Kayserispor’da suların durulması bir yana, fırtınaya dönmeye başladı. Erken mi? Hayır bence çok geç. Nedeni ise çok tekrarladığım gibi, “profesyonel bir olay amatörlerce ve amatörce” yönetiliyor. Bu eşyanın doğasına aykırı olduğu gibi, sürdürülemez de…Sürdürülebilir diyen varsa, buyursun başkanlığı alsın; “işte hendek işte deve!”
***
Suçlamalar “gırla” gidiyor. Her başkan ayrılırken “üç mektup” bırakıyor. Merhum Başkan Recep Mamur’a kadar uzanıyor. Sorun şurada kimin ne alacağı var; kim ne kadar borçlandı, kim ne kadar borç ödedi, borçlar kime? Bunda bir netlik yok.
***
Birader, bu kulübün “defteri kitabı” yok mu? Merhum Mehmet Çalık’ın dediği gibi; “yüz paralık bakkalın on paralık defteri, olur!” Neyse!
***
Lig yeni başladı. Bu şartlar altında genel kurula gidiliyor. Tabii, bu ortamda takım ne yapar? Bilemem. Ama durum pek iyi değil.
***
Genel kurul yapılacak. Büyük umutlarla kurulan bu kaçıncı yönetim olacak? Tabii, başkan olarak bu sefer “havuza kim itilecek!” göreceğiz. Tabi, kim itecek? Öyle ya, şimdiye kadar, “iten” hiç ortaya çıkmadı. İtilenler ise“feryad ü figan” içerisinde.
***
Her yönetim, büyük umutlarla kurulur. İlk beyanatlar da; “Kayserispor, layık olduğu yere gelecektir!”
***
Daha sonra hava, yavaş yavaş değişmeye başlar, gerçekler gün yüzüne çıkar...
Hatta bazı yöneticiler; “Bizi bu havuza kim itti!” biçiminde yakınmalara başlar...
Bir kısmı da; “Hayırlısıyla, genel kurul gelse de bir kurtulsam!” der...
Bazıları da ; “İşini, eşini, aşını!” bahane ederek sıyrılmak ister, işin içinden...
***
Vakti zamanında, “torun tosun sahibi olmuş” adamların, “Vallahi de billahi de artık babam razı olmuyor. Bu yüzden beni affedin!” dediklerine tanık olduğumuzdan, gidişatın nereye doğru olabileceğini az çok tahmin edebiliyoruz...
***
Ben oldum olası bu konuda üç şeye karşı çıktım ya da kabullenemedim...
Birincisi, amatör yöneticilerle, profesyonel bir kulübün yönetilmesine...
İkincisi, belediye başkanlarının, profesyonel kulüplere başkan olmasına...
Üçüncüsü, belediyeler üzerinden şu ya da bu şekilde kaynak aktarılmasına...
***
Doğal olarak şu soru akla gelir; “bu, neyin karşılığı verilir?”, bilemem.
Halen de bu görüşümü korumaktayım...
***
Kulübün yıllık bütçesi en azından 25-30 milyon dolardan aşağı olmamalı...
Bu kadar para aidat, maç, loto, totovs. gelirlerinden karşılanmaz...
Kaldı ki bu gelirler, bir kulübün günlük masraflarını dahi karşılamaz...
Yöneticiler de bir yere kadar, destek verir...
Nereye kadar?
***
Zira ver ver, bitmez... Dipsiz kuyu,gibidir...
Çünkü profesyonel futbol; “Gak deyince et, guk deyince su” verilmesi gereken bir uğraşı alanıdır...
Yöneticilerin verecekleri de kısıtlı olduğuna göre...
***
Geriye kalıyor, belediyelerin yardımı... Ya da belediyeler üzerinden aktarılacak kaynak...
Bunların da belediyelerin kasalarından, başkanların kesesindençıkmadığı bilinir...
Peki, o halde “bu değirmenin suyu nereden gelir?”
***
Bu konuda rivayet muhteliftir.
Rivayet muhtelif olunca da somut bir bilgiye ulaşmak mümkün değildir...
***
Karamsar bir tablo çizdiğimi biliyorum...
Kimse de kusura kalmasın...
Moralleri bozmak istemem ama sonuç, üç aşağı beş yukarı yukarıda açıkladığım gibi olacak...
Ne diyelim? Hayırlı ve uğurlu olsun!..
***
“Bir şey öyle olacak olduğu için öyle olur!”
***
Yeni yönetime ve yeni sezonda takıma başarılar dilerim!