İnsan utanmalı; Neden? Yalandan, riyadan, talandan, hırsızlıktan, ahlaksızlıktan, iftira etmekten, sırnaşık olmaktan, dini siyasete alet etmekten, sevdiği kesimin yaptığı yanlışı görmezden gelmekten, hakaret ve küfür içerikli sözler sarf etmekten ve topluma saygısızlık etmekten insan utanmalı. Yaptığı tüm utanmazlığı, ölenin arkasından çirkin paylaşımlar yapan Çatalca Müftüsünü örnek alması ve seciyesine yakışır yaşam biçimi sergileyerek cennete gideceğini sanması da Aptalca ve utanılacak bir davranış. Siyasetin gergin olduğu dönemlerde, Liderlerin ağızlara alınmayacak sözler sarf ettiği zamanlarda, toplumun galeyana getirildiği ortamlarda, fırsatçılara ve fesatlara olay çıkartma zemini hazırlandığı dönemlerde konuşmaktan, yazmaktan veya düşüncelerimi paylaşmaktan imtina ederim. Olası bir seviyesizliğe, kaosa ve şımarıklığa ortak olmaktan utanırım, yüzüm kızarır.
Siyasetin dışındayım, ben siyasetten anlamam, hiçbir partinin tarafı değilim diye yalan söylemekten ve bu söylemin arkasına gizlenerek siyasetin dik alasını yapmaktan AR duyarım. Hırsızlığa, yolsuzluğa, kamuyu talana edene, görgüsüzlük yapanlara saygı duymam, Vatan’a ve Cumhuriyet’e zarar verenlerden, haram yiyen ve vergisiz kazanç elde edenlerden ayrım yapmaksızın nefret ederim. Bana göre insandan daha fazla önemsenecek hiçbir şey olmamalı, hele ki seçilmişsen insanlara karşı eşit davranmalısın, yaptığın ayrımcılıktan utanmalısın, ettiğin yemine sadık kalarak adaleti tesis etmelisin. Kutsalımıza hakaret ettiler, camide içki içtiler, mezar taşını kırdılar, başörtüsüne küfür ettiler, oruç tutanlara bakarak su içtiler, inancımıza laf ettiler gibi basit söylemler sevenlerin için hoş olabilir, fakat vicdanınla muhasebe yaparsan, kasıtlı yapılmayan ve Yaradan tarafından verilen ruhsat varken sana inanan insanları kandırıyor olmaktan dolayı utanmalısın. Unutmadan söylemeliyim, Ramazan ayında kamu kaynaklarıyla verilen iftar yemeğinin ve o davetlere koşarak gidenlerin, boy gösterenlerin, resim verip sosyal medyalarında paylaşmalarını da gördükçe insanın biraz yüzü kızarmalı ve utanmalı diyorum.
Geçen haftaki yazımda TOBB Başkanı eleştirmiştim, “Tarzı eleştirmek değilmiş” yazımın başlığıydı. Cumhuriyet Halk Partisi tarafından başlatılan bazı firmalar ve basın yayın kuruluşlarına yapılması istenen, kimseye zarar vermeden, kırıp dökmeden demokratik hakkını kullanarak boykot etme çağrısının yanlış olduğunu söyleyen Rıfat Hisarcıklıoğlu, “üreten, istihdam sağlayan, yatırım yapan şirketlerimizin hedef haline getirilmesi ve boykot çağrıları yanlıştır”. “Şirketlerimiz siyasi tartışmaların dışında tutulmalıdır ifadelerini kullanmış”. Bulunduğu konum itibari ile görevini yapmış, tebrik ediyorum fakat her durum ve her şartlarda, kim üretim ve istihdamı yok sayıyor ve görmüyorsa, görevin yapmıyorsa ki buna iktidar da dahil, sesini gür bir şekilde yükseltmesi gerekir. Temsil ettiği kesim ve kendisi siyaset dışı kalarak, hiçbir kuruma yalakalık yapmadan asli görevini yapmalıdır, üyelerin hak ve çıkarlarını savunmalıdır, bir de görevi bıraksa da kendi işine baksa diyorum. Çok zeki ve çok iyi eğitim almış gençlere yer açsa, kendisini bulunmaz Hint kumaşı sanmaktan vazgeçse iyi olur.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Kalbimizle mazlumların, mağdurların yanında olmazsak imanımızı sorgulamamız lazım. Bir Müslüman zalimleri destekleyenleri destekliyorsa, boykota uymuyorsa, boykot ürünlerini evine sokuyorsa, boykot ürünlerini boykot etmiyorsa imanını sorgulasın o Müslüman” demiş. Doğrusunu söylemek gerekirse, aynen katılıyorum ve destekliyorum Ali Erbaş’ı.
“Utanmayı terk eden insanın sözlerine güvenilmez, onlar çukurlarda yaşamaktan mutlu olur.” Faruk Ergan