TDK. “Akıl erdirme, anlama yeteneği, anlayış, kavrayış.”
İçişleri Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe görüşmeleri öncesinde Meclis koridorunda kayyum gerginliği yaşandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, görüşmenin yapılacağı salona ilerlediği sırada, CHP’li Milletvekilleri ile AK Partili isimler arasında arbede yaşandı. Sosyal Medya başta olmak üzere birçok Televizyon kanalı bu konuyu tartışmak üzere toplandılar, herkes kendi anlayışına göre yorum yapıyor, eleştiriyor, doğru veya yanlış, anlatılmaya çalışılırken yapılan hakaret ve küfürler bence insanlık dışı bir davranıştır. AK Parti sözcüsü Ömer Çelik, “Bu saldırıyı lanetliyoruz, Mecliste eşkıyalık kabul edilemez” “Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP’li Milletvekillerinin Bakanımıza sözlü ve fiili saldırıda bulunanları şiddetle kınıyorum” “Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, olay üzüntü vericidir, rahatsız edicidir. Meclisin demokratik işleyişine karşı yapılan saygısıca bir davranıştır, bunu kabul etmek mümkün değildir” demişler.
Şiddet, hakaret, yolsuzluk, rüşvet ve kamu kaynaklarını hoyratça kullananın kim olmasına bakmadan, kimden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın, siyasi yaşamına ve inancına bakmaksızın sonuna kadar karşı olduğumu yazarım ve anlatırım. Çeşitli zaman ve ortamda CHP’deki şımarık Milletvekillerinin ismini vererek, bunlarda idrak ve sağlıklı düşünebilme yeteneğinin gelişmediğini, davranışlarının öncelikle Türk Milletine ve daha sonra seçmenlerine karşı sorumsuz ve saygısız davrandıklarını İDRAK ettiğimi düşünürüm. Bunları savunmak gibi bir düşüncem olamaz, yaşam biçimim ve karakterim buna asla izin vermez.
“Mecliste eşkıyalık kabul edilemez.” Hem fikirim aksi düşünülemez zaten ama Meclis kürsüsünde konuşan sözcüye yumruk atan, Alpay Özalan hangi kategoriye giriyor, Türk milletine ve seçmenlerine saygısızlık yapmış olmuyor mu veya eşkıyalık yapmamış mı? Özellikle Devlet yönetimi taraflı davranmayı taşıyamaz ve zamanı gelince millet faturayı keser. İdrak etme yeteneği gelişmemiş ve sadece kendi düşüncesini taşıyanların işlediği her türlü kötülüğü görmezden gelen fanatikler, sizlere ne denmeli, kim için ve ne için Adil olmaktan veya dürüstlükten uzaklaştınız? Gözümün içine bakarak, utanmadan ve yüzünüz kızarmadan, bir o yana bir bu yana dönüyorsunuz. Yeri gelmişken tekrar yazayım, Yüce Meclise gidemeyeceğini, oturumlara katılamayacağını bildiği halde tekrar Milletvekili seçilen Deniz Baykal’ı ve aday gösterenleri de çoğu kez kınamışımdır, kamu kaynaklarını kendi çıkarı için kullanıp haksız yere maaş almasına kızmışımdır.
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Memduh Büyükkılıç, aldıkları 500 Milyon değerinde araçları tanıtma konuşmasında şöyle söylemiş. “Biz sanatçılara harcayacağımız paraları yatırımlara harcıyoruz. Halkımız bize yetki verirken har vurun harman savurun demiyor, çar çur edin demiyor demiş.” Sayın Başkan eski dönem Ankara ve İstanbul Belediye Başkanlarının veya diğer illerdeki Başkanların yaptıkları şaibeli işleri en iyi bilenlerden ve idrak edenlerden olduğunuzu tahmin etmekle beraber, sizin yaptığınız işlerde seçmenin onaylamadığı ve tasvip etmediği icraatınız var mıdır? Yaptığınız işle övünmek tabii ki güzel duygu ama abartmak veya başkalarının yaptığı hatalarla kıyaslamak size bir şey kazandırmaz. Bu arada Ankara Belediyesinin yaptığı harcamayı asla tasvip etmediğimi de belirtmek isterim, umarım siz kamuoyuna sızmayan ve seçmenin bilmediği gereksiz yere şaibeli harcama yapmamışsınızdır. Kamu kaynaklarını kullanarak yapılan gereksiz her harcamaya karşı olduğumu ve harcayanın hangi görevde olmasına bakmaksızın kınadığımı belirtmek isterim.
Vergilendirilmiş öz paranızı istediğiniz gibi ve görgüsüzce harcamanız beni ilgilendirmiyor.