Gün geçmiyor ki duymayalım, İstanbul da CHP’li belediyelere soruşturma üzerine soruşturma; gözaltılar peş peşe. Sonuç nereye varır? Dendiği gibi hedef, İmamoğlu mu? Bilemem… Bu, yargının işi. Biz sadece, sonucu beklemek, olup biteni takip noktasındayız…
***
Tabii, bir vatandaş olarak, kayıtsız da kalamayız. Elbette takip edeceğiz gelişmeleri. Aklımızın erdiğince, gücümüzün yettiğince, bir şeyler de söylemek isteriz. Bu esnada; “sürç-i lisan” eylersek “affola!”
***
İstanbul’da CHP’li belediyelere yapılan operasyonlar doğal olarak, sırada Büyükşehir ve İmamoğlu mu var, sorusunu sorduruyor. Zira, İstanbul, ülkemizin karması, herkesin bir ilişkisi var, İstanbul’la.
***
Haddime değil… Bu kıt aklımla, bir akıl vereceğim, İmamoğlu’na. Tabii, kabul görürse… İmamoğlu’nun yerinde olsam… Olmaz ama oldum diyelim… 23 Mart seçim sonucunu beklerimi. Bir milyonun üzerinde CHP üyelerinin oyunu alırsam, açıklandığı gün CHP İBB meclis üyelerini toplar, bir başkan üzerinde uzlaşır, bundan sonra başkanlıktan istifa eder; düşerim Anadolu yollarına… Hem de gecikmeden, hemen…
***
“Ayağımda demir çarık, elimde demir asa”, dağ, taş, köy, belde, ilçe, il il gezerim… Ayağımı basmadığımı yer, elini sıkmadığım insan bırakmam…
***
“Demir çarık, demir asa” bize, CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek’i anımsatır. Rahmetli, 1950 yenilgisinden sonra, iktidarı halka şikayet etmek, hedeflerini anlatmak için yollara düşmüştü. Kırmadan, dökmeden; kişilere, kurumlara hakaret etmeden.
***
Partinin, geleneğinde olan bu işi, İmamoğlu da neden yapmasın? Kırmadan, dökmeden; kurumlara, kişilere hakaret etmeden. Bazı yerlerde de; “Gözlerimin içine bakın, ne demek istediğimi anlarsınız!”, diyerek.
***
İmamoğlu, unutmasın, seçim normal zamanında olsa bile, üç yıl kaldı… Uzun zaman değil, iki yıl göz açıp kapanıncaya kadar geçti gitti. Bir de bakmışsınız üç yıl da geçer…
***
Demem o ki, İmamoğlu mayınlı bir arazide yola çıkıyor, mayınları ne kadar azaltırsa, o kadar rahat eder.
***
Unutulmasın, kayıtlı üyelerin tamamını sandığa gitmesi, mümkün değil. Yok beklenen katılım olmaz (yüzde 60 ve üzeri) ya da aldığı oy, bir milyonun çok çok altında kalırsa, vazgeçerim adaylıktan. Zira, bunu çok kullanırlar hem parti içinde ve hem de parti dışında. “Partilisinin istemediği adamı Cumhurbaşkanı mı seçeceksiniz!”, derler. Asıl “topal ördeğe o zaman döner!”, acizane bizden haber vermesi.
***
Ha, bu sadece benim fikrim mi? Yok, bizim Kıvılcım Akademi’nin bazı üyeleri ve olaylara çıplak gözle, dışarıdan bakan, bakabilen bazı, “bağımsız ve bağlantısız”, “akil adamların” da görüşü. Düşünmeye değer, “vakit geç olmadan!”
***
Zira, her an mahkeme kararları üst üste gelebilir… Tamam, kararlar nihai değil. Daha istinafı var, temyizi falan var ama ya “örgüt!” suçlaması mahkemeden birisinden çıkarsa ne yapacak? Yerine “kayyım” atanacak…
***
Bu taktirde CHP, İBB’den olacak, İmamoğlu da aday olamayacak. Yani, meşhur hikayedeki gibi; “hem öküzden ve hem de küpten olacaklar!” Asıl, tehlikeli ve kritik olan konu bu. “Terör örgütü” ile iltisaklı hale getirilmesi… Yani, mahkemelerden böyle bir karar çıkması. Unutulmasın, tüm olasılıkların içinde bu da var…
***
Ayrıca; , hem başkanlığa devam edecek ve hem de Anadolu’yu gezecek… Bu, bir noktadan hem partisinden ve hem de kamuoyundan eleştiri gelecek; “Sen, İBB Başkanı mısın yoksa nesin?” denecek, elde olmayan her olay eksi hanesine yazılacak…
***
Vallahi, bu fakir kıt aklı ile böyle düşünüyor… Yine bu fakirin, 1957’den beri siyasete aklı erer. Rahmetli peder de siyasetçiydi, o nedenle de çok ilgimi çekmiştir, siyaset. Aktif olarak siyasetçi, bir parti ile iltisaklı olmasa da, siyaset, arkadaşlarımla birlikte, günümüzün büyük bir bölümünü işgal eder. Gerisi, CHP ve İmamoğlu’nun inisiyatifine kalmış, bilecekleri bir şey. Taktir, kendilerinin.
***
“İBB Başkanı kim olmasını istersiniz?” derseniz, Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, derim. Sinem Hanımın CVC’sine baktım. Mühendis… İTÜ Kökenli… Yüksek Lisansı da İTÜ’de yapmış. Oldukça başarılı bir kariyeri var, hem bürokraside ve hem de serbest çalışmada…
***
Hem, İstanbul gibi, bir dünya kentine de yakışır… Ha, hemen belirteyim, Dedetaş ile kızımın isim benzerliği dışında, uzaktan yakından hiç mi hiç ilgimiz yok.
***
Sinem Hanım, Eskişehirli; ailece CHP’li… Babası CHP Eskişehir İl Sekreteri, kayınpederi de yine Eskişehir'de yine CHP'den ilçe başkanlığı yapmış. Kendisi de İBB iştiraklerinde üst düzey görev almış.