Şimdi geliyoruz, “zurnanın zırt dediği!” konuya. Asıl üzerinde durulması gereken konu bu. Üretiyoruz ama ürününün niteliği nasıl? Ya da, “bir miktar tat için, bir çuval keçi boynuzu mu yiyoruz?” “Nasıl”ın önemli ölçütlerinden birisi üründe “teknoloji yoğunluğu”. Umarız, böyle bir çalışma, Kayseri için de yapılır.
***
“Teknoloji yoğunluklarına” göre sanayi üretiminin genel görüntüsü şöyle: İSO 500’de 2024 yılında yaratılan “katma değer” içerisinde en yüksek payın yüzde 34,6 ile “düşük teknoloji” yoğunluklu sektörlere ait olduğunu görüyoruz. Bu grubun payının geçen yıla göre 5,9 puan artması dikkat çekici.
***
2022 ve 2023’te “orta-düşük teknolojili” sektörler en yüksek payı alırken 2024’te yeniden “düşük teknoloji” yoğunluklu sektörlerin öne çıkmasının üzerinde önemle durmalıyız.
***
Aynı dönemde “orta-düşük teknoloji” yoğunluklu sanayilerin payı 2,5 puan düşüşle yüzde 31,4’e, “orta-yüksek teknolojili” sanayiler grubunun payı 3,6 puan düşüşle yüzde 26,7’ye geriledi. “Yüksek teknoloji” yoğunluklu sanayiler grubunun payı ise 0,3 puan artışla yüzde 7,4’e çıktı.
***
İSO 500 içinde “orta-yüksek ve yüksek teknoloji” yoğunluklu sektörlerde yer alan firmaların katma değerden aldıkları pay 2023’te yüzde 37,4 ile rekor seviyeye ulaştıktan sonra 2024’te yüzde 34,1’e düşerek ivme kaybetti.
***
Neticede, üretim de “düşük teknolojili” ürünlerin payı, yüzde 65. Oysa, gelişmiş ülkelerde, “yüksek teknolojili” ürünlerin payı, yüzde 25’ler de olmalı. Biz de ise, yüzde 7,5’lar civarında. Peki, Kayseri’de, “yüksek teknolojili” ürün oranı nedir? Bilmiyoruz…
***
AR-GE harcaması yapan kuruluşların sayısına baktığımızda, sanayimizin bu alanda daha istekli olması gerektiği açıkça görülüyor. 2024’te de AR-GE harcaması yapan kuruluş sayısı 265 ile aynı kaldı. Teknolojiye dayalı nitelikli ve katma değer üretebilen bir sanayi için sanayi kuruluşlarının AR-GE’yi daha çok odaklarına almaları gerekiyor.
***
Veriler 2024 yılında İSO 500 istihdamının yüzde 2,6 artarak 825 bin kişiye yaklaştığını ortaya koyuyor. Aynı yılda tam istihkak olarak ödenen maaş ve ücretlerin de yüzde 90,9 oranında artarak 813 milyar TL olarak gerçekleştiği görülüyor. Kayseri 13’ün tamamı istihdam sayısını açıklamadığından, toplam istihdamı da bilmiyoruz.
***
Halka açık kuruluşların sayısının 2017-2021 döneminde 65-69 bandında seyrettikten sonra 2022 yılında 73’e, 2023 yılında ise 85’e yükseldiğini görüyoruz. Yine Kayseri 13’de halka açık şirket sayısı kaç? Bir bilgi yok.
***
Halka açık kuruluş sayısındaki bu artış trendinin, 2024’te de sürdüğünü söyleyebiliriz. 2024 yılında 3 adet daha artarak 88’e ulaşan İSO 500’deki halka açık şirket sayısının bugüne kadarki en yüksek seviyesine çıktığını hatırlatarak, bu trendin devam etmesini diliyoruz. Kayseri’de “halka açık şirket” sayısı kaç? Bilen varsa söylesin?
***
2023 yılında 116 olan “yabancı sermaye” paylı kuruluş sayısı 2024 yılında 8 adet daha artarak 124’e çıktı. Böylece yabancı sermaye paylı kuruluşlar sayısı 2014-2016 yılları bandına geri dönmüş bulunuyor. “Yabancı sermaye”li sanayi sayısı önemli. Kayseri’de kaç tane var?
***
Son yıllarda sayısal olarak düşüş eğiliminde olmasına karşın en büyük pay 144 firma ile halen İstanbul Sanayi Odası’na ait. İSO’yu 44 kuruluş ile Ankara Sanayi Odası izliyor.
***
Bu odalarımızın ardından Kocaeli Sanayi Odası 39, Ege Bölgesi Sanayi Odası 37 kuruluş ile sıralamada yer alıyor. Daha sonra 29 kuruluş ile Gaziantep Sanayi Odası, 17 kuruluş ile Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, 16 kuruluş ile de Adana Sanayi Odası geliyor. Kayseri Sanayi Odası üyesi 13 firma var.
***
2024’te “üretimden satışlara” göre en yüksek paya sahip olan sektör yüzde 20,7 ile “ana metaller ve makine imalatı sanayii” olurken bu sektörün payı geçen yıla göre 1,8 puan azalmış durumda. Yüzde 18,4 ile ikinci sırada yer alan “kimyasal ürünler, plastik ve kauçuk ürünleri” sektörünün payı da geçen yılın 1,3 puan altında kaldı. Üçüncü sırada ise geçen yıla göre payında çok sınırlı bir düşüş olsa da yine yüzde 17,6 ile “kara, deniz taşıtları ve yan sanayii” bulunuyor.
***
İSO 500 verileri ülkemizin üretimden uzaklaşan bir döngünün içine girme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu gerçeğini bize net bir şekilde gösteriyor. Bunu kırmak, tersine çevirmek elimizde.
***
Türkiye üretimden daha fazla uzaklaşma döngüsüne girmeden teknolojiye ve ihracata dayalı nitelikli üretim anlayışıyla rekabetçi kaliteli ve sürdürülebilir bir büyümeyi ve refahı en önemli stratejik hedef olarak ortaya koymalıdır.
***
Diğer yandan jeopolitik gerilimlerin dört bir yanımızı sardığı bu coğrafyada gelişmiş bir sanayi altyapısının, ülkemizin her yönden savunması açısından da hayati önemde olduğunu unutmayalım.