KADİR DAYIOĞLU

Tarih: 23.02.2023 12:36

İMAR PLANI ÇİZİLDİ BİLE!..

Facebook Twitter Linked-in

İnanılmaz ölçüde,“2023 Hedeflerimiz!” vardı. Kaçacaktık, uçacaktık… Mesela hedeflerimizden birisi, “afete hazırlık”tı. “Afete hazırlıksız yakalanmaya son!” diye de sloganlaştırmış şunları demiştik: “Mevcut kamu binalarının sağlamlaştırılması tamamlanacak. Deprem riski için binalar kadar teknik altyapı da sağlamlaştırılacak.Afet yönetimi çerçevesinde akıllı binalar, akıllı sokak- caddeler ve akıllı yerleşimler oluşturulacak. Altyapıların emniyet sistemleri geliştirilecek.”

***

Böyle deniyordu AK Parti sitesinde… Tabii, ne kadar “hazırlıklı” yakalandığımızı görüyoruz, depremin 17.gününde. Bir de “münafıklar”, “ahlaksızlar”, “acizler”, “şerefsizler” yalan yanlış bilgi ile kamuoyunu bombardımana tutmasalar… 17. günde bile ilk günün görüntülerini veriyorlar, utanmadan.

***

Anladınız mı şimdi, medyanın her türlüsünün zapt u rap altına almanın gerekliliğini… Biz, “böyle medya olmaz olsun!” derken kastımız buydu efendim. “Sansür yasasını” da bu nedenle çıkartmıştık.

***

Hatırlatmaya gerek yok. Olay daha dün gibi… 6 Şubat günü Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler 10 ilde büyük yıkıma neden oldu. Deprem nedeniyle Kahramanmaraş'ta çok sayıda bina yıkılırken, çok sayıda vatandaşımız da hayatını kaybetti. Ölenlere rahmet, kalanlara sağlık ve sabır diliyoruz. 

***

Kahramanmaraş'ta enkaz kaldırma çalışmaları sürerken, AKP Kahramanmaraş Milletvekili, Kahramanmaraş'ın yeni “kent planını”“A4 kâğıt” üzerinde karaladı, dinleyenler de belli ki; “Şehircilik uzmanı”. Pür dikkat dinliyorlardı anlatılanları. 

***

 Yine belli ki, Avukatımız, ünlü mimar, şehirci Corbuzier’in günümüzdeki temsilcisi… Ders verir gibi anlatıyordu, diğer uzmanlara. Vah Maraş vah!.. Kimlere kaldın?

***

Üstadımız;“Bir tanesi şuraya, bir tanesini buraya yapacağız. Baktık fay hatlarının olmadığı yerlere… Bir tanesini Kılılı Hasan Ağa'nın oraya yapacağız. Bir tanesini Orhangazi'ye yapacağız. Bir tanesini şurada Gafar da yapacağız. Burada üniversitenin 400 dönüm yeri var, oraya yapacağız. Buraya, buraya, buraya, buraya… 

 

Derepazarı'nın burayı tamamen kaldıracağız. Buranın adının Derepazarı olmasının sebebi bura dere… Şelale Parkıdereyi geri açacağız. Çünkü bundan sonraki felaketin sel felaketi olması gibi bir endişemiz var”diyerek ve “A4”kağıda çizerek anlatıyordu, ne ve nasıl yapılacağını. 

***

Olay bana şu bilinen hikayeyi anımsattı: Terzi, mesleğinin inceliklerini anlatırken, dinleyenlerden birisi dayanamamış: “Amma da uzattın be!.. Terzilik dediğin ne ki? Önü ile arkası, kolu ile yakası!”.

***

Öyle ya; “Şehircilik, imar dediğin ne ki?” Alırsın eline bir kalem, bir cetveli çekersin önüne bir “A4”kağıt, çizersin, geçer gidersin.  Doğrudur; “bize plan değil pilav lazım!”

***

Peş peşe gelen şiddetli depremler nedeniyle Kayseri esaslı sallanmış… Depreme alışkın olmayan Kayserililer, “böylesini görmedik!” demişler, dağlara, bağlara, yazlıklara kaçışmışlar… Şehir, ölü şehre dönmüş. Psikolojik sarsıntı hâlâ devam ediyormuş. Kayseri dışında olduğumdan o sıkıntıyı yaşamadım.

***

Tabii, bu sarsıntıdan etkilenen yapılar da olmuş. Şu anda miktarı belli değilmiş ama söylendiğine göre epey varmış. Belediyeler ve bakanlık hasarlı bina ve hasar oranlarını tespit; ayrıca, talep üzerine binaları da kontrol ediyormuş.

***

Bu inceleme biraz sürecek… Zira büyük bir coğrafya. Veriler elde edilecek. Umarım bu veriler masaya yatırılır, Kayseri’nin bir zemin ve yapı röntgeni çekilir. Yapı stokunun durumu gözükür. 16 ilçe esas alınarak hasarlı yapılar imar haritalarına işlenir… Yine bu haritalar üzerine zeminin niteliği de…Sonra, hasarlı yapıların mimari planları arşivlerden çıkartılır zemin, statik-betonarme tek tek kontrol edilir. Bina ile ilişkisi kurulur… Uygunluk aranır vs. Hasar durumuna göre gereği yapılır…

***

Bu çalışmanın elbette ilgili belediyelerce ve Büyükşehir koordinasyonunda yapılması gerekir. Sonuçta; Kayseri’nin yapı stoku ve zemini ile ilgili bir veri tabanı oluşturulur. Ortaya çıkacak rapor, bundan sonraki eylemlere, uygulamalara ışık tutar. Demem o ki, deprem ve mücavirindeki iller için bu bir fırsat. Umulur ki, bu fırsat kaçırılmaz… Mesela bu mikro ölçekli incelem, mühendislik/mimarlık fakülteleri için bir yüksek lisans ya da doktora çalışması da olabilir.

***

Bir de bu olayla şu çıktı karşımıza. Mesela, mantolama yapılan bina cephelerinde gözüken tahribatların nedeni ne? Binanın ana taşıyıcı sisteminden mi yoksa mantolamadan mı kaynaklanıyor?

***

Bunun mutlaka bir açıklığa kavuşması gerekir. Zira mesken sahipleri, gerçeği bilmediklerinden bir huzursuzluk içerisindeler… Bir taraftan canları, diğer yandan da malları söz konusu… Biliyorsunuz, “mal canın yongası!”, “canını al da malını alma!” diyen bir toplumuz… O nedenle ne maldan ve ne da candan geçeriz…

***

Bu çalışmayı Büyükşehrin, ilçe belediyeleri ve ilgili/yetkili kuruluşlarla birlikte mutlaka yapması gerekir. Hatta sonucu kamuoyu ve akademya ile de paylaşması arzu edilir. Yoksa köprünün altından çok sular akar, bir başka depremde, şehir yerle bir olabilir. Haberiniz olsun… Zira Kayseri, çürük bir zemine oturuyor. Yapıların da bu zemine uygun olması gerekir. 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —