KADİR DAYIOĞLU


KAYSERİ’DE BOKS

1950-1960’lı yıllarında Kayseri’de ünlü boksörleri arasında Erol Uzunboy, Öcal Caneroğlu (Kazboğan), sanayi oto tamirciliği yapan soyadını anımsayamadığım Atila, DSİ’den emekli yine soyadını anımsayamadığım “Bıdılık” lakaplı Ahmet, Ahmet Nas…


Kayseri’nin boksumuzda önemli bir yeri var. Elbette ilk akla gelen Celal Sandal (1942-2006)… Ona yakın Türkiye, defalarca Balkan şampiyonu olan; Akdeniz Oyunları birinciliği, Avrupa üçüncülüğü, Olimpiyat dördüncülüğü kazanan Celal Sandal, bir sıralama yapsak, her halde en ön sırada gelir. Sandal, Kayseri’de başladı boksaAnkara’da kariyerini sürdürdü. Polis komiseri emeklisi... Ankara’da hayatını kaybetti. Tabii, dereceleri aklımda kalanlar. Yanılabilirim…

***

1950-1960’lı yıllarında Kayseri’de ünlü boksörleri arasında Erol Uzunboy, Öcal Caneroğlu (Kazboğan), sanayi oto tamirciliği yapan soyadını anımsayamadığım Atila, DSİ’den emekli yine soyadını anımsayamadığım “Bıdılık” lakaplı Ahmet, Ahmet Nas

***

Tabii, uluslararası üne sahip, Garip Erkuyumcu’yu asla unutmamak gerekir… Garip Abi’nin, Kayseri sporuna çok emeği geçti. Beden Terbiyesi İl Müdürlüğü’nden emekli oldu… Mersin’e yerleşti… “2012 Londra Olimpiyatları'nda görev yapacak Uluslararası Amatör Boks Birliği (AIBA) Hakem Komitesi'nin Türk üyesi Garip Erkuyumcu, kaldığı otel odasında ölü bulundu”, haberi düştü basına. Bir de; Kayseri’nin değil, “Mersin’in acı kaybı!” manşetini görünce kahrolmuştum? Neden Kayseri akla gelmemişti?

***

Garip Abi, adı gibi “garip” öldü; öldüğünde 73 yaşındaymış… Ermeni asıllı, sonra Müslüman olan bir hemşerimiz. Talas ve Tarsus Amerikan Koleji mezunuydu… Erkuyumcu’ya, maalesef Kayseri sahip çıkmadı… Belki de, öldüğünden bile, büyüklerimizin çoğunun haberi yoktu… Mesela, spor salonlarından birisine onun ismi verilebilirdi.

***

Yine defalarca Türkiye ve Balkan şampiyonluğunu kazanan Ali Hasetçi de Kayseri’nin yetiştirdiği ünlü boksörlerden... Kardeşi Faruk Hasetçi de öyle... Uzun yıllar Boks Milli takımına antrenörlük yapan Mustafa Ünal da unutulmayacaklar arasında... Boks kervanına; Mehmet Gürgen, Abdurrahman Yağan, merhum Mursel Şahiner, Fatih Töme, Şemsettin Atasun gibi klasmana girmiş, derece yapmış boksörleri de anmak gerekir. Son dönemlerde kimler var? İnanın bilmiyorum. Peşinen özür dilerim.

***

Bir bilgi daha vereyim… Kayseri boksuna inanılmaz hizmet veren birisi daha var, Mahmut Güner… Bir dönem, Şehir Kulübü’nün müsteciri olan Necati Güner’in abisi olur. Kendisini, Vatan Caddesi’nde, kafes kuşları satarken tanımıştım. Hayatta mı? Bilmiyorum… Abi, kardeş güzel insanlardı, vesselam…

***

Boks deyince şehrimiz boksuna önayak olan, diğer bir ifade ile Kayseri’ye boksu getiren iki kardeş ve bunların ailesine ve özellikle babaların anmadan geçemeyeceğim... Göle ailesiBaysungar ve Atilla Göle kardeşler... Ve bir de boksla spora başlayıp, güreşte karar kılan Mete Göle... Diğer kardeşler; Gökdemir, Selçuk ve Sülin... Ayhan Abi’nin (Uzandaç) yakın arkadaşlarıymış. Mersin ÇİMSA’nın üst düzey yöneticilerinden Selçuk Bey ile tanıştım.

***

Aslen Kars’ın Göle Kazası’ndan olan baba Dilaver Hayri Göle, 1896 yılında Bayburt’ta doğmuş... Askeri doktor, operatör... “Cumhuriyete Kanat Geren” idealist nesilden... Yurdun çeşitli yerlerinde doktorluk yapmış.  1925’li yıllarda Kayseri’ye gelmiş...  Bilahare geldiği 1950’li yıllarda Kayseri’de Sağlık Müdürügörevinde bulunmuş.17 Aralık 1977’de Ankara’ da ölmüş...

***

Göle Beyleri’nden... Kökleri ta Orta Asya’ya gidiyor... Sülalede bilimci, siyasetçi, asker çok... Uzun yıllar CHP’den parlamentoya giren Turgut Göle kardeşi... Ünlü sosyolog Prof. Nilüfer Göle de yeğeni. Nilüfer Göle’nin eşi Prof. Asaf Savaş Akat da damatları oluyor... Prof. Ali Bozer ve Prof. Yüksel Bozer yakın akrabaları...

***

Kayseri’de göreve başladığı 1925’li yıllarda at-eşek sırtında Kayseri’nin 485 köyünde ayak basmadığı yer kalmamış... Dönemin salgın hastalığı sıtma olduğundan sıtma ile mücadele de önemli başarılar göstermiş...  Operatör olduğundan ve dönemin gereği göz, nisaiye, kulak-burun vs. ameliyatları yaparmış, çoğu hastadan para falan da almazmış... Sıtma mücadelesinde kullanılan,“bir kininin hesabını” sorarmış...

***

Sağlık müdürü olarak görev yaptığı dönemlerde piyasadan tutulan araçların parasını, çoğu kez, kendi cebinden ödermiş, şoför mağdur olmasın diye... Öyle ya, şoförün hak edişinin ne zaman ödeneceği, hiç belli olmazmış; o günlerde de “Devletin kasasında” uzun boylu para da yokmuş. Göle’de ki mal varlığını da köyüne bağışlamış.

***

İlk döneminde, işlevini kaybeden Memleket Hastanesini-Gültepe Parkı içerisinde ki eski bina, Acıbadem kullanıyor-,  faaliyete geçirmiş... Tefrişini de Adem Ağa (Çilsal), Cenkçinin Cemal ağa, Alaattin Karakimseli gibi eşrafa yaptırmış...

***

“Roman” olduğu söylenen vatandaşlarımızın yerleştirildiği Gıyasiye ve Şifahiye Medreselerinin ilk restorasyonunu da Dilaver Hayri Bey başlatmış, 1950’li yılların başında… Ben, yerleştirilenleri ve restorasyonu iyi hatırlarım; zira evimiz Medrese ile neredeyse, bitişikti. Şimdi Müze olarak kullanılan bu yere Hayri Bey’in bir resmi asılırsa iyi olur; Hakbilirlik olur.

***

Bir diğer ismi de Abdullah olan Dilaver Hayri Bey, Kurtuluş savaşında Afyon-Kütahya Cephesi’nde seyyar askeri hastanede görev yapmış... Hayri Bey, Vali Muammer Bey gibi, Sağlık Müdürü  Dr. Hıfzı Nuri Bey gibi “Kayseri’ye kanat gerenlerden!”. Ben sadece hayatından küçük bir kesit sundum.

***

Yirmi yıl kadar önce,Mete Göle ile Ünal Eczanesi’nde karşılaştık...  Yaşça benden hayli büyük; isimlerini, Ayhan Abi’den duyardım ama tanımazdım... Ünal Özkan’ın da aile dostuymuş, mahalle komşusuymuş...  Konu geçmişten, kardeşlerinden ve haliyle rahmetli pederlerinden açıldı... Bilgilerin çoğunu ondan aldım. Uzandaç ve Özkan’dan aldıklarımı da ilave ettim.“Kent belleğine” bir katkım olduysa kendimi mutlu sayarım.