KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 13.12.2022 12:18

KAYSERİSPOR’A BAŞKAN ARANIYOR!

Facebook Twitter Linked-in

Değerli Başkanımız Memduh Büyükkılç: ... katkı sağlamak isteyen herkesi beklediklerini söyleyerek; “Kayserispor’da adaylık herkese açık. Kongre yapıldığında hep beraber bakacağız. O zamana kadar neler olur neler çıkar bilmiyorum. Dediğim gibi imkanı olan, bu işi seven, hakikaten katkı sağlamak isteyen herkesi biz davet ediyoruz”, demiş.

***

Kıymetli Başkanım, bu yaşta, başkanlığa hazırım ama yükleneceğimi de bilmek isterim. Kayserispor’un“borç-alacak” listesini verebilir misiniz? Bunu şunun için istiyorum; Başkan olduğumun ertesi günü kapımı çalıp; “Benim şu kadar alacağım var!”, diyenlere cevap verebilmek için.

***

Mesela; mevcut Başkan Berna Hanımın ne kadar alacağı var? Mesela, kapımı çalıp;“şu kadar milyon avro alacağım var!” derse, ben ne yapacağım?

***

Mesela; eski başkanlardan Erol Bedir, kapımı çalıp;“şu kadar milyon lira alacağım var!”, derse ben ne yapacağım?

***

Mesela, yine eski başkanlardan merhum Recep Mamur’un varisleri kapımı çalıp;“babamızın şu kadar milyon dolar alacağı vardı, almaya geldik!”, derlerse ben ne yapacağım?

***

Veya bir “X” şahıs, kapımı çalıp; “Başkan, kulüpten şu kadar alacağım var!” derse ben ne yapacağım?

***

Ha. Bunları derken, hayal falan kurmuyorum… Başımızdan geçtiği için söylüyorum. Öyle ya;“aynı suda iki kez yıkanılmazmış!”Ayrıca; büyüklerim; “dibini göremediğin suya iki ayağınla girme!”, diye öğüt vermişti. O nedenle, Kayserispor’un,“defterini, temeseğini” görmem lazım, aday olabilmem için. 

***

Sevgili Başkanım; 1970’lerin başında, ne yapardınız bilemem!..Futbol ile ilgilenir miydiniz? Onu da… Ama bu fakir, merhum Şaban Cenkçiler’in yönetim kurulundaydı… Kimler yoktu ki? Hasılı kelam, yönetimi aldık, kongrede… Alır almaz, “pres” de başladı, bize karşı. Tabii, başını da, isimleri lazım değil, “Kayseri uluları” çekiyordu. “Kazancılar” ise, “uluların” suflörlüğünü yapıyordu. Yaparken de; “Cenkçi iflas etti…  Şimdi Kayserisporu kullanacak!”, türünden uydurma yayıyorlardı. 

***

İşçi Kredi Bankası bloke koymuştu hesabımıza, kuruş işlem yaptırtmıyordu…Alacaklılar sıraya girmişti… Bir de baktık; Kayserispor’dan herkes alacaklı… Kimi nakit vermiş, kimi mal ve hizmet vermiş, kimi senet kırdırmış… Yine “Uluların teşviki” ile futbolcular, eski alacaklarını tahsil için baskı yapıyordu, yönetime… Hasıl kelam, bunalmıştık, iki ya da üç hafta zor dayanmıştık, kulübü kongreye götürdük ve anahtarı teslim ettik…

***

Sayın Başkanım; yarım asır önce başımızdan geçtiği için bu teklifte bulundum; işin başında resmi, gayrı resmi, “borç-alacak” listesini istedim. Bakalım kimlerin alacağı, kimlerin borcu varmış…

***

Takip eden yıllarda da görev aldım yönetimde (sanırım dört dönem olacak). Bir keresinde İşçi Kredi Bankası’ndan, bir ay içerisinde, on beşe yakın, farklı hesap almıştık… Mesela, rahmetli Y. Mimar Selçuk Karakimseli abimiz, belgeli, 100 ya da 150 bin liralık senet kırdırmış İşçi Kredi Bankası’ndan… Senedi Kayserispor ödeyemeyince, ona rücu etmişti. Ödemiş… Kulüpten talep edince; “Zengin adam, o kadar kulübe katkısı olsun!” diyerek, talebini geri çevirmişlerdi.

***

Kebapçı Hilmi (Özdoğan) ile Mustafa Tazecioğlu’nun, transfer karşılığı GS’a verdikleri senetler vadesinde ödenmeyince, zor durumda kalmışlar. Özdoğan, neredeyse evindeki “çok çok kıymetli” halılarını satacak;Tazecioğlu, eşinin mücevherlerini “bozduracak” duruma gelmişti. Yönetimin isteksiz olmasına rağmen, rahmetli Zeki Abi (Özbakkal) ile ısrarımız sonunda, bu “borcun onlara ait değil,Kayserispor’a ait olduğunu” tevsik için karar almış ve “Karar Defteri”ne yazdırmıştık. 

***

Yine o yıllarda, “beş babayiğit” abimiz, İş Bankası’ndan, karşılıklı, 650’şer bin liralık senet kırdırmışlardı. Öyle ya, bu kadar büyük senet, İşçi Kredi Bankası’nda işlem göremezdi o yıllarda. O nedenle, İş Bankası’na gidilmişti. Müdür ve Vefik Bey idi… Sonunda, Kayserspor’un ödemesi gereken parayı, “babayiğit” abilerimiz ödemek zorunda kalmıştı? Bir daha mı? Tövbe!.. Kulübün semtine uğramamışlardı.

***

Bu “babayiğit abiler” kimlerdi biliyor musunuz; Mustafa Nevzat Özhamurkar, Cahit Aral, Hüseyin bayraktar, Agah Bozkurt ve sanırım Rasim Başgül idi… Rahmetli Ağah abinin, Elektrik Şirketi’ne gelip, muhasip üye, rahmetli Zeki Abi’nin odasında nasıl sızlandığını hiç unutmam… “Zeki Bey!”, derdi, devam ederdi: “Hafakanlar basıyor… Uyuya bilmek için fasulye ayıklıyorum!”, derdi. 

***

Rahmetli Üveyiz Abi (Molu), çok zor duruma düşmüştü… “Zor duruma düşünce”, “gözden” de düşmüştü… Etrafında pervane gibi dönenler semtine uğramıyordu artık… “Hiç olmasa alacağımı verin!” diye kulübün kapısını çaldığında, yüzüne kapıyı kapatmışlardı. O da alacaklı gitmişti kulüpten…

***

Olayları ve “Onay Sineması”nı hangi şartlar altında yaptığını çok iyi bildiğim için yazıyorum… Güzel adamdı, bir defa Molu gibisi gelir mi? Bilemem… Nur içinde yatsın. 

***

Son bir anı daha… Avni Bulduk’un oğlu Mehmet Bulduk’u transfer için, Ankara Bulduk Oteli’nde, “şahsi garanti vermiş” ve bir tutanak yapmıştıkAvni Beyile, tam “bir milyon liralık”Bulduk da Kayserili… Kulübü temsilen rahmetli Mehmet Özsarıyıldız, rahmetli Ali İhsan Varinli abilerimle birlikte imza atmıştık. Avni Bulduk’un arkadaşı rahmetli Saadettin Kızıklı amcamız işi bağlamıştı. O da vardı yanımızda… Tabii, cefakeş ve çilekeş Kebapçı Hilmi de… Diğerleri rahmetli oldu, Allahtan Hilmi hayatta, o anımsayacaktır, mutlaka.

***

Değerli Başkanım… Siz hiç tasalanmayın… Hiç dert etmeyin… Sayın Mehmet Özhaseki bir başkan bulur… Ama “kor ateşi”, başkaları avuçlamak istemez… Unutmayın; kişi başına 8 bin dolar geliri olan bir kent, profesyonel bir kulübü finanse edemez… Bazen zoraki, bazen gönüllü verilen paralarla da bu çark dönmez… Sonuçta; tekrar ediyorum: “Profesyonel bir olay, amatörlerce ve amatörce yönetilemez!”

 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —