KADİR DAYIOĞLU


HÜRMETÇİ SAZLIĞI

Defalarca yazdım; “Yaratana hürmeten, yok etmeyin Hürmetçiyi!”, diye.


Haber yeni, 26 Nisan 2024 tarihli. Hürmetçi sazlığı ile ilgili. Defalarca yazdım; “Yaratana hürmeten, yok etmeyin Hürmetçiyi!”, diye. Yazdıklarımı toplasanız bir kitap olur… Sanayi Odası’ndan kovulmamım nedenlerinden birisi buydu. Tabii, o zaman ORAN vardı. Gıkları çıkmamıştı. Öyle kolay mı, Kayseri uluları ile mücadele etmek. Benim gibi “Donkişot”u nerede bulacak bu şehir. Hiç çekinmeden söylüyorum; bana “çevre ödülü” vermeleri; Hürmetçi’ye heykelimi dikmeleri lazım. 

***

Haber şu: “Orta Anadolu (ORAN) Kalkınma Ajansı tarafından 2023 Yılı Kırsal Kalkınma ve Turizm Teknik Destek Programı kapsamında başlatılan ve Hacılar Kaymakamlığı tarafından yürütülen proje, Kapadokya Üniversitesi’nin de eylem planı ile danışmanlık desteği verdiği "Hürmetçi Sazlığını Turizme Kazandırma Eylem Planı" projesi çalıştay toplantısı gerçekleştirildi.”

***

27 Nisan 2017 tarihli yazım şuydu. Eğer, kırıntıda olsa, Hürmetçi Sazlığı diye bir şey kaldıysa, bu “fakirin” sayesindedir. Hem de, OSB Başkanı Ahmet Hasyüncübaşta olmak üzere “Kayseri ulularının” şimşeklerini üstüme çekme pahasına. 

***

Ne dediler biliyor musunuz; Flamingoların verildiği broşüre fotomontaj, burada kuşmuş, canlı manlı yok  dediler; hem de süt sektöründe üretim yapan bir sanayici; “Kadir Bey, ne yapmak istiyorsun. Burada camızdan başka bir şey yok!” diyerek cehaletini sergiliyordu. Oysa, zavallı bilmiyordu ki; camız, sulak ve canlı ortamda yaşar. Yüzüne de söylemiştim bunu...

***

“Genişletmeyin OSB’yi, yol geçirmeyin buradan, Hürmetçi’yi yok edersiniz!” dediğimizde, acımasızca geldiler, üstüme. İşin acısı, o yıllarda, OSB genişlemesine izin verenlerin içinde yer alan Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’nün, bugün, Hürmetçi’ye sahip çıkması çok acı. Arşivlerini açıp, verdikleri;“genişlemede bir sakınca yok!” yazısına bir baksınlar. Biliyorsunuz, yol da daha Güney’den geçirildi. Bu da yine bu “fakir” sayesinde! Yoksa, Hürmetçi’nin kalbini deleceklerdi.

***

“Yaradan’a hürmeten Hürmetçi’yi yok etmeyin!” diye feryat ederken, kimsenin kılı kıpırdamıyordu. Öyle ya, gözleri doymuyordu, illa sanayi kuracaklardı. Öyle ya, o yıllarda Hasyüncü, iktidarın önde gelen birkaç isminden biriydi, kimse, “güneşe karşı kimse işemeye cesaret edemezdi!”O dönem, “işemeye” kalkan, Çevre İl Müdürünün başını da yemişlerdi!

***

Sizi on bir yıl öncesine götürüyor, 01 Eylül 2005 tarihli yazımı veriyorum: Dünküyazımda; HürmetçiSazlığı’na değinmiştim. Bundan tam dokuz yıl önce, 19 Eylül 2006 tarihinde yazdığım, “Hürmetçi Sazlığı” yazımı, bir kez daha paylaşmak istiyorum. Umarım, Sayın Valimiz Orhan Düzgün’e, bir fikir verir, olayın geçmişi için… Yazım aynen şöyleydi:

***

Geç de olsa sonunda Hürmetçi sazlığı, Çevre ve Orman Bakanlığınca, “Önemli Sulak Koruma Alanları” kapsamına alındı... İnşallah, RAMSAR SÖZLEŞMESİ kapsamına da girer... Bu Bölge’de, bundan böyle; “Kuşlar mı iş verecek, kuşlar mı karın doyuracak!” diyen bir zihniyetin tasarrufu söz konusu olmaz. 

***

Gerçi burası Türkiye, her an her şey olabilir ama ben daha bu ülkenin sağduyusu olduğuna inanıyorum... Her an her şey olabilir diyorum zira bu fakirOSB genişlemesi için, 26 kamu kuruluşundan nasıl izin çıkartıldığını çok yakından biliyor...

***

Artık; Tescilli bölgede izinsiz kazma vurmak mümkün değil... Organize ile, Adana asfaltı arasına yapımı düşünülen yol da bu cümledendir... Sevgili dostum Veli Altınkaya; “Bu yol çevreyi koruyarak açılmaz mı?” sorusu ile, gayet iyi niyetle ve gayet haklı olarak, konuyu gündeme taşımış, köşesinde…  Veli kardeşimin bu sorusu üzerine, henüz tanıkları hayata iken, Hürmetçi Sazlığı ile ilgili, yaşadığım bir “olayı” tarihe not olarak düşmek istiyorum:

*** 

Benzeri bir öneriyi, bundan üç yıl kadar önce bu fakir yapmıştı... Hatırlanırsa o tarihlerde Kayseri’de bir Çevre etkinliği yapılmıştı... Çevre Müdürlüğü himayesinde yapılan bu etkinlik sırasında, Çevre Müdürü de Yağmur Bey’di...

***

Sivil toplum örgütlerinden, Bursa’dan vs. insanlar katılmıştı... Yine hatırlanırsa, ilk toplantı, Kocasinan Belediyesi meclis salonundaydı... İkinci gün, OSB falan gezilmişti... Ben bu toplantıya ikinci gün ve Sanayi Odası’nı temsilen katılmıştım... İlk günü haber vermemişlerdi!..

***

Uzatmayalım, heyet otobüse bindi; “muhabbet” de “gırla” gidiyor... Muhabbetin odağında ise “çevre” özellikle Kayseri’nin “çevre” sorunları var... Ben aklımın erdiği, dilimin döndüğü kadar, Kayseri’nin “çevre sorunlarına” dikkat çekiyordum; Hürmetçi Sazlığı da dahil...

***

Bir ara, yanılmıyorsam Bursa Belediyesi’nden gelen bir bayan arkadaş sözümü kesti; “Kadir Bey, siz ne diyorsunuz... Dünkü toplantı da konuşmacılar, Kayseri’de hiçbir çevre sorunu olmadığını söylemişlerdi oysa sizin söyledikleriniz devasa birer çevre sorunu!” demişti...

***

Demişti demesine ama biz de ilgi odağı olmaya başlamıştık... Tabi bundan, Çevre Müdürlüğü görevlileri, başta Yağmur Bey olmak üzere çok rahatsız olmuşlardı... OSB müdürlüğünden ayrılırken Yağmur Bey’in; “Kadir Bey, şimdi Ahmet Hasyüncü Bey’in fabrikasına gideceğiz, lütfen orada konuşmayın!” uyarısı üzerine; “Müdürüm, nerede nasıl konuşulacağını ben çok iyi bilirim. Anlaşılan benim varlığımdan rahatsızsınız, HasyüncüBeyin yanında rahat edebilmeniz için, gruptan ayrılıyorum!” deyip, “Çevreci” arkadaşlarla vedalaşmıştım... Bu olayı da, isim vermeden, o tarihte, Anadolu Haber’de yazmıştım...

***

OSB Müdürü’nün makamında, tanışma ağırlıklı bir toplantı yapılmıştı... Toplantıda, ister istemez, OSB’nin genişlemesi ve Hürmetçi Sazlığı gündeme geldi... Ortada, genişleme ile ilgili fiili bir durum da vardı... Artık, geri dönüşü de mümkün olmayan bir durum vardı... Araziler alınmıştı pay sahiplerine hisseler devredilmiş, genişleme için yasal süreç hızla devam ediyor, vs...

**

Bu konuşmalar esnasında, Sanayi Odası Danışmanı olarak bir öneri ortaya attım... Bu öneriden, Başkan Mustafa Çapar’ın haberi yoktu... Önerim şuydu: “Ortada fiili bir durum var... Geriye dönüşü de mümkün değil... O halde gelin burasını yani bu bölgeyi bir çevre projesi olarak ele alalım, OSB, Hürmetçi Sazlığı ve diğer alt yapıyı bir bütünlük içerisinde düşünelim; acele etmeyelim; genişlemeyi kesinleştirmeden bir süre erteleyelim, yapımlar yine devam etsin... vs. 

***

Bu teklifime, etkinliğe bir Alman çevre vakfı adına katılan Doç. Dr. Taylan Dericioğlu çok sıcak bakmış; ayrıca, çok da ilginç gelmişti... Vakıf olarak destek verebileceklerini de söylemişti... Bunun, sanayi ve çevre içiçeliği açısından çok güzel bir örnek olabileceğini falan da ifade etmişti...

***

Bu önerime ve desteğe, OSB Müdürü Sami İmren’in bana tepkisi; nereden çıktın der gibi bakarak, kızgın ve beni ciddiye almaz bir biçimde; “Arkadaş, böyle projelerle uğraşacak vaktimiz yok, işimiz çok acele, biz biran önce genişleme izni almak zorundayız!” olmuştu.(27 Nisan 2017)