Merhum Akif, Safahatında, “Kıssadan Hisseler”inde;
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Demiş…
***
Demiş demesine ama bunu hayatımızın her fakültesi için düşünebilirsiniz. O nedenle, adı ne olursa olsun insanların toplu yaşadığı alanlarda, apartmanlarda, hastanelerde, otellerde, okullarda, ibadethanelerde, hamamlarda, AVM’lerde, katlı mağazalarda, lokantalarda vs. can ve mal güvenliği için önem arz eden konularda, uyarıları, teftişleri beklemeden, ilgili testleri yaptırtabilirler. İlla, teftişin beklenmesi gerekmez.
***
Tabii, bunun bir bedeli var ödemek zorundayız. Unutmayalım, her şeyin bir bedeli var ama canın bedeli asla ve asla olamaz. O nedenle, teftiş zamanı beklemeden işe girişmek lazım.
***
Bu vesile ile Vilayeti ve İlgili belediyeleri uyarıyorum. Şimdiden, özellikle hastane, otel, ibadethanelerde, AVM’lerde gerekli bu testlerin yapılmasını ve ilgili raporların yanmayacak, tahrip olmayacak bir biçimde korunması konusunda, uyarı yazılarını yazmaları kaçınılmaz.
***
Mesela, kadim camilerin çoğunda birkaç giriş var ama yeni yapılanların çoğunda, bir girişle iktifa ediliyor. O nedenle, en az iki taraftan girişi/çıkışı olmayan camilere ruhsat verilmemeli. Mümkünse, tek kapılı olanlara, içeriden dışarı açılan, kilitsiz kapı konmalı. Bu, okullar için de böyle.
***
Mesela, yangın merdiveni yapılıyor. Güzel… Ama çıkış kapısı kilitli. Üstüne üstlük bir de eşya konuyor. Bu olmaz. Bir bakın, nihayetsiz yangın merdiveni olan binalar var.
***
Bu hatırlatma babındadır. Belediye ve Vilayet, hiç detaya girmeden, tezi yok, bir uyarı yazısı göndermeli. Sonuçta, A4 büyüklüğünde bir kağıda yazılacak yazı. Aklıma gelen tesisler şunlar;
- Elektrik topraklama tesisi,
- Paratoner tesisi,
- Yangın alarm tesisi,
- Asansörler,
- Yangın merdiveni,
- Doğal Gaz tesisleri,
- Hemen tutuşan, parlayıcı ve patlayıcı maddelerin, depolandığı imal edildiği yerler.
***
Apartmanlarda, içte ya da dışta yangın merdiveni, zaten zorunlu. Ayrıca, her katta birer yangın tüpü bulundurma zorunluluğu da getirilmeli. Daire sahipleri de mutlaka bir yangın tüpü bulundurmalı. Süs gibi asılmamalı, her yıl kontrolü yapılmalı.
***
Görevlilere de ilk yardım kursları ve sertifika verilmeli. Bu kurslar, bedelsiz olmalı. Yangın derslerini ve uygulamaları de itfaiye teşkilatları vermeli. Sağlık müdürlüğü de “ilk müdahale” dersleri… Yani, “sertifikalı görevli” çalıştırma zorunluluğu getirilmeli. Öyle ya, yangın tüpü var ama nasıl kullanılacağını bilmiyorsunuz, neye yarar?
***
Mesela, OSB’lerde ve serbest bölgelerde mutlaka tam teşekküllü bir itfaiye teşkilatı bulunmalı. Onlar da, sembolik bir bedel karşılığı, fabrikaların ilk yardım ekiplerini teorik ve tatbiki eğitim ve bir “sertifika” verilmeli.
***
Bildiğim kadarı ile Kayseri OSB’de tam teşekküllü bir teşkilat var ama diğerlerini bilmiyorum. Şehir dört yana gelişiyor. O nedenle, Büyükşehrin dört bir yanında, mutlaka ve mutlaka itfaiye birimleri bulundurmalı. İnanın, bu kavşak, battı-çıktı, asfalt, kaldırım yapımından çok çok önemli.
***
İLDEM tarafına en az 200 yataklı bir kamu hastanesi kurulması kaçınılmaz. Mustafa Çelik Başkan döneminde yeri ayrılmış, dönemin Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, söz de vermişti. Proje ne oldu? Bilmiyorum. Tabii, milletvekillerinin, siyasilerin bundan haberi olup olmadığını da…
***
Umarım, Kartalkaya’da yaşana facia, insanların feryadı ders olur… Tekrar ediyorum; Vilayeti ve Belediyeleri uyarıyorum. “Ba’del harabül Basra!” yani, “Basra harap olduktan sonra ağlamak sızlamak işe yaramıyor!”