetine ihtiyaç vardı. Şimdi ise kalmadı.”
***
Bu doğru mu? Hayır doğru değil… Hâlâ gereksinim var, zarar etse de… Kızılay, kâr amaçlı değil, hizmet amaçlı bir kuruluş. Zarar da etse, sübvanse edeceksiniz, bunun için kaynak bulacaksınız. Tıpkı, dönemimizde bizlerin yaptığı gibi. Çok şükür, bunca yıl yönettik, her yıl teftiş gördük, eksiklerimiz kusurlarımız oldu ama yüz kızartıcı bir eylem ve işlemimiz olmadı.
***
İkincisi, Kızılay’ın kurumsal olarak sağlık hizmeti vermeye başlaması, 1980 sonrasına takaddüm eder… Daha önce “kan”temini,kağıt rozet takarak“kumbara” ile para toplama, afetlerde mahruti çadırkurmadışında bir hizmeti yoktu. Her ilkokulda Kızılay kolu vardı.
***
Bu düz mantıkla devam edersek, Kan temini ve sosyal hizmet imkanları yaygınlaştığından, Kızılay’a gerek kalmadı… Artık, emvali satılabilir, hazineye irat kaydedilebilir. Kapatılır gider Kızılay… Öyle ya, ne gerek var… İlgili bakanlılar var, dernekler, tarikatlar, cemaatler var… Hatta tüm varlığını, bir cemaate, tarikata, derneğe de devredebilirsiniz.
***
Beyler beyler… Kendinize gelin. Yönettiğiniz kurumun işlevlerini bilin. Dedim, kâr değil hizmet kurumu. Yönetemiyorsanız, Kayseri Kızılay’ın yarın teslim almaya hazırız. Bu kafayla giderseniz, zırnık bağış alamazsınız.
***
İddialı bir şey söyleyeceğim… 1980’lerin ortalarında, boş bir kasa, bir masa ve birkaç taşınmazla devraldığımız Kayseri Kızılay’ın örnek hale getirdik. Ama AK Parti iktidarı, yereli de arkasına alarak, bizleri, bir bir tasfiye etti. Kendi adamlarını getirdi… Tam arka bahçesi yaptılar.
***
Bunlara, yaşadığım ve bildiğim için söylüyorum… Kızılay’ın, “şeref üyesiyim”. Ama akıllarına aidat söz konusu olunca düşüyorum… Açıyorlar telefonu, atıyorlar mesajı, “aidat borcunuz var!”, diye… “Kardeşim istifa ettim!” diyorum. Yakamdan düşmüyorlar… En sonunda e-devlet üzerinden istifamı verdim.Soruyorum Kayseri yönetimine; Şu kadar zamandır yönetimdesiniz, “kazandırdıklarınızı” paylaşır mısınız, Kayseri kamuoyu ile…
***
Ben ise, dönemimizde kazandırdıklarımızın onlarcasını bir çırpıda sayarım… Bunların en büyüğü Kızılay Hastanesi. Biz bu hastaneyi, iğne ile kuyu kazarak, kazandırdık… Örnek olduk… Bu oluşuma, başta Halit Narin hemşerimiz olmak üzere iki yüzün üzerinde hemşerimizin katkısı var… Her bir odaya da bunların ismi verildi.
***
Halit Bey, başkanı olduğu Tekstil İşverenler Sendikası’ndan, birkaç milyon dolar bağışta bulundu. Paraya bizim elimiz bile değmedi. Harcamayı İl Özel İdaresi yaptı… Valimizde de Osman Güneş’ti… Hakkı teslim noktasındayım, tesisin ortaya çıkmasında, bizlerin kat be kat üzerinde Ayhan Uzandaç, Mustafa Alemdar Güngör ve merhum AsafMehmetbeyoğlu’nunçalışmalarını ve girişimlerini görüyoruz.
***
Tabii, bağışlar “güven” esasına göre oldu. Nitekim son kertede, Sayın Narin, birkaç milyon dolarlık daha tıbbı cihaz alacaktı, Sendika üzerinden. Kızılay Genel Merkezi, yönetime el koyunca, kalan arkadaşlarımızı da tasfiye edince, vazgeçti yardımdan… Gerekçesi neydi? Biliyor musunuz? “Ayhan, siz varsınız diye ben yardım yaptım. Madem yoksunuz artık yardım mardım yok!” Halit Bey’i,saygı ile anıyorum.
***
Bunun hikayesiniAyhan Abinin detaylı bir biçimde anlatmasını dilerim. Yok öyle, “ihtiyaç kalmadı!” diye, “kara gün dostu Kızılay’ın” kolunu kanadını tırpanlamak. Ama doğru olan bir şey var; Depremzedelere para ile çadır sattığı ayyuka çıkan Kızılay’dan her şey beklenir.
***
Yukarıda değindim, Hastane’nin ortaya çıkması için irili ufaklı iki yüzün üzerinde hayır sahibinin katkısı var. Kiralamada bunların rızasını alacak mısınız? Unutmayın, çoğu şartlı bağış ve Kızılay’a yapıldı, benim paramla yapın ama başkalarına kiraya verin diye değil.
***
Hukuki durumu bilmem ama yüzlerce dava ile karşılaşılması kaçınılmaz… Haberiniz olsun… Hal böyle olunca, hayırseverler zırnık koklatmaz Kızılay’a… Umarım, bu yanlıştan dönülür… Benden uyarması.