NEBAHAT ERDOĞAN


KARIŞIK DURUMLAR…

“Bilmem farkında mısınız?”bizi esir alan “gerginlik, umutsuzluk, nefret ve mutsuzluk” toplum içerisinde epey yol aldı. Bunun açıklaması nasıl yapılır bilmiyorum ama! Her iki kişiden biri bu mutsuz, gergin ve nefretle bakıyor hayata… Bugün yaşanan sosyal olaylardaki patlamaları ve mümkünse sebep sonuç ilişkilerini sizlerle paylaşmak istiyorum. İnsanların üzerinde birbirini tetikleyen bu olumsuzluklar, kişilerde istenmeyen olaylara neden olabiliyor. Gelecek nesiller için, sıkıntılı geçirdiğimiz bu dönemler üzerlerinde nasıl bir etki bırakır dersiniz?


“Bilmem farkında mısınız?”bizi esir alan “gerginlik, umutsuzluk, nefret ve mutsuzluk” toplum içerisinde epey yol aldı.

Bunun açıklaması nasıl yapılır bilmiyorum ama! 

Her iki kişiden biri bu mutsuz, gergin ve nefretle bakıyor hayata…

Bugün yaşanan sosyal olaylardaki patlamaları ve mümkünse sebep sonuç ilişkilerini sizlerle paylaşmak istiyorum. 

İnsanların üzerinde birbirini tetikleyen bu olumsuzluklar, kişilerde istenmeyen olaylara neden olabiliyor.

Gelecek nesiller için, sıkıntılı geçirdiğimiz bu dönemler üzerlerinde nasıl bir etki bırakır dersiniz?

Karamsarlık, mutsuzluk, umutları tükenmiş bir nesil, ülkeye nasıl faydaları olur ki?

Ülkemiz maalesef, şiddet, cinayet ve intihar edenlerin haberleriyle gerilim filmlerini aratmıyor.

Ülkemizin acı bir gerçekle yüzleştiği yoksulluk, her geçen gün artmakta.

Veriler, açlık sınırının, asgari ücretin 5 bin lira üzerine çıktığını gösteriyor. 

Yaşanması güç bir hal alan hayat şartları, kişilerde stres, gerginlik ve davranış bozukluğu yaratıyor.

4 kişilik bir ailenin, beslenme, sağlık ve giderler için en az gelirinin 27 bin 11lira olması gerekiyor, bu açlık sınırı altında ki olması gereken miktar.

Oysa Türkiye’de 15 milyon 73 bin 564 kişi 22.104 liraasgari ücretle çalışıyor.

16 milyon 859 bin emekli ise en az 16.000 TL maaş alıyor.

2025 yılı ilk aylarında, sosyal yardım alan kişi sayısı ise 20 milyonu aşmış durumda…

Bunlar istatistiklerin gözler önüne serdiği rakamlar.

Yani insanlarımızın çoğu, ayakta kalabilmek için, açlık sınırı altında yaşam mücadelesi vermeye çalıyor.

Bunlar açlık sınırında olan rakamlar…

Birde yoksulluk sınırı var ki…

Asgari ücretli, emekli ve yardıma muhtaç olan insanların hayal edemeyeceği bir rakam, normal yaşam için, gıda, eğitim, sağlık ve zorunlu ihtiyaçlara gereken rakam 88 bin 310 lira…

Bu da demek oluyor ki, ülke yoksulluk içinde kıvranıyor.

Evet rakamsal boyutlar acı gerçeği gözler önüne sererken, ekonomik çöküntünün, insanlar arasında, artan şiddet olaylarını tetiklediği de gün gibi ortada.

Ülkemiz maalesef, şiddet, cinayet ve intihar edenlerin haberleriyle gerilim filmlerini aratmıyor.

Toplumsal gerginlik,insanlarda, karamsarlık ve toplumsal huzursuzluk,

ekonomik sıkıntı,siyasi olaylar, Adalet sisteminin çöküşü ve buna paralel olarak yargının adaletsizliği, daha da önemlisi yetmeyen maaşlar.

Toplumda, duyarsızlık insanlarda gerilime, tahammülsüzlüğe iterken,

Telafisi olmayan hatalara sebebiyet verebiliyor.

YERELE BAKIŞ!...

Ülke genelindeki olayların bir de doğal olarak yerel yansımaları var.

İntihar olaylarında artış, ülkemizin her köşesinden gelen cinayet haberi, şiddet olayları derken, geçtiğimiz hafta Kayseri de’ de, bir gün içinde üç kişinin bıçaklanarak öldüğü olayları patlak verdi.

Olaylardan ikisi, tartışma sonucu çıkan kavgada bıçaklar çekildi.

Bir diğer olayın ise, yabancı uyruklu şahsın sokak ortasında bıçaklanmış olarak bulunması idi.

Bir günde üç cinayet demiştik ama, geçtiğimiz Çarşamba günü akşam saatlerinde ise, çocuk yüzünden çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucunda, bir kişi bıçaklanarak ağır yaralandı.

Ekonomik kriz ve ülkede gerilimin sonuçları, kişiler üzerinde olumsuz etkiler bırakıyor olması çok ciddi sağlık sorununu ortaya koyuyor.

İnsanlar resmen çıkış yolu bulamıyor ve sonunda adeta patlıyor. 

Geçmişten ileri gelerek, Türk milleti çok ağır badireler atlamış, bunun sonucunda metanetini, sabrını koruyarak, umudunu ve hoş görüsünü yitirmeden, vatanına, milletine faydalı evlatlar yetiştirmiştir.

Bu nedenle olayların boyutu ve içinden çıkılmaz tablo ne kadar kötü olursa olsun unutmayın ki güneş her gün yeniden doğuyor. 

Bizlerde her sabah yeni bir umuda uyanıyoruz. 

Her ne olursa olsun, olaylar karşısında aşırı reaksiyon vermek yerine ağır bedeller ödemeyin, ödetmeyin ve hoş görünüzü, metanetinizi kaybetmeyin…