MUSTAFA CENGİZ


İMAMOĞLU’NUN GÖLGE BOKSU VE AK PARTİLİLERİN TEPKİSİ!...-1

Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı yarışı için erken start verdi. Her ne kadar 23 Mart itibarı ile yapılacak olan ön seçim için sandık konulacak olsa da tek aday durumunda yarışa giriyor. Yani eğer başına bir iş gelmez ise Parti’nin tek adayı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de iki adaydan birisi olarak 5. kez Erdoğan’ı yenmeye talip. CHP’nin Cumhurbaşkanı aday adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ön seçim çalışmaları için ikinci durağı Kayseri oldu. Önemli söylemleri oldu İmamoğlu’nun ilimizde. Ne Anayasa, ne Açılım tek kelime yok. Hatta yarıştığı adayın, rakibinin adı bile geçmedi konuşmasında. Üstü kapalı göndermeler, mektup yazmaca… Peki ben niye Gölge Boksu ifadesini kullandım? Ve… Nedir bu Gölge Boksu hikayesi. Üç günlük bir seri yapacağım kısmetse. Satır aralarını, mesajları iyi okursanız sanırım yazının final bölümünde ne demek istediğim tam manası ile anlaşılacaktır.


Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı yarışı için erken start verdi.

Her ne kadar 23 Mart itibarı ile yapılacak olan ön seçim için sandık konulacak olsa da tek aday durumunda yarışa giriyor.

Yani eğer başına bir iş gelmez ise Parti’nin tek adayı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de iki adaydan birisi olarak 5. kez Erdoğan’ı yenmeye talip. 

CHP’nin Cumhurbaşkanı aday adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ön seçim çalışmaları için ikinci durağı Kayseri oldu. 

Önemli söylemleri oldu İmamoğlu’nun ilimizde.

Ne Anayasa, ne Açılım tek kelime yok.

Hatta yarıştığı adayın, rakibinin adı bile geçmedi konuşmasında. 

Üstü kapalı göndermeler, mektup yazmaca…

Aslında Cumartesi günü İzmir’de yaptığı konuşmayı takip edenler Kayseri’ye yaptığı iltifatlar haricinde iki konuşmanın da birbiri ile örtüşen çok sayıda bölümü olduğunu görmüşlerdir. 

Bu yazı için çok sayıda farklı başlık kullanabilirdim.

Peki ben niye Gölge Boksu ifadesini kullandım?

Ve… Nedir bu Gölge Boksu hikayesi.

Üç günlük bir seri yapacağım kısmetse.

Satır aralarını, mesajları iyi okursanız sanırım yazının final bölümünde ne demek istediğim tam manası ile anlaşılacaktır. 

USLUBÜ SERTLEŞİYOR…

O’da Karadeniz insanı.

Suyu ve söylemleri sert.

Hali ile de kendisine yapılanları hazmedemiyor.

Sertleştikçe söylemleri epey ses getiriyor tabanda.

İmamoğlu, Erciyes Kültür Merkezi'nde Kayserililerle buluştu. 

Kadir Has Kongre merkezi veya başka bir yer olabilir miydi?

Zira salona sığmadı gelenler ve izdiham yaşandı resmen. 

Çoğu da evine dönüp TV’den takip etti konuşmayı dün Kadir Hocamın sütunlarına taşıdığı üzere. 

İmamoğlu, konuşmasının bir bölümünde ısrarlara dayanamayarak gelenek olduğu üzere ceketini çıkartıp kollarını sıvayarak, "Bu ceketi çıkartıp kolları sıvayınca her şey çok güzel oluyor. Öyle değil mi? Çünkü bunun arkasında milletin gücü var. Gençlerin yüreğinden çıkan o ses var. İşte onun için ne olacak? Biz de ayağa kalkacağız ve çığ gibi büyüyerek hep birlikte hedefe ulaşacağız" dedi. 

İktidarı Operasyon çekmekle itham eden İmamoğlu bakın neler söylüyor yurt gezileri kapsamında Kayseri durağında?

"Memleketin bereketini kaçıranları önümüzdeki seçim evine göndereceğiz. Seçim sandığı milletin önüne bereketiyle gelecek. Ülkemiz gayretli, adaletli, çalışkan, yepyeni bir yönetime kavuşacak. 'O gitsin, bu gelsin' yaklaşımı içerisinde değiliz. Bizim derdimiz kişilerle değil. Biz bu eşitsiz, adaletsiz düzeni değiştirmek için yola çıktık. Biz bu israf ve istibdat düzenine son vermek için yola çıktık. Biz milletin hakkını millete vermek için yola çıktık.

Milletimiz iktidarı bize teslim etmek için gün saymakta. İktidarın koltuğu altından kayıyor. 23 Mart'ta iktidara en korktuğu şeyi sandığı göstereceğiz. Sandıktan kaçanları zangır zangır titreteceğiz. Bir avuç zalimin uykularını kaçıracağız. Bütün küskünleri unutup el ele verirsek kazanırız. Tek adamlık ve partizanlık bitecek. Tek adamlığın gölgesi bile değmeyecek bu memlekete. Saraya değil mücadeleye adayım. İktidarın yerle bir ettiği her şeyi yeniden inşa edeceğiz. Benim TRT'de yüzümü bile göstermediler 6 senedir. Çünkü onlar sadece iktidara yüzünü dönen bir yayına döndüler. Hem de sizin paralarınızla. Yolsuzluğun daniskası orada yapılıyor.

İTİBAR SUİKASTI YAPIYORLAR…

İmamoğlu, şöyle devam etti: Dün öğrendim ki aralarında kimi yol arkadaşlarım, kimi tanıdıklarım hatta hiç tanımadıklarımın mal varlıklarına banka hesaplarına el koymuşlar. Bir kez daha bir kez daha algı operasyonuyla itibar suikasti yapıyorlar. Akıllarınca beni korkutup yıldıracaklar. Beni korkutabilirler mi? Benim arkamda milyonlarca, on milyonlarca milletimiz var. Bu haktan ve hukuktan, nasibini almamışların, hiç bir saldırısından korkmadım, korkmuyorum, korkmayacağım. Kumpaslarla, kirli tezgahlarla, entrikalarla, fitneyle fesatla kurdukları oyunları başlarına yıkacağız. Millet hakkın, hukukun, haklının yanındadır. Bakın buradan sesleniyorum; ey ilgili şahıs. O kendini biliyor. Bak ben senin dediğin gibi şantaj montaj demiyorum, çok net bir şey söylüyorum. Eğer itibarlarını yerle bir etmeye çalıştığın malına çökmeye çalıştığın benim arkadaşlarım en ufak bir haksızlığa veya hukuksuzluğa karışmışsa, gelin bütün dosyalarını açın. Bütün belgeleri bilgileriyle açıkça kamuoyuyla paylaşın. Anlatın. Kaçan yok. Buradan sesleniyorum. Hodri meydan diyorum size. Elinizde ne varsa dökün ortaya. Uydurma, gizli tanık beyanlarıyla değil. Mertçe hakka ve hukuka uygun olarak getirin. Millet de görsün. 

YÜZÜMÜ BİLE GÖSTERMEDİLER…

Hatta gelin TRT'de canlı yayın yapsın. Benim TRT'de yüzümü bile göstermediler altı senedir. 

Çünkü onlar sadece iktidara yüzünü dönen bir yayına döndüler hem de sizin paralarınızla, yolsuzluğu daniskası orada yapılıyor. Senin savcıların sorsun benim arkadaşlarım yanıtlasın. Kim ahlaklı, hangi dönem kamu ve millet korunmuş hangi dönem milletin kaynakları çarçur edilmiş peşkeş çekilmiş canlı yayında bu memleket izlesin. Getirin yapın. Ama yüreği yok bunların. Bunların cesareti yok. Ben aylardır, haftalardır ne diyorum? Mertsen, yiğitsem,. Açık da olsa vicdanın kırıntısı varsa bu meydan okumaya yanıt verirsin.

KAYSERİ’YE ÖVGÜLER DİZDİ…

Kayseri’ye dair önemli satır başlarına dikkat çeken ve övgüler yağdıran İmamoğlu aynen şu ifadeleri kullandı ilimiz için; 

Ülkemizin dört bir yanı gibi Kayseri'yi, Anadolu'nun ortasındaki bu güzel şehirlerimizin hak ettiği değere kavuşmasını sağlayacağız. Girişimciliğin, sanayinin, üretimin alın terinin başkenti Kayseri. Kayserililer beceriklidir, cömerttir, hayırseverdir. Kayserililer başarılı insanlardır. Bütün şehirlerimiz öyle. Onun için her açıdan, bu bölgenin her şehri daha ileri noktada olmalıydı. Ama bırakın ilerlemeyi, bu bölge elindeki zenginlikleri bile yitiriyor. Öyle değil mi? Yoksullaşmıyor mu bu topraklar? Orta Anadolu son 15 yılda yüz ölçümüne oranla en fazla tarım arazisinin kaybedildiği bölgemiz. Tarım arazilerini kaybetmek ne demektir biliyor musunuz? Vatan toprağını kaybetmek demektir. Tarımda, bağımsızlığı kaybetmek ülkenin bağımsızlığını tehlikeye atmak demektir. Türkiye maalesef bugün bu durumdadır. Sanayide de tehlike çanları çalıyor. Kayseri başta olmak üzere Orta Anadolu'da ve bütün Türkiye'de sanayimiz devamlı patinaj çekiyor. İhracatçımız rekabet gücünü yitirmiş, önünü göremiyor. Merkez Bankası faizi indiriyor belki ama benim esnafım ucuz krediye erişemiyor. Sahip olduğumuz zenginliği de hakkaniyetli bir biçimde bölüşemiyoruz. Mesela Kayseri toplam gelirde Türkiye'nin en zengin 13'üncü ili olmasına rağmen kişi başına milli gelirde 23'üncü sırada yer alıyor. Girişimciliğiyle, üretme kabiliyetiyle nam salmış Kayseri, bir süredir istihdam yaratamıyor. İş dünyası, gençlerin iş beğenmemesinden yakınıyor. İktidar olduğumuzda işte tam da bu uyumsuzluğu gidereceğiz. Uzman arkadaşlarımız hem iş dünyasının istihdam yaratmasını hem de gençlerimizin hak ettikleri maaşları kazanmalarını sağlayacak projelere hep birlikte çalışıyoruz. Partimizin bütün dinamik uzmanlarıyla çalışıyoruz. Önümüzdeki süreçte bütün projelerimizi işte tek tek milletimizle paylaşacağız. Ve o zaman herkes icraatçı ve halkçı bir iktidarın ülkemizi nasıl geliştirip güçlendireceğini görecek ve anlayacak. İcraatçı karakterimizle bu ülkenin ekonomisine büyük bir güç ve ivme kazandıracağız. Halkçı karakterimizle, sosyal adalet ve refahta milletimize çağ atlatacağız. Ama şunu hiçbir zaman yapmayacağız; milletimizin en çok çektiği şey ne diyor? Her şeyi ben bilirim diyor. Öyle değil mi? 'Ben ne dersem o olur.' Böyle bir şey olabilir mi? Biz demeyeceğiz. Bu kibirli anlayışı, bu akıl dışı anlayışı, devletimiz uygulamalarından ve hafızasından hep birlikte söküp atacağız. Tek adamlığın partizanlığın bırakın kendisini, gölgesi bile değemeyecek bu devlete, bu canım Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne.

SEÇİMLE EVİNE GÖNDERECEĞİZ

O nedenle Kayseri'de de ülkenin dört bir yanında da Orta Anadolu'dan Kuzey'e, Güney'e, Doğu'ya, Batı'ya, herkes bereketsizlikten şikayetçi değil mi? Zenginler de yoksullar da aynı şeyi söylemiyorlar mı? 'Elimizdeki paranın bereketi kaçtı' diyorlar. Çözüm nedir? Vallahi tek bir çözüm var sevgili hemşehrilerim. Memleketin bereketini kaçıranları önümüzdeki seçim evine göndereceğiz. Seçim sandığı milletin önüne bereketiyle gelecek. Ülkemiz gayretli, adaletli, çalışkan, yepyeni bir yönetime kavuşacak. 'O gitsin, bu gelsin' yaklaşımı içerisinde değiliz. Bizim derdimiz kişilerle değil. Biz bu eşitsiz, adaletsiz düzeni değiştirmek için yola çıktık. Biz bu israf ve istibdat düzenine son vermek için yola çıktık. Biz milletin hakkını millete vermek için yola çıktık. Sevgili dostlarım, bu kolay bir yolculuk değildir. Ama bilin ki başarmak için her şeye sahibiz. Evet, taşlı, tozlu bir yol. Evet, heyelanlı olabilir bu yol. Evet, bütün zorluklar içerisinde olabilir. Ama başarmak için bizim çok büyük gücümüz var. Ama her şeyden önce güzel bir söz vardır ya, 'Önce yola koyulmak gerekir’. Yerinde sayanlar değil, ayağa kalkıp hedefe yürüyenler başarır.

"SARAYA DEĞİL MÜCADELEYE ADAYIM"

“Ramazan bizi Rabbimize yaklaştıran, birbirimizle gönülden buluşmamızı sağlayan mübarek bir ay. Bir rahmet ve bereket ayı. Ben ailemden esnaflık terbiyesiyle, kültürüyle yetiştim. Tam da Ahi Eran'ın bu topraklardan yaydığı güzel duygular üzerinden hem evimizde hem dükkanımızda bereket çok önemli bir kavramdı. Birini gördüğümüzde iş yerine selamla, 'Allah bereketinizi versin' diyerek gireriz. Sofrası kurulu bir aile gördüğümüzde 'bereketiniz bol olsun' deriz. Anadolu'nun her yanında öyledir. Hepimiz evimizin, işlerimizin bereketli olması için dualar ederiz. Birbirimize bereket dileriz. Sevgili hanımefendiler ve beyefendiler, bereket sadece bolluk demek değildir. Bereket aynı zamanda o bolluğun, zenginliğin adaletli bir biçimde paylaşılmasıdır. İnsana iç ferahlığı vermesi demektir. 'Bereket' denildiği zaman benim içim ferahlar. Bereket dileğinde bulunduğum zaman karşı tarafa en güzel duyguyu verdiğimi hissederim. Biri bana bereket dilediği zaman ona olan sevgim, saygım artar. Sevgili dostlarım, bereket kapısının iki anahtarı vardır. Bu anahtarlar gayret ve adalettir. Gayret göstermez ve adalette olmazsanız hiçbir işinizde bereket olmaz. İşte bu ne biliyor musunuz sevgili dostlarım? İşte tam da bugünkü hükümetin hali gibi. İktidarın hali ortada. Millete hizmet etme hevesini, enerjisini kaybettikleri için özellikle adaletten ayrıldıkları için memleketin bereketini kaçırıyorlar.” diyerek iktidarı yerden yere vuruyor. Devam Edecek