Son yağışların ortaya çıkarttığı manzara üzerine, başkanların ağzını bıçak açmazken; mizah konusu yapılırken, topa AK Parti Kayseri Milletvekili Murat Cahid Cıngı girdi. Sanki, belediyelerde yeni iktidara geldiler, 1994’ten beri bu kenti başkaları yönetti.
***
Bir de zaman zaman başkanların; “altyapı tamam sıra üst yapıya geldi!”, dediklerini unutmuş gibi. Biten altyapı böyleyse, yandık ve hem de nasıl! O nedenle, “insaf yâ hû”, dedim.
***
Dostumuz bakınız ne diyor; “Yol çok geniş olduğu zaman oraya yağan yağmur ister istemez daha fazla oluyor ve rögarı tıkıyor.”
***
Sevgili kardeşim, hiç olmasa bunu siz söylemeyin. Ciddi tahsil yapan, yatırımlardan iyi anlarsınız.
***
Yolların genişliği ile akana su miktarının (debi) ne ilgisi var? Kesit düşer… Düşünce, suyun hızı ve kinetik enerjisi arttığı için tahribatı da fazla olur. Kesit büyüyünce aksi olur ama debi değişmez. Bunu, Lisede fizik okuyan herkes bilir. Debi de sadece yola düşen yağıştan ibaret değil, yanlardan gelenler de bunu besler.
***
Dostumuz devam ediyor: “O zaman ana arterlerden başlayarak biz yavaş yavaş bu gerekli altyapı ihtiyacını karşılamak durumundayız. Başka çaremiz yok. Bir ayda beklediğimiz yağmur 3 saatte yağdı ve devam ediyor. Ne yapmamız gerekiyorsa, neye ihtiyacımız oluyorsa ona göre yapacağız” dedi.
***
Doğrudur, uzun zaman içerisinde düşmesi beklenen yağış, kısa zamanda düştü. Haliyle, alt-yapı zorlandı… Bu, dünyanın her yerinde gözükür. İkincisi, bu tür altyapı projeleri yapılırken, uzun yılların “rasatları”, mesela 40-50 yıllık, göz önüne alınır. Proje ve altyapı buna göre yapılır.
***
Ben böyle bir kriterin göz önüne alındığını sanmıyorum. “Faz nötr, çek götür!” mantığı ile yapıldığı gibi bir endişem var…
***
Diyelim ki, yeni bir proje yapılacak? Bu mümkün mü? Teorik olarak mümkün ama pratikte mümkün değil… Buna; “geçti Borun pazarı sür eşeğini Niğde’ye!” derler. Bu çalışma yıllar yıllar öncesi; yer üstü sularının deşarjı, pis su (kanalizasyon) tesisleri birlikte ama ayrı ayrı yapılacaktı.
***
Bu bugün proje ihalesi yapılsa, bitimi, üç yıl kadar sürer… Tabii, çok büyük bir proje bu o nedenle finansmanı nereden karşılanacak?
***
Diyelim, para bulundu, “yaşayan bir proje” olduğu için, kazma vurulduktan sonra, en az on yılda biter ve şehir yolları şantiyeye döner. Kaldırım, asfalt vs. yeniden yapılmak zorundadır, artık.
***
Tabii, bunları Cıngı dostumuz, çok iyi bilir. Bunun tahsilini yaptı, doktora derecesi aldı… O kimse konuşmayınca, konuşması gerekenler, sütre gerisine çekilince, gayret ona düştü. Düşünce de tepki aldı…
***
Peki, hiçbir şey yapılmamalı mı? Bir kere köklü çözüm mümkün değil. Çok çok geç kalındı. Ama kriz oluşturan ve oluşturması muhtemel noktalar belli. Buralarda alınacak önlemler, sorunu önemli ölçüde hafifletir.
***
Mesela, battı-çıktılara, mutlaka şamandıralı pis su pompaları konabilir. En alt noktada iki tarafa küçük kuyu yapılır, şamandıra buraya sarkıtılır, kuyucuklarda su belirli seviyeye gelince, pompa otomatik çalışır.
***
Mesela, kentin merkezini besleyen bağ-bahçe yollarında, sağlı-sollu toprak alan bırakılır, düşen sular yerinde bloke edilir. Ya da yine bu bölgelerde, sular sulama arklarına aktarılır. Mesela, asfalt dökerken, kaldırım yaparken eğimler iyi verilir, su birikintileri engellenir.
***
Yağış olsun olmasın, yaz-kış, periyodik olarak mazgallar temizlenir ve bunlar bir kayıt altına alınır. Çalışıp çalışmadıkları da, vidanjörlerle basılacak sudan belli olur. Öyle ya, mazgalın ağzı temizlenir ama içi tıkanıktır.
***
Ana yollarda, sık sık, park ve bahçelere suyun deşarj edilebileceği, kanallar açılır. Hem bu sayede, suyun birikimi önlenir ve hem de park-bahçeler sulanır.
***
İlk çırpıda aklıma gelen bunlar. Tabii, KASKİ bunun daha iyisini bilir… “Tereciye fazla tere satmak haddime değil!”