İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) yarım asırdır sürdürdüğü, “İlk ve İkinci 500 Büyük Sanayi” araştırması bir sanayi klasiği haline geldi. Bu çalışma özelde sanayinin genel de ülkemizin ekonomik durumunun röntgenini çekiyor adeta. Çalışmalar, önemli bir arşiv niteliğinde. Bu alanda çalışma yapacaklara hararetle tavsiye ederim.
***
Tabii, biz bu tavsiyeyi yaparken, Kayseri bağlamında, bir çalışma yapana hiç rastlamadım. Sadece, açıklama yapıldığında birkaç oda, Kayseri listesini paylaşıyor. “Mutluyuz, gururluyuz!” türünden temennide bulunuyorlar. Keşke böyle bir çalışma Kayseri için de yapılabilse.
***
Merakımdan olsa gerek, var mı bilmiyorum, benden başka, konuya değinene rastlamadım Kayseri’de… Çok acı... Bu konuda “formel” bir eğitim almamış olan “benim” değerlendirmeleri ne derecede doğru ya da isabetli? Bilemiyorum. Benimkisi; “Oğlan kocayınca gayret dayıya; kız kocayınca ameye düşer!” kavli gibi bir şey.
***
Tabii, ülkemizde; “cambaza bak cambaza!” oyunu oynandığından ekonomiden uzaklaşıyor; gerçeklerin konuşulmasını istemiyoruz. Yapay gündemlerle idare edip gidiyoruz. Tabii, odalar da bu çalgıya ayak uyduruyor.
***
Mesela, “değişmez ve değiştirilemez; değişmesi teklif dahi edilemez” TOBB Başkanı, hemşerimiz, dostumuz Rifat Hisarcıklıoğlu’na göre her şey çok güzel. Mesela, değerli Başkanımız; “İSO 500” sonuçları için ne diyor? Çok merak ediyorum. Şimdiye kadar, bir çift lafını dahi duymadım.
***
Her açıklama öncesi, İSO Başkanları, geniş bir açıklama ve değerlendirme yapar. Şimdiki Başkan Erdal Bahçıvan da öyle ve doyurucu açıklama yaptı. Bu açıklamayı incelemek bile kafi. Ama o istek nerede?
***
Başkan söze; “Sizleri daha fazla rakamlarla sıkmak istemiyorum!”, diyor ve devam ediyor: Fakat bu birkaç veri bile sanayinin bugün içinde bulunduğu ve yaşamakta olduğu ağır faaliyet koşullarını açıkça gösteriyor.
***
Hatırlarsınız, bundan üç yıl kadar önce ekonomiyi rasyonel politikalardan uzaklaştıran ilk kararlar alınırken, bunun sonuçlarının “finansal istikrar”dan uzaklaşma ve “yüksek enflasyon” olacağı uyarısını yapmıştık. Öyle de oldu…
***
Görüyoruz ki oluşan enflasyonu çözmek ve onu tekrar düzene koymak ancak çok ağır bedellerle olabiliyor. Ve bu ağır bedellerin en büyüğünü de maalesef sanayi sektörü ödüyor.
***
Sanayinin bu süreçte faaliyet koşullarının ne kadar ağırlaştığını muhtelif ortamlarda muhtelif rakamlarla, İSO Türkiye İmalat PMI [PMI, imalat sektörünün ekonomik sağlığını ölçen bir gösterge] gibi verilerle hep ortaya koyduk. Ama bunun en kıymetli, bir anlamda ispatı olacak olan belgesi hiç kuşkusuz bugün sizlerle paylaştığımız İSO 500 raporu olacak.
***
Görüyoruz ki; reel büyüme, kârlılık, finansman giderleri başta olmak üzere birçok parametrede sanayici; İSO 500 tarihinin en zorlu yıllarından birini geçirmiş bulunuyor. OVP (Orta Vadeli Program) sürecinde en büyük fedakarlığı yapmasına karşın, 2024 yılını neredeyse büyümesiz kapatması, sanayi sektörünün durumunun en somut göstergesi olarak görülmelidir.
***
Bu nedenle OVP eğer başarılı olacaksa, programın en büyük yükünün sanayinin omuzlarında olduğu gerçeğini de konuşmalıyız.
***
Yine her fırsatta üzerine titrememiz gerektiğini söylediğimiz “finansal istikrar” konusunda, OVP hedeflerini, kararlarını ve uygulamalarını çok önemli bir referans olarak almayı sürdürüyoruz. Fakat geldiğimiz noktada önümüzdeki dönemde programın hedeflerinden uzaklaşıldığı algısının oluşmaması temel bir anlayış olmalıdır.
***
Bu değerlendirmemizin ardından şimdi “İSO Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2024” araştırmamızın sonuçlarına geçebiliriz. (Devam edecek)