İBRAHİM PEKBAY


HODRİ MEYDAN…

Hodri Meydan… Peki, ne demek bu Hodri Meydan? Pehlivanların rakiplerine yaptığı çağrı gibi bir şeydir… Güçlülerin, güçsüzlere karşı üstünlük çağrısıdır…


Özellikle son zamanlarda siyasilerin ağzından çok duyduğumuz bir sözdür…

Hodri Meydan…

Peki, ne demek bu Hodri Meydan?

Pehlivanların rakiplerine yaptığı çağrı gibi bir şeydir…

Güçlülerin, güçsüzlere karşı üstünlük çağrısıdır…

Bu pencereden baktığımızda, sözlükler ve açıklamalar anlamını şöyle veriyor…

“İşte meydan, kendine güvenen ortaya çıksın…”

Sanki güreş tutulacak,  meydana çıkılacak, yenen, yenilen belli olacak…

Ancak genel anlamda bu söz, hemen her konuda “Meydan okuma” cümlesi oluyor.

Kimi lafının altında kalıyor, kimi ise meydan okumasında karşılık bulamıyor, haklı çıkıyor.

Diğer yandan Hodri Meydan, “Erkeksen çık karşıma” lafının ki parçası. Neden “Erkeksen” orası da anlaşılır gibi değil. Tarihimizde ve günümüzde öyle kadınlar var ki, erkekleri, ipe dizerler. Ben, bugüne kadar cinsiyet ayrımını bir türlü anlayamadım gitti,

XXX

Ankara’nın bir gündemi oldu geçtiğimiz hafta içinde…

ABB tarafından düzenlenen Ebru Gündeş konserinde, Gündeş’e 65 milyon lira ödenmiş miş…

Bu kadar parayı kim bulmuş da Ebru Gündeş bulacak, bu ayrı bir konu. Ancak harcamaları “Milyon liralar” ile anlatmak, bugünün ekonomik koşulları içinde garipsenecek bir şey değil.

Değerlendirmeyi, paranın alım gücü ile yapmak gerekir.

Spordan bir örnek vereyim…

10 Temmuz 1961'de, 300.000'i Galatasaray'a ödenen 675.000 Türk lirası karşılığında, 1959 ile 1961 yılları arasında Galatasaray'ı çalıştıran Leandro Remondini'nin teknik direktörlüğünü yaptığı ve o sezon Serie A'ya yükselen İtalya'nın Palermo takımıyla 2 yıllık sözleşme imzaladı. Aylık maaşı ise 250.000 İtalyan lirası (3.750 Türk lirası) olarak belirlendi. Böylece Metin Oktay; Şükrü Gülesin, Bülent Esel, Bülent Eken ve Lefter Küçükandonyadis'ten sonra İtalya'da top koşturan beşinci Türk futbolcu oldu. (Alıntı)

Bu bilgi ile anlatmak istediğim şey, zamanın en ünlü futbolcusunun o günlerdeki aldığı “BİREYSEL”               ücrete dikkatinizi çekmektir.

Elbette sanatçılar, hangi koşullarda ve hangi ücretle konsere çıkarlar, önce bunu bilmek gerekir.

Sanatçı, sahneye tek başına çıkmaz, ardında ordu gibi saz sanatçısı vardır, geride sahneye hazırlayan bir o kadar daha ekip vardır ve sanatçı, bu ekibine ödemeyi “KENDİ” yapar ve ona göre de para alır.

Bir başka anlatımla sanatçının aldığı paranın tamamının kendi cebine girdiği şimdiye kadar görülmemiştir.

Hatta Bülent Ersoy’un şimdi hatırlamadığım bir tartışmada, saz ekibine yönelik olarak “Onları ben besliyorum” gibisinden bir söz söylediğini biliyorum tam aynı söz olmasa da…

XXX

Lafı nereye getireceğim?

Elbette Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş’ın Pazartesi günü yaptığı açıklamaya.

Sayın Yavaş, yıllar itibariyle yapılan konserlere ne kadar para ödendiğini belgeleri ile ortaya koydu ve Sayıştay tarafından da bu harcamaların denetlendiğini, hiçbir kusur bulunmadığını belirtti.

Konserleri yapmanın günlerinden söz ederek, toplumun birlik ve beraberliğe ihtiyacı bu şekilde giderildiğini anlattı.

Bugüne kadar yapılan tüm harcama toplamının, belediye bütçesinin sadece binde 6’sı olduğunu ifade etti.

Sonra da lafını söyledi…

Belgesi olan varsa, çıksın belgesiyle anlatsın, Hodri Meydan dedi…

Biri çıkar mı?

Bilmem, çıkar mı?

Bu tür suçlamayı Sayın Mansur Yavaş’a yaptınız mı, tutmaz kardeşim.