İhracatın artması, ithalatın azalması elbette güzel şey. Hele hele bizim gibi hem cari açık ve hem de bütçe açığı veren ülkelerde. Elbette sevinmek, övünmek gerekir ama bazı şeyleri de bilmek lazım. Bunlar bilinmezse, övünür dururuz sadece.
***
Biliyorsunuz, AK Parti’nin, 2023 vizyonunda, ihracatımızı 500 milyar dolar yapmak vardı ama olmadı. Bunun yarısında kaldık. Buna rağmen, “bu bir rekordur!”, denilerek algı oluşturmaya çalışıldı. Nitekim başarılı da olundu.
***
Tabii, burada şunu bilmek lazım, ülkemizin, ihracat potansiyeli nedir? Öyle ya, dış dünya kuyruğa girmiş, mallarımızı almak için çırpınıyor falan değiller. Bilinmesi gereken birinci husus bu. İkincisi ise, satılan malın içerisinde, yüksek teknoloji ürünü ne kadar? Bunu halkımız; “yükte hafif parada ağır!”, diye formüle etmiş.
***
AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yaptığı derlemeye göre, geçen yıl 255,8 milyar dolarlık ihracat içinde imalat sanayisindeki orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin payı öne çıktı.
***
İmalat sanayisinde 2019'da 5 milyar 999 milyon dolar yüksek teknolojili ürün ihracatı gerçekleştirilirken, bu,2023'te 9 milyar 130 milyon dolar oldu.
***
Orta yüksek teknolojili ürünlerde 2019'da 62 milyar 289 milyon dolar olan ihracat, 2023’te 88 milyar 91 milyon dolara çıktı.
***
Öte yandan 2019'da 46 milyar 854 milyon dolar olan orta düşük teknolojili ürünlerin ihracatı, 2023’te 69 milyar 357 milyon dolar olarak hesaplandı.
***
Düşük teknolojili ürünlerin ihracatı2019'da 56 milyar 76 milyon dolar, 2023’te74 milyar 446 milyon dolar oldu.
***
Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin toplam imalat sanayi ürünleri içindeki payı 2019'da yüzde 39,9 olurken, 2023’te ise 3,4 puan artışla yüzde 40,3'e çıktı.
***
Demek ki, düşük teknoloji ürünlerinin payı, toplam ihracatın yüzde 60’ı civarlarında. Bu kötü bir şey mi elbette iyi ama yeterli değil. Orta yüksek ve özellikle yüksek teknoloji ürünlerinin payını çok artması gerekir.
***
Ankara Sanayi Odası’nın yaptığı bir değerlendirmeyi paylaşıyorum. Benzeri bir çalışmayı, Kayseri Sanayi Odası’nda da görürüz.
***
1980 yılında alınan kararlarla ihracat odaklı büyüme stratejisine dayanan politika benimseyen Türkiye, o dönemden itibaren ihracatını nitelik ve nicelik olarak devamlı artırmıştır. 2023 yılı itibariyle 255,8 milyar dolar ihracat ile dünya ihracat pastasından yüzde 1,10 pay almıştır. Yani, çoğu konuda olduğu gibi, dünyanın “zekatı” bile değiliz.
***
Muadili gelişmekte olan ülkeler sınıfındaki Meksika (yüzde 2,55) ve Polonya’nın (yüzde 1,52) son dönemde küresel ihracat pazarından aldığı paylarla karşılaştırıldığında; Türkiye’nin payının düşük düzeyde kaldığı görülmektedir.
***
Yüksek teknoloji ihracatının toplam ihracat içindeki payı, gelişmekte olan ülkeler için yaklaşık yüzde 19’lar seviyesinde iken Türkiye için bu oran yüzde 4’ün altında. Bu durum, ihracatta yüksek katma değer ve teknolojiye dayanan ürün yelpazesinin artırılması gerekliliğini ortaya koymaktadır.
***
İl düzeyinde baktığımızda; Ankara ve diğer 5 büyük sanayi şehrinin dış ticaret rakamlarını OECD tanımlamaları kullanılarak Uluslararası Standart Sanayi Sınıflandırmasına (ISIC Rev. 3) göre yıl bazında hesaplanmıştır.
***
Bu çalışmada,Ankara ile 5 büyük sanayi ilimizin (İstanbul, İzmir, Kocaeli, Bursa, Gaziantep) ihracat performansı karşılaştırılmıştır. Ankara’nın ihracatı incelendiğinde; yüksek teknoloji ihracatı payının yüzde 13 ile Türkiye ortalaması (%3,8) ve diğer 5 büyük ilin oranlarından (İstanbul %5, İzmir %2, Kocaeli %1, Bursa %1, Gaziantep %1) yüksek olduğu gözlenmektedir.
***
Türkiye’nin yüksek teknoloji ihracatının yüzde 63’ünü İstanbul, yüzde 19’unu Ankara gerçekleştirmektedir.
***
Evet. Durum bu. Rakamlar böyle söylüyor. Bakalım Sanayi ve Ticaret Odaları Başkanlarımız, neler söyleyecek.