KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 12.09.2024 11:36

“KENT HAFIZASINA KATKI” (Tekrar)

Facebook Twitter Linked-in

Yaklaşık on yıl önce köşemde çıkan bir yazımı paylaşmak istiyorum. Umarım yararlı olur.

***

Geçenlerde, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, şehrimizi ziyaret etti. Bu ziyarette, “dönüşüm projesi” Kayseri’de 20 yıl önce başladı, demiş. Kastedilen, “gecekonduların” yıkılıp “imarlı” hale getirilmesi ise doğru. Tabii, bu söz beni sekiz on yıl öncesine götürdü, bir polemiği anımsattı

***

Başkan Özhaseki, Niyazi Bey dönemlerini kastederek; “40’a yakın gecekondu mahallesi kurdurdunuz. Dolayısıyla şehrin canına okudunuz!” türünden bir takım beyanatlar vermişti, yıllar öncesi. Hatta bu köşeye de taşımıştım bunu “40 Mahalle Meydan Savaşı” adı altında. Buna da CHP İl Başkanı, Niyazi Bey’i yanına alarak tepki göstermişti. 

***

Efendim iki tarafından bilgi noksanlığı içerisinde olduğunu kesindi. Kayseri’nin gecekondulaşma ya da “kaçak yapılaşma” tarihi hakkında pek bilgileri; ayrıca, bunları bilgilendirenlerin de, kusura kalmasınlar, dünyadan haberleri yoktu. 

***

Gerçekten Kayseri Belediyecilik tarihine katkıda bulunmak istiyorsak bildiklerimizi yazılı hale getirmeliyiz, yansız, tarafsız ve art niyetsiz... İşi, “Benim babam senin babanı döver!” zeminine çektiğimiz taktirde sağlıklı sonuç alamayız ve de birbirimizi çok üzeriz. Ve hayırlı bir sonuç da çıkmaz…

***

Efendim; bilinenin aksine Kayseri’de kaçak yapılaşma ya da gecekondulaşma (kaçak yapı ile gecekondu arasındaki farkı biliyorum) 1970’de değil, 1950’de hatta daha önceleri başlar. İlk örneği de Gaziosmanpaşa semti. Yine sanılanın aksine mahalle anlamında en yoğun gecekondunun yapıldığı dönem 1950-1960 arası. Başkanlar da Osman Kavuncu, Şahap Sicimoğlu... Plevne, Barbaros, Yavuzlar (kısmen), Yıldırımbeyazıt, kısmen Gültepe vs. bu dönemlerin yerleşim yerleri…

***

Çalık zamanında Battalaltı, Mahrumlar, Gültepe vs. Bahçecioğlu döneminde ise yeni kurulan gecekondu mahallesine çok az rastlansa da tamamında ve hem de yoğun bir biçimde ruhsatsız yeni yapılara izin verildi, elektrik ve su bağlandı. 

***

Oysa sözgelimi Çalık döneminde “iskan ruhsatı” olmayan yapılara elektrik ve su bağlanmazdı ama yıkılmazdı da… 1973 belediye seçimleri hemen öncesi, elektrik ve su verilmesi konusunda çok ısrar edildiyse de Çalık, inat etti ve verdirmedi. Bunu da tarihe bir not olarak düşmek istedim.

***

Yok, “40 mahalleden” kasıt, Nazım ve İmar Planı müellifi Yavuz Taşçı’nı, çalakalem,  “sit bölge” yaptığı onlarca eski mahalle ise, bu konuda Özhaseki, yerden göğe kadar haklı. CHP’nin söyleyebileceği hiçbir şey yoktur, bu konuda… Bu “sit bölge”hikayesi, Niyazi Bey’in, çok ama çok önemli bir hizmetine yani  “Nazım Planı”na gölge düşürmüştü…

***

Dediğim gibi Özhaseki’nin kastı, Niyazi Bey döneminde yapılan Nazım İmar Planı’nda öngörülen “sit alanlar” ise diyecek bir şey yok. Kaldı ki, bunlar “gecekondu” değildi. Ama gecekondular ya da “kaçak yapılanmalar” ile ilgiliyse, tekrar ediyorum, bilgileri tamamen yanlış.

***

Gelelim şimdi işin bam teline: Gerek 1950 öncesi ve sonrası ve gerekse 1973’ten günümüze kadarki gelişmelerin özünde “göç” olgusu yatar. Gaziosmanpaşa, Plevne size neyi hatırlatıyor? Balkanları ve Balkan Türklerini, değil mi? 

***

Bu insanlar göç ya da mübadele ile yurtlarını terk edince zorunlu olarak, ülkemizin her yerinde,  bu tür yapılarda barındırılmak zorunda kalındı. Bilmem, Plevne’yi bilir misiniz? “Teneke Mahalle” olarak da bilinen, Sümer Ortaokulu’nun hemen güneyinde idi. Damları, teneke ile örtüldüğü için verilmişti bu isim. 

***

Kırsaldan şehre gelenlerin durumları da benzerdi… Tıpkı 1970 sonrası şu ya da bu nedenle yurtlarını terk eden Doğulu ve Güneydoğu Anadolulu vatandaşlarımızın batıya akın akın göç etmeleri sonucu oluşan yerleşim yerlerinde barındıkları gibi… 

***

Göçler için önlemler alınmadı mı, o dönemler? Neden alınmasın ki? Yukarıda ismini saydığım bazı mahalleler civarında, Çalık döneminde planlanan “1,2… noluGecekondu Önleme Bölgeleri” o dönemin çözüm modellerinden birisiydi. Muhtemelen Niyazi Bey bunları unutmuştu. Romen teknolojisi ile,“Prefabrik yapı elemanları” üretmek için yaptığı girişimi de… İlk, sanırım tek uygulama da, Sümerbank kavaklığı denilen yerin hemen kuzeyinde bulunan binalardı.

***

Göçler, bizim irademiz dışında oluşan olaylardı. Kimse engel olamazdı. Bunlara hazırlıksız yakalandık. Bu doğru. Ve 70’li, 80’li yıllar ülkemizin çok sıkıntılı dönemleriydi… Bu da doğru… 

***

Şimdi ise önümüzü görebiliyoruz. Ve şurası da muhakkak: Karatepe, Özhaseki, Yıldız, Kılıç, Çelik  Kayseri tarihine, merkezdeki gecekonduları kaldıran ve buraları imara açan başkanlar olarak geçecekler. Bu bile yeter! Demek ki, başlayalı 20 yıl olmuş… Ama bitmedi!.. Kocasinan, biraz yavaş gitti. İnşallah, yeni Başkan Çelik, kısa zamanda dönüşümü bitirir.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —