RECEP BULUT

Tarih: 14.09.2021 16:08

KAYSERİ BARO SEÇİMİNİ NASIL ANALİZ ETMELİ?

Facebook Twitter Linked-in

Lafın başında hemen şunu vurgulamakta yarar görüyorum; Ali Köse, özünde kavga ve mücadele adamı değildir…

Niye öyle deme gereği duyuyorum onu izah edeyim…

Babaları rahmetli Av. Baki Köse’nin 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesinde dönemin Belediye Başkanı Niyazi Bahçecioğlu’nun daire müdürleriyle birlikte gözaltına alınmıştı…

Rahmetli Baki Köse’de 12 Eylül öncesi belediye encümen üyesi idi… Daha önce de parti İl Yönetim Kurulunda görev almıştı…

O gece Fuat Yolu üzerinde ki Merkez İnzibat Karakolu’nda tutulan Niyazi Bahçecioğlu, Veysel Köseler, Osman Erköse ve Baki Köse daha sonra 12 Eylül’ün sorgu ve tutuklu merkezi Reşadiye’de ki Zincidere’ye sevk edilmişlerdi…

O günlerde yaşanan olaylar diğer aileler de olduğu gibi Köse ailesinde de ciddi bir sıkıntı yaratmıştı…

Hatta rahmetli Baki Köse ile zaman zaman bir araya geldiğimiz de o günlerde yaşadıkları sıkıntı ve eziyetleri anlatırdı…

12 Eylül darbesinin yarattığı o travma Köse ailesinde de ciddi bir sıkıntı yaratmıştı…

İşte o nedenle o tarihten sonra başta baba Baki Köse olmak üzere aktif siyasetten uzak durmaya gayret ettiler…

Hem rahmetli Baki Köse hem de büyük oğlu Ali Köse o tarihten beri siyasetten uzak durdu… Kendi köşelerinde avukatlık mesleğini ifa ettiler…

Etliye-sütlüye karışmadılar…

Mütevazi bir yaşam sürdüler…

Ama kardeşi Ziya Alp Köse öyle yapmadı…

O bu konular da daha cesaretli çıkışlar yaptı…

Niye?

Çünkü Ziya Alp Köse aktif olarak siyasete soyundu…

Bu memlekette hangi partiden olursa olsun alenen siyasete soyunmak cesaret ister!

Şu parti, bu parti hiç önemli değil!

İnsanların rengini bu kadar özenle gizlediği bir memlekette alenen şu partiliyim ya da bu partiliyim demek cesaret ister!

Hele hele muhafazakarlığın ve milliyetçiliğin hakim olduğu bir şehirdeyseniz ve solculuğa soyunduysanız bir değil iki değil on kat cesaret ister…

Sağcıysanız kolay…

Her halükarda sağ cenahtan bir parti iktidar olur ya da iktidar ortağı olur… Sağ cenahtaysanız sağ cenahtaki partiler arasında gidip gelebilirsiniz…

Solcuysanız öyle değil, kazık gibi çakılır kalırsınız! Yerinizden kıpraştığınız an “dönek” etiketiniz anlınızın ortasına yapıştırırlar…

İşte o nedenle Ziya Alp Köse, ağabeyi Ali Köse’ye oranla daha cesaretli ve daha yüreklidir…

CHP’de aktif olarak siyaset yapmak için ayan beyan ortaya çıktı…

Haa yanlış kişinin ipine tutundu o ayrı…

Çetin Arık, “Kendimi birinci sıraya seni de ikinci sıraya yazdıracağım!” vaadiyle peşine taktı ama daha sonra gördü ki kazın ayağı hiç de öyle değilmiş…

Ziya Alp Köse, geçte olsa gördü ki Çetin Arık’ın bir elinde Ziya Alp Köse kartı diğer elinde de Metin Kantarcı kartı dolaşıyor, hangi kartı kime ne zaman göstereceği belli olmuyor ve Ziya Alp Köse bu gerçeği görünce çark etti!

Ama olsun, öyle de olsa Ziya Alp Köse, ayan-beyan ben CHP’de siyasete soyundum diye ortaya düştü!

Toplumla iç içe… Talas’ta kafe açtı ve gençlerle iç içe…

Ali Köse hayatta bu tür bir çıkışları göze alamaz…

Babası-annesi ve yedi ceddi CHP’li olmasına rağmen öyle kardeşi gibi ayan-beyan ortaya düşmez! Öyle toplumsal bir kavgaya soyunmaz!

Zaten yapı olarak da buna müsait değil!

Siyaseten de olsa kimseyle kötü olmayı göze almaz/alamaz!

Saygılı, naif bir insan!

Ürkek bir insan!

Öyle kolay kolay kimseyle kavgaya tutuşmaz!

Ama Baro Başkanlığı onun yüreğinde bir uhdeydi!

Üç dönemdir bu göreve talip oluyordu!

Biraz da eş-dost ve arkadaşların (En çok da Fevzi Konaç’ın) tahrik ve ısrarıyla cepheye çıktı! Ve çok yönlü denklemlerin çarpışması, eksi ve artılarıyla seçilmiş oldu!

O şimdi yıllardır yüreğinde taşıdığı uhdeye kavuştur!

Yani amacına ulaştı…

Buraya kadar Ali Köse’nin şahsı bakımından son derece sevindirici bir gelişme…

Peki bundan sonra ne olacak?

Yani Ali Köse nasıl bir Baro Başkanı olacak? Türkiye’nin sıkıntılı sürecinde nasıl bir pozisyon alacak?

Aktif mi pasif mi olacak?

Peşinen söylüyorum, Ali Köse’den şunu beklemeyin:

Hukuk tamamen askıya alındı, adil yargılama ortadan kalktı, haydin hukukçular cübbelerinizi giyin meydana!

Ali Köse, temsil ettiği hukukçuları arkasına alarak meydanlara inmez! Ali Köse’den böyle bir eylem beklemeyin! 

Beştepe’ye uyarı açıklaması yapılacak haydin Türkiye’de ki Baro Başkanları Ankara’da toplanıyoruz!

Kayseri Baro Başkanı kolları sıvayıp cüppesini giyip Ankara’ya yürümez!

Ali Köse’den bu tür eylemler beklemeyin…

Biri Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, diğeri de Kayseri eski Baro Başkanı Fevzi Konaç…

Metin Feyzioğlu’nu destekleyenler karşı olanlar çağrısı yapıldığında Kayseri Baro Başkanı medya karşına çıkıp, “Bizim tavrımız şundan yana!” diye kolay kolay bir açıklama yapmaz/yapamaz!

Tabii o gün geldiğinde Ali Köse’ye, “Bizim kırmızı çizgimiz” diye destek verenlerin tavrı ne olacak merak ediyorum…

Çünkü devre arkadaşı ve kadim dostu TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun sözünden dışarı çıkmaz/çıkamaz!

Ali Köse kolay kolay iki isimden vazgeçemez;

Yani demem o ki Ali köse, tek başına kavga ve mücadele adamı değil!

Çünkü (yukarıda izah ettiğim gibi!) yapısı buna uygun değil…

Bu dediklerimi bir tarafa not edin…

Şimdi gelelim kongrenin analizine…

KONGRENİN ANALİZİ…

“Cavit Dursun niye bu seçimi” sorusunun cevabını vermek öyle bir iki soru-cevapla mümkün değil…

Çok yönlü bir denklem…

İyi analiz etmek lazım!

Sadece Cavit Dursun, çok kasıntıydı, bizi on paraya almıyordu!” diye kestirip atmak pazar günkü seçimi analiz etmeye yetmez!

Doğru birincisi Cavit Dursun, “Biz nasıl olsa seçimi garantiledik o büro senin bu büro benim diye kapı kapı gezmeye gerek yok!” kabrine kapıldı…

Üstelik gerekçe olarak da pandemi sürecini gösterdi…

Yanlışşş!

Hem de külliyen yanlış bir tavırdı…

Kabul gören bir gerekçe değildi!

Meslektaşları diğer adaylar (Özellikle Ali Köse ve onunla birlikte hareket eden gençler!) o büro senin bu büro benim dolaşırken Cavit Dursun’un hiçbirini “pandemi” gerekçesiyle de olsa arayıp sormaması, kendilerini ziyaret edip gönüllerini bir nebze de olsa almaması meslektaşları tarafından “kibir” olarak algılandı…

Ali Köse ve genç ekibi bu süreci çok iyi kullandı…

Sıcak mesajlar verdiler…

Hem birebir hem de sosyal medyadan…

Aynı yanlışlığa Durdu Mehmet Yalçın’da düştü…

12 Sandığın analizini yaptığınız zaman gençlerin nereye meyillendiği gayet net olarak ortaya çıkıyor…

Durdu Mehmet Yalçın AKP-MHP ittifakını Baro seçimlerinde harekete geçiremedi…

O canlılığı sağlayamadı…

Zayıf kaldı…

Durdu Mehmet Yalçın ile Cavit Dursun’u yenebileceklerine inanmadılar… O nedenle bazıları  Ali Köse’nin listesinde ki ortak dostları ve Feyzi Konaç ve Konaç’la birlikte hareket edenlerin telkiniyle Ali Köse’ye yüklendi…

Kullandıkları ortak dil şu;

“Ali Köse mülayim bir arkadaşımız! Bakmayın siz onun aile boyu CHP’li olduğuna, sözümüzden çıkmaz! Cavit Dursun’u ancak Ali Köse’ye destek vererek yeneriz! Durdu Mehmet Yalçın üzerinden Cavit Dursun’u yenemeyiz!” 

Doğu mu?

Bence de doğru bir operasyon taktiği…

Onca AK Partili ve MHP’li avukat el ele-omuz omuza vermiş olsalardı bu kadar mı oy alacaklardı?

Yani demem o ki bu yöndeki strateji doğru bir strateji!

Hükümetin böylesine ciddiye aldığı ve uğruna yasal düzenlemeler yaptığı bir yapıyla ilgili olarak Kayseri Barosu’nun seçimi olacak ve Sayın Özhaseki, Sayın Elitaş ve diğer AKP’liler ilgisiz ve duyarsız kalacak öyle mi?

Gerçi onlar için bu işin organizasyonun da Fevzi Konaç’ın elinin olması yeter de artar bile!

BEŞTEPELER’E KARŞI  KAZAN KALDIRAN

CAVİT DURSUN’A  CHP’Lİ ADAYI NASIL YENDİRDİLER?

Esas sorulması gereken soru bu işte!

Şimdi gelelim esas soruya açmaya…

Düşünün mevcut AKP hükümeti, başta Ankara, İstanbul ve İzmir Baroları, bir türlü alt edemedikleri baroların darmadağın edilmesi, o barolarda ki sol düşüncenin hakimiyetine son verilmesi için yasal bir düzenleme yapıyor, bu barolar da bu düzenlemeye karşı ayağa kalkıyor, yurt genelinde ki tüm baroları Ankara’ya davet ediyorlar ve Anadolu’dan da milliyetçi ve muhafazakar kimliğiyle tanınan bir kentin Baro Başkanı da bu çağrıya can-ı gönülden katılıyor ve Kayseri’den Ankara’ya yürüyor, üstelik Ankara’da toplanan onca Baronun sözcülüğü de Kayseri Baro başkanına veriliyor, o Baro başkanı da mevcut hükümetin bu uygulaması karşısında verip veriştiriyor…

Kim yapıyor bunu?

Kayseri Baro Başkanı Cavit Dursun!

Üstelik onca tavır ve davranışına rağmen sonradan “Beştepeler’e çark eden” ve Ankara’da ki eylem sırasında yanlarına gelen ancak semtlerine yaklaştırmadıkları TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun memleketinden…

TBB Başkanı için bu durum vahimdi! Kendi adına zuldü!

Gelinen durumun vahametine bakın! Düşünün bir kere TBB Başkanının kendi memleketinin Baro Başkanına bile sözü geçmiyor ve kendisine başkaldırmış!

Olacak şey mi bu?

Bu durum öyle kolay kolay hazmedilebilecek bir durum değildi…

Araya aracılar girdi…

Cavit Dursun’u bu tutumundan vazgeçirmek ve tavrını yumuşatması için ricacı oldular…

Dil döktüler!

Yarın, kimin ne olacağı belli olmaz, niye başına iş alıyorsun dediler!

Cavit Dursun, Nuh dedi peygamber demedi!

Öyle mi, peki arkadaş o halde defterin dürülmeli dendi…

Dürülmeli dürülmesine de nasıl olacak?

Hükümetin ağırlıklı olarak solun elinde olan Baroları kurtarmak için geliştirdiği yasal düzenlemeye (yani çoklu baro adı altında!) hayır diyen! TBB Başkanı hemşerimiz Metin Feyzioğlu’nun onca ricalarına rağmen “Hayır! Madem meslektaşlarımız Ankara’da toplanıyor, ben de onlara destek için Ankara’ya yürüyorum!” diyen Cavit Dursun’un tahtından aile boyu CHP’li olan bir aday üzerinden operasyon çekilerek…

İlginç mi?

Bu operasyonu AKP-MHP ittifakıyla oluşturulan “Cumhur ittifakının” adayı yapsa anlarım!

Niye?

Yukarıda anlattığımız gibi Cavit Dursun açık-seçik mevcut hükümetin yasal düzenlemesine karşı çıktığı gibi başı çektiği için katli vaciptir (!) diyebilirdi!

Bunun için sonradan AKP hükümetine omuz veren TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’da sonuna kadar destek verebilirdi! Çünkü gelinen süreçte o da o safa kaymış durumda!

Ama bu operasyonu aile boyu CHP’li bir aday üzerinden ve ağırlıklı olarak sol görüşlü avukatların oluşturduğu bir liste üzerinden yapmak pek akla hayale gelecek gibi değildi doğrusu!

Zaten duyanlar da şaşırıyor!

“Allah! Allah! Bu nasıl iş? Yani Cavit Dursun’un defterini dürenler AKP-MHP ittifakının adayı değil de ağırlıklı olarak sol avukatlardan oluşan bir ekip mi? Üstelik en hararetli destekçisi Kayseri’de Balyoz ve Ergenekon operasyonları sürecinin Kayseri Baro Başkanı Ali Aydın ve Fevzi Konaç’ın üstlendiği ekip mi?” diye sormadan edemiyorlar…

Aynen öyle…

Kayseri’de çatır çatır operasyonlar yapılırken dönemin Baro Başkanı Ali Aydın ve Başkan Yardımcısı Fevzi Konaç’tı!

Özellikle üç astsubayın gözaltı sürecinde çatı çatır açıklamalar yapılırken Baro Başkanı Ali Aydın, yardımcısı da Fevzi Konaç’tı! Bu operasyonlar sonrası Şeker’e Kayyım olarak atanan dönemin Baro Başkanı Fevzi Konaç’tı!

Şimdi aynı Fevzi Konaç, yedi ceddi CHP’li olan bir adayın listesini bürosunda hazırlıyor, ortağını listenin başına yazdırıyor ve tam destek veriyor…

İyi de nasıl olur?

Bal gibi olur!

Gariban CHP’liler de, “Yaşasın! CHP Kayseri Baro seçimlerini kazandı!” diye neredeyse Kayseri Adliyesi’nin önünde davul-zurna eşliğinde halay çekecekler! Bilmiyorlar ki kim kimin arkasında…

Kim kimi destekliyor…

Ne diyor asrın lideri?

“Kimlerrrr kimlerle beraber?”

Cidden kimlerrr kimlerle beraber?

Fevzi Konaç, hemen her fırsatta sosyal medya hesabından Atatürk’e sallayacak ama yedi ceddi CHP’li olan ve solcuların desteklediği Baro Başkan adayı Ali Köse’yle birlikte Baro seçiminde birlikte mücadele verecekler öyle mi?

“Kimlerrrr kimlerle beraber?”

Şüphesiz pazar akşamı Kayseri baro seçim sonuçları belli olduğunda, en çok sevinen birinci kişi TBB Başkanı Metin Feyzioğlu olmuştur…

İkinci kişi…

Fevzi Konaç’tır…

Üçüncü kişi Ali Aydın’dır…

Onlar da aldıkları müjdeli haberi yurdun dört bir tarafına keyifle yaymışlardır herhalde?

“Haydi hayırlı olsun! Kayseri’yi Cavit Dursun’dan kurtardık!” diye!

İstanbul, Ankara ve İzmir Baroları’nın öncülüğünde başlatılan AKP hükümetinin yasal düzenlemesine “hayır!” eylemine destek veren ve hatta daha da ileri giderek sözcülüğüne soyunan Cavit Dursun’u koltuğunda alaşağı etmek yedi ceddi CHP’li olan ve listesi ağırlıklı olarak sol eğilimli gençlerden oluşanlara kısmet oldu…

Vatana-millete ve de memleketimize hayırlı-uğurlu olsun!

Kazanız mübarek olsun yiğitler!

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —