FARUK ERGAN


İYİ İNSAN OLAMAK

“Dini, dili, ırkı ve inancının ne olduğuna bakmaksızın, onurlu davranış sergileyenlere “İyi İnsan” denir.”  Faruk Ergan


Söz verdiğinde sözünü tutabilen, boş vaatlerde bulunmayan, hakkını arayan, elindeki yetkiyi kötüye kullanmayan, tehdit, şantaj, riyakarlık, yapmayanlara iyi insan denir. 

Öncelikle vatanı için daha sonra aile fertleri ve insanlık için görevini tam ve eksiksiz yapan insanlara iyi insan denir. 

İyi insan olabilmek özellikle kamuda yöneticilik yapan ve halkı bilgilendirme görevi yapanların göz ardı edemeyecekleri namus borcu olmalıdır. 

Sosyal medyada, panellerde, açık oturumlarda kalıplaşmış istekler var. Bizden ayrılmayın, bizi takip etmeye devam edin, çok yakında açıklıyoruz ve benzeri sloganlar. 

Tehdit içerikli olduğundan şüphe duymadığım bu tür şantajları genelde ve yerelde yapan her meslekten insanlara rastlamak mümkün. “Ünlü ailenin oğlu, siyasetçinin yakını, dev şirketin yaptıkları, şu grubun yolsuzluğu” ve benzeri başlıklar altında iki satır yazdıktan sonra bakıyorsunuz haberin devamı gelmiyor. 

 Susmanın veya konuşmanın karşılığı olarak kendinize haksız kazanç elde etmişseniz ve muhatabınıza korku salmışsanız, ufacık bir hatayı deve yapmışsanız, bilgisizliğinden, cahilliğinden ve korkaklığından besleniyorsanız, size iyi insan demek bir tarafa, insan bile denilemez. 

Gazeteci değilim, siyasetçi değilim, bürokrat değilim, akademisyen değilim, fenomen hiç değilim. Küçük bir aile şirketimiz var, okumaya ve araştırmaya vakit ayırdığımı sanıyorum, son derece mütevazi yaşayan bir aile reisi olmaya çalışıyorum ve her şeyden önemlisi iyi insan olmak hedefim. 

Bazıları tarafından uygulanan şeytani düşünceler ve yapılan yalakalıklar gözümden kaçmıyor, kimin veya kimlerin, kimin değirmenine su taşıdığını görecek kadar da izan sahibiyim, dolayısı ile kandırmayı ve kandırılmayı insanlık olarak göremem. 

Haber yaptığınız kişi veya kurum husumetliniz olsa bile, işinize duygusallık katarak karşı tarafı mağdur etmek, kendinize çıkar sağlamak birilerinin maşası olduğunuzun ispatı olur.    

 “Haber ve bilgi kaynağına en çabuk ulaşan ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlara sunan insana Gazeteci denir”. 

Gazetecinin bu görevi yapabilmesi için habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. 

Gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur”. TDK sayfasında ki bu tarife uyan tüm dostlarıma saygıda kusur etmem, fakat toplumu kandırma karakterine uygun olan insanlarla uzaklık-yakınlık gözetmeksizin işim olmaz ve mesafeli dururum.

 “Halk için çalışan bir yönetim” vaadiyle göreve gelen Avustralya Ulaştırma Bakanı Jo Haylen, makam aracını görevi dışında 446 kilometrelik özel işinde kullandığı için tepki çekti. Haylen, skandalın büyümesi yani halkın tepkisi üzerine hatasını kabul etti, özür diledi, 750 dolar geri ödeyeceğini belirtti. Ancak kamuoyu baskılarına dayanamadı. “Beklentiler çok yüksek, siyasetin zorluğunu biliyorum ve halkın güvenini kaybettim” diyerek istifa etti. Kamu yöneticilerinden hata yapan ve kasıtlı davrananları, kamu kaynaklarını azami derecede korumayanları gözünün yaşına bakmadan silmeyen seçmen, görevini yapmadığı gibi vebal altında kalır ve aynı zamanda iyi insan olmaz. Uzun zamandır takip ediyorum ki başta Diyanet işleri Başkanlığı olmak üzere birçok kamu kurumu yöneticileri israfta, gösterişte ve şatafatlı yaşamakta yarış halindeler. Üstelik istifa edene ve özür dileyene, halkın güvenini kaybettim diyene şimdiye kadar rastlamadım, en yakın akrabam olsa bile gözünün yaşına bakmadan silerim. Seçmenler olarak çukurlarda yaşayan seçilmişlere müsamaha gösterdiğimiz sürece iyi insan olmamız olanaksızdır.

 “Dini, dili, ırkı ve inancının ne olduğuna bakmaksızın, onurlu davranış sergileyenlere “İyi İnsan” denir.”  Faruk Ergan