MUSTAFA CENGİZ


İMAMOĞLU’NUN GÖLGE BOKSU VE AK PARTİLİLERİN TEPKİSİ!...-2

Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı yarışı için artık resmen aday adayı ve meydanlarda, salonlarda konuşmaya başladı. Cumartesi günkü Kayseri turu ve yaptığı konuşmadan aktarıyorum. İmamoğlu, hedeflerinin yalnızca seçim kazanmak olmadığını, milli birlik ve kardeşliğin yeniden kazanmanın da peşinde olduklarını belirterek , "Mustafa Kemal Atatürk'ün değeri bugün herkes tarafından çok daha iyi anlaşılıyor" dedi.


Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı yarışı için artık resmen aday adayı ve meydanlarda, salonlarda konuşmaya başladı.

Cumartesi günkü Kayseri turu ve yaptığı konuşmadan aktarıyorum.

ÇIĞ GİBİ HEDEFE ULAŞACAĞIZ

İmamoğlu, hedeflerinin yalnızca seçim kazanmak olmadığını, milli birlik ve kardeşliğin yeniden kazanmanın da peşinde olduklarını belirterek sözlerine şu şekilde devam etti: 

Sevgili dostlarım, hedefimiz bellidir. Biz yalnızca seçimi kazanmanın değil, milletçe birliğimizi, kardeşliğimizi yeniden kazanmanın peşindeyiz. 

Sevinçte ve kederde, büyük acılarda ve mutluluklarda milletçe tek yürek olabilmenin peşindeyiz. birbirimizi sevmenin peşindeyiz. 

Birbirini incitmenin peşinde olanları biz istemeyiz. Biz Hacı Bektaş-ı Veli'nin terbiyesini alanlardanız. CHP ne zaman önüne koyduğu hedefe ulaşmaya başarsa bundan ülkemizde, milletimizde kazançlı çıkar.

Kurtuluş Savaşımıza, Cumhuriyet’in ilk yıllarına bakın, milli ekonominin inşa edilmesi sürecine bakın, ülkemizin ulaşım altyapısının sağlanmasına, açılan ilk fabrikalara, ilk bankalara, ilk ekonomi teşekkürlerine bakın, Kayseri'deki teyyare fabrikasına bakın. Bunların hepsi en zor şartlarda milletimiz için yapılmıştır. Ve hepsinin arkasında CHP’nin gücü ve iradesi vardır.

"Mustafa Kemal Atatürk'ün değeri bugün herkes tarafından çok daha iyi anlaşılıyor" Sevgili dostlarım, çok partili hayata ve demokrasiye geçişte hukuk devleti, laiklik, sosyal devlet yolunda atılan adımların hepsinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin gücü ve iradesi vardır. Partimizin ve kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün değeri bugün herkes tarafından çok daha iyi anlaşılıyor. 

Milletimiz Cumhuriyet Halk Partisi'nin ülkeyi birleştiren güç olduğunu açıkça görüyor. Partimizin kime yapılırsa yapılsın her türlü baskı ve hukuksuzluğa karşı sergilediği onurlu, cesur tavrı herkese güç veriyor. İcraatçı ve halkçı CHP'li belediyelerin büyük başarısı milletimize umut oluyor.

İKTİDARDAKİLER MİLLETİMİZİ ALDATTI

Birlikte çok büyük işler başarmak zorundayız. İktidarın bugün eleştirilmesinden daha ötede çok büyük ve önemli işlerin milletimize anlatılması gerekiyor. 

İktidardaki bir avuç insan hep milletimizi aldattılar. 

Hep milletimize 'Cumhuriyet Halk Partisi gelirse çok daha kötü olur' diyerek sürekli yalanlar ve iftiralar ürettiler. Fakat işler dayanılmaz bir noktaya geldi. İktidarın yanlışları arttıkça arttı. 

Bu güzel ülkenin meseleleri hiç azalmadı, aksine daha da büyüdü. vatandaşa daha da ağır yük olmaya başladı. 

Bu iktidara oy veren vatandaşlarımız, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin farkını gördü. Şehrinde nasıl sevildiğini biliyorum Kırşehir Belediye Başkanımızın ve diğer belediye başkanlarımızın her birinin emeğine sağlık. Ve milletimiz bizleri yürekten takdir etti. 'Cumhuriyet Halk Partisi gelirse çok daha kötü olur' diye düşünenler, gerçeğin çok farklı olduğunu bizzat görüp yaşadılar. Bu nedenle 31 Mart 2024'te milletimiz, sizlerin büyük çabalarıyla, ezici bir çoğunlukla yerel yönetimlerde iktidarı Cumhuriyet Halk Partisi'ne verdi. Birinci parti yaptılar hepimizi.

İKTİDAR KOLTUĞU ALTLARINDAN KAYIYOR

31 Mart'tan bugüne iki şey sürekli artıyor. 

Vatandaşlarımızın Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden duyduğu memnuniyet sürekli artıyor. 

Ama diğer yandan başka çaresi kalmayan iktidarın Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı yürüttüğü siyasi operasyonlar sürekli artıyor. 

Adaletsizlikleri sürekli artıyor Sevgili dostlarım, çünkü iktidarın koltuğu altlarından kayıyor. 

Ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerden yılmış milyonların gözü umudu artık Cumhuriyet Halk Partililerde. Milletimiz, Cumhuriyet Halk Partililerde gördüğü icraatçı, halkçı, adaletli, şeffaf yönetim anlayışını ülke yönetiminde de görmek istiyor ve artık rahat bir nefes almak istiyor. Milletimiz israfa, ranta, partizanlığa, geçit vermeyen bütün engellemelere rağmen rekor düzeyde icraat ve yatırım yapan bir anlayış artık ülke yönetiminde de hakim olsun istiyor. 

Onun için her birimizin bu heyecanı ve bu isteği görmesi şart. Her birimizin büyük sorumluluk alması şart. Sevgili Cumhuriyet Halk Partililer, iktidar olmaya hazır mıyız? Sorumluluk almaya hazır mıyız? Vatandaşlarımızın artık can havliyle dile getirdiği erken seçim talebinin nedeni budur.

ÜYELER PARTİNİN SAHİBİDİR… 

CHP'nin 23 Mart'ta cumhurbaşkanı adayını belirleyeceği ön seçimin önemini vurgu yapan İmamoğlu, şunları kaydetti: Onun için araştırmalarda sonuçlar öyle çıkıyor. 

Milletimiz aradığı alternatifi bulmuştur ve iktidarı ona teslim etmek için gün saymaktadır. Partimizin cumhurbaşkanı adayını işte böyle bir atmosferde hep birlikte belirliyoruz. 

23 Mart'ta Cumhuriyet Halk Partisi tek yürek halinde iradesini ortaya koyduğunda Türkiye'de siyaset yeniden şekillenmeye başlayacak. 

Cumhuriyet Halk Partisi cumhurbaşkanı adayımızın bizzat üyeler tarafından belirlenmesi meselesi her birimizi tek tek ayağa kaldıran, güçlendiren, bir demokrasi devrimi yapan, kahramanlar haline getirecek. 

Buradan bu kararı alan, başta Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'e, bütün merkez yönetimimize ve Türkiye Büyük Millet Meclisi grubumuza, hepinizin huzurunda teşekkür ediyorum. Sevgili hemşehrilerim, tek adamların, dar kadroların idaresiyle şekillenen siyasete meydan okumaktır bu. Biz cumhuriyetçiyiz, biz demokratız. Bizim anlayışımıza göre nasıl ki vatandaşlar ülkenin sahibi üyeler de partinin sahibidir. Onlar ne derse o olur. Onun için bir demokrasi devrimine imza atmaya bütün Cumhuriyet Halk Partililer hazır mı? Bakın sorumluluğumuz çok büyük.

ÖN SEÇİMDE SANDIĞI GÖSTERECEĞİZ

Biz kendilerini bu cumhuriyetin ve bu devletin özellikle düştüğü bu ortamda kurumların çürüyen ilişkilerin yozlaştığı, partizanlığın her koridoruna girdiği, bu ortamda kendilerine devletin sahibi görüp, milletten itaat bekleyenlere benzemeyiz. 

Bizim anlayışımıza göre millet, devletin efendisidir. 

Yöneticiler, yani bizler, vatandaş karşısında haddine bilmelidir. İşte 23 Mart'ta bu inancı, bu özgüveni hep birlikte bütün ülkeye yayacağız. 

Yapacağımız ön seçimde iktidara en korktuğu şeyi yani sandığı göstereceğiz. 102 yaşına giren bizim bu güzel Cumhuriyetimizin ilanından bugüne bu ülkede artık seçilmişlerin değil, seçenlerin üstün olduğunu herkese hatırlatacağız. 

Ön seçimde atacağınız her oy demokrasinin milli iradenin değerini gösterecek. 

Sandıktan kaçanları zangır zangır titretecek. 

Ön seçimde Cumhuriyet Halk Partisi'nin her üyesi oy kullanmaya, arkadaşlarını oy kullanmayı teşvik etmeye tek tek il başkanımızdan ilçe başkanımıza bütün görev alan herkes bütün üyelerimizi eksiksiz sandığa taşımaya bir oy eksiğin bile karşı tarafa bugünün hükümetine prim tanıyacağını bilerek hareket etmeye ve en yüksek seviyede katılımla ön seçime bütün üyelerimiz hazır mı? 

Cumhuriyet Halk Partisi'nin ön seçimde zulme karşı nasıl tek yürek, nasıl tek bilek olduğunu göstereceğiz. Zalimlik yapanların uykularını kaçıracağız. 

Partimizin bütün üyeleri, bütün yöneticileri yapacağımız ön seçimin ülkenin bugünkü koşulları altında taşıdığı önemi tüm boyutlarıyla anlamak ve hissetmek zorundadır. 

Ben onun için sizlerin arasındayım. Benim bu konuda hiçbir kuşkum yok. Elbette ben kendimi sizlere emanet etmeye geldim. Elbette bu ön seçimi sizlere emanet etmeye geldim.

HEP BİRLİKTE ZENGİNLEŞECEĞİZ…

Zulme karşı adaletin, vicdanın, iyiliğin yanında saf tutan herkesle bir olacağız. 

Zor günleri birlikte aşacağız. 

Ön seçimde partimiz unutmayın bir kurtarıcı belirlemeyecek.

Biz 23 Mart'ta partimizin güçlü iradesini ortaya koyacağız. Bu ülkenin Türk Cumhuriyetçilerine demokratlarına yurtseverlerine diyeceğiz ki ‘kurtuluş yok tek başına’. Haydi hep birlikte görev başına diyeceğiz. 

Muhakkak başaracağız. Hep birlikte başaracağız. 

Ben size şunu söyleyeyim. 

Bunu yaptığımız an bu memleketin arzu ettiği ve özlediği şu cümleyi aklınızdan çıkartmayın; iktidar olacağız. 

Ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten aldığımız ilham ve vazifeye uygun olarak Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkaracağız.

Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak en ileri demokratik standartlara sahip olmak, imkan ve fırsatlara erişimde hak ve özgürlükleri kullanmada eşitlenmek demektir. 

Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak mahkemelerde olduğu kadar gelir dağılımında adaletin sağlanması demektir. 

Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak bilimde teknolojide üretimde öncü olmak demektir. 

İktidarı bir avuç insanın elinden alıp millete verdiğimizde artık devletin bütün yöneticileri vatandaş karşısında haddini, hududunu bilecek. 

Milletimiz bu ülkenin, devletin tek sahibi olduğunu en güçlü biçimde hissedecek, yaşayacak. 

Şu ya da bu partinin evlatları değil milletin evlatları bu ülkeyi yönetecek. 

Bunu unutmayın. 

Bu ülkenin başına bela ettikleri partizanlığı, kayırmacılığı, mülakatı, torpili ailelerle bu ülkeyi yönetme anlayışını bu ülkenin sınırlarının dışına değil, yerin dibine gömeceğiz. 

Bir daha bu hayatta bizi rahatsız etmeyecek. Türkiye şu da bu şahsın ya da bu partinin değil milletin ortak çıkarlarına uygun olarak yolunu belirleyecek. 

Devlet artık ortak aklıyla milletin ortak değer ve hedeflerine uygun olarak hareket edecek. Devlet bir avuç insanın değil milletin çıkarlarının milletin güvenliğinin bekçisi olacak. 

Türkiye adaletin, eşitliğin, kardeşliğin gücüyle büyüyecek, zenginleşecek, özgürleşecek. 

Şu cennet vatanda sürekli yoksulluk konuşmak bu ülkeye yakışıyor mu? 

Bu güzel milletin, bu güzel evlatlarına, bu güzel ülkenin insanlarına yakışmıyor. 

Onun için hep birlikte zenginleşeceğiz. Devam Edecek