KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 13.03.2023 12:39

KAYSERİ’DE DEPREM ETKİLERİ

Facebook Twitter Linked-in

Kayseri beşik gibi sallanıyor. Uzmanlar buna, “deprem fırtınası” da diyor. Ama bir iki gündür sakin… Fakat ahali “korku/kuşku”manyağı oldu. Bir de “hocaların”desteksiz atışı, bunu etkiliyor. Neymiş, Kayseri’de 7 üzerinde deprem olabilirmiş? Ama fayın geçmişini hiç açıklamıyorlar?

***

Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremi şiddetli bir biçimde hisseden şehrimiz, bunlardan sonra, il içerisinde bulunan küçük ölçekli fayların kırılması ve bunların artçıları da iyice hissediliyor. Şuana kadar il merkezli depremlerin büyüklüğü 5,0’ı geçmedi… 4 ila 5 arasında… Bu büyüklükteki depremin bile sorunlu yapılarda, sıvılaşma özelliği yüksek yerlerde, yıkıcı ve ağır hasarlı olabileceğini uzmanlar bildiriyor. 

***

Resmi açıklamalardan anladığımız kadarı ile merkezde ağır hasarlı yapı az… Daha çok kırsalda, Kahramanmaraş’a yakın bilgelerde mesela Sarız’da, çok sayıda yıkılan, ağır hasarlı yapı görmekteyiz. 

Çok sayıda cami minaresinin yıkılması söz konusu… Tabii, bir kere daha düşünmek lazım. İki yada üç şerefeli minare yapılması şart mı? 

***

Bu yükseklikteki minare, depremsellik açısından sorunlu olduğu gibi, estetik açıdan (altın oran) da hoş değil. Daha uyumlu bir minare düşünülemez mi? Bu konuda, Büyükşehrin ve ilçe belediyelerinin duyarlı olmaları, proje onay aşamasında müdahale etmeleri arzu edilir. Mabetlerde de zevk-i selim, akl-ı selim egemen olmalı.

***

Yine, çok sayıda okulun yıkılma tehlikesi karşısında boşaltılması da düşündürücü. Haliyle, çoğu hayır amaçlı bu yapıların projesinin, yapım aşamasının ve kullanılma sürecinin ciddi denetlenmesi gerekir. Bu konuda Vilayetin ve İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinin dikkatli olmasında yarar var.

***

Soru şu: Neden kamu binaları bu denli hasar görüyor, Proje mi kötü, yeterince kontrol edilemiyor mu, yüklenici seçiminde yeterince inceleme yapılmıyor mu? Vs.

***

Tabii, bu süreçte hep gündeme konutlar ve kamu binalar gündeme geldi. Peki, sanayi yapılarının, ticaret merkezlerinin durumu ne?

***

Mesela, çürük zemin üzerine oturan, sıvılaşma özelliği yüksek, aslında bataklık zemine oturan Kayseri OSB ve Serbest Bölge’de bulunan sanayi tesislerinin, altyapıların ve hizmet binaların durumu ne? Bir açıklama bekleriz.

***

Yine mesela, bu iki bölgede jeolojik etüt, depremsellik açısından, bir sayfa da olsa, bir rapor var mı? Varsa, bu rapora göre mi yapıldı binalar ve altyapı? Gerçekten merak ettim. Bir açıklanırsa memnun oluruz ve mal sahipleri de, çalışanlarda tedirgin olmaz, huzur içerisinde üretime devam ederler. 

***

Ya da bir başka anlatımla; Kayseri OSB ve Serbest Bölge yer seçimi yapılırken, zemin ve jeolojik etütler yapıldı mı?Yine bu bölgelerde, depremler sonrası sanayi bölgelerinde ve işyerlerinde hasar tespit çalışması yapıldı mı? Yoksaacilen yapılmalı ve Kayseri fotoğrafına girmeli…Yine yoksa ileriye dönük sağlıklı analiz yapamayız.

***

Mesela, OSB Camii minarelerinin nasıl sallandığı, videolara yansımıştı. Mesela, çürük zemine yapılan Kayseri OSB arıtma tesisinin durumu ne? Camilerde bir hasar var mı?

***

Bir bilgi vereyim: Kayseri OSB’nin ilk kuruluş yılları ve hemen sonrası “Çevre Kanunu” ve buna bağlı “Çevre Etki Değerlendirmesi Raporu” (ÇED) diye bir şey yoktu. 11 Ağustos 1983 tarihindedir yayınlanan Çevre Kanunu ile ilk kez “ÇED raporu” alınma zorunluluğu getirildi. İlgili yönetmelik de on yıl gecikme ile 1993 yılında çıktı. Sonra, çeşitli değişikliklere uğradı.

***

Kayseri OSB, kabaca, üç aşamada genişledi. İlki 600 hektar (400+200 ha.). Sonra 1.200 hektara ve 2000 sonrası Ahmet Hasyüncü döneminde 2.400 hektara çıktı. 2.400 hektara çıkış, daha da bataklık, daha da sulak Hürmetçi sulak alanına doğru oldu. Hatırlayın, bir günde “139 sanayi” kuruluşunun temeli atıldı, üçüncü genişleme alanında…Ahmet Hasyüncü döneminde, 31 Temmuz 20003’de yapılan temel atma törenine Başbakan Sayın Erdoğanda katılmıştı. Yine bu aşamada, Hacılar sınırı içerisinde kalan, ruhsatsız yapılan, Hacılar Özel OSB,Kayseri OSB’ye katıldı.

***

Tabii, burada merak ettiğim bir diğer husus da şu: Kayseri OSB ve Serbest Bölge yer seçimi yapılırken, zemin ve jeolojik etütler yapıldı mı?

***

“Yaratana hürmeten Hürmetçi’ye dokunmayın!” derken, hatta Sanayi Bakanlığı, Sanayi Odasınca uyarılırken, siyasi güç, inat etti ve genişlemeyi yaptı. Korkularından olsa gerek, zemini güçlendirmek için binlerce ton “çakıllıtoprak”Yılanlı’dan bölgeye taşındı. Hatta bir bölümünün temin, taşıma, dolgu masrafını OSB yüklendi. Ne kadar yüklendi, bilinmiyor. 

***

Son aylarda basına bir haber düştü. Mevcut OSB yönetimi, doymamış olacak ki, Hürmetçi’ye doğru biraz daha genişlemek istiyorlarmış. Yani, iyice batağa girecekler… Yani, yer kürenin böbreği, bir sulak alanı yok edecekler. Umarım bu depremler, yöneticilerin kafasına “dank”eder ve bu sevdadan vazgeçerler. Bir sulak alanken kurutulan Amik Ovası’nın (Hatay) yapılaşmaya açılmasının, ne gibi bir felakete müncer olduğu umulur ki, gözden ırak tutulmaz. 

***

Umulur ki;Kayseri OSB yöneticileri binalarda ve altyapılarda, depremin yaptığı tahribatın, bir envanterini çıkartır… Yok, saklamaya kalkarlarsa, yanlış yaparlar. Benzeri bir durumda, Serbest Bölge için de geçerli. Onlar da tahsis edilen arsanın (600 hektar) üçte birini yani 200 hektarını kullanıyorlar… Umulur ve temenni edilir ki, kalan alanı kullanmazlar ya da zemin iyileştirmesi yaparak kullanırlar. Bu deprem, onlara da ders olur…

***

Yine umulur ki, Büyükşehir ve İlçe Belediyeleri, parsel bazında hasarlı yapıları, yönetmelik durumlarını, kamu-özeldağılımın, coğrafi dağılımlarını, zeminlerini mikro ölçekli inceler, imar planları üzerine işler; imar af/barışından yararlananların sayısını çıkartır; varsa projelerini raflardan indirip zemin, statik ve betonarme projelerini inceler. 

***

Bu detaylı ve mikro ölçekli çalışma, karar vericilere bir rehber olur. Tabii, hiçbir şey gizlenmeden bu çalışma yapılırsa kararlar da daha sağlıklı olur. 

***

Neticeyi kelam: Fayları ve yönetmelikleri“günah keçisi” yaparak bireysel ve kurumsal sorumluluktan kurtulamayız. Mesela, faya yakın bazı binalar yıkılmazken, odaktan, yüzlerce kilometre uzaklıktaki binalar nasıl yıkılır? Bunun bir izahı olmalı.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —