FARUK ERGAN


HERKES KENDİ İŞİNİ YAPSIN.

“Ayda 500 bin lira gelir elde eden adamdan sendika başkanı olmaz.” Faruk Ergan


Birçok görevli sadece kendi işini yapmıyor, onun dışında her işi yapıyor. 

Asıl sorumlu ve yetkili olduğu işi yapmak yerine, üzerine vazife olmayan şeylere balıklama atlıyor. 

Bilmediği ve yapmakla yükümlü olmadığı işleri yapanlarda görgüsüzlük var, riyakarlık var, bilgisizlik var, hadsizlik bile vardır. Kendi temsil ettiği makamın yetkisini kullanarak bir başka kurumun liyakatsiz yöneticilerini de peşine takabilmeyi beceriyor ve başlıyor şovlar. 

Belediye Başkanları halk tarafından seçilirken, konutların depreme dayanıklı olduğunu denetlesin, topluma musluklardan temiz su versin, çocuklar için oyun parkları ve yeşil alan hazırlasın, işe alımlarda bu bizim partiden diyerek ayrım yapmasın, adaletli davransın ve insanlara eşit hizmet sunsun diye seçerler. 

Milli Eğitim Müdürleri Eğitimin kalitesiyle ilgilensin, Öğretmen ve Öğrencilerin sağlıklı ortam ve teknoloji ile donatılmış Laboratuarlarda görev yapmalarını denetlesin, eğitimin kalitesini yükselterek dünya çocukları ile rekabet edebilir duruma getirilmesi için mesai harcasınlar. Tüm insanlar ve özellikle kamu görevi yapanlar ibadetlerini gizli yaparlar, yaptığı ibadete siyaset ve riyakarlık katmazlar, Cuma günü şu Camii’de, sabah namazı bu camii’de buluşuyoruz diye sosyal medyada kendilerini ifşa etmezler. Ahlaklı ve iyi insan olmayı öğretmek yerine, kendi siyasi düşüncenize hizmet edecek nesil yetiştirmeye çalıştığınız müddetçe oturduğunuz koltuklar hep sizde kalacaktır. Kendi çocuklarınız sıcacık yataklarında mışıl mışıl uyku çekerken, geleceğin yöneticisi olmaları için özel kolejlerde eğitim alırken, yönetilenlerin çocuklarını istekleriniz doğrultusunda kandırıp, uyuşturmaya ve istediğiniz yerlere götürmeye hakkınız olmamalı. Kendi işiyle meşgul olan, tüm mesaisini yetkili olduğu iş için gece gündüz harcayan her şahıs saygındır, muteberdir, dürüst ve vicdanen müsterihtir.

İnançlı ve ahlaklı bir nesil yetiştirme planlarınız da suya düşmüş durumda, 

Alnın secdeye değmesi yetmiyor bir de elinizin vicdana değmesi insan olmanın gereğidir. Basında yer alan haberlere göre Menzil tarikatının 17 Milyar gibi devasa bir servetinin olduğundan söz edilmektedir. Sözüm ona toplum yararına çalışan dernekler statüsünde vergiden muaf tutulmuş ama din sömürüsü dışında toplumun hangi derdi ile dertlendiklerini bilemiyorum. Menzil tarikatı varisleri mal paylaşımında anlaşamadıkları için biri diğerini camii duvarına işemekle tehdit ediyor ve devletimize güveniyoruz bizi anlaştırsın diyorlar. Kurdukları Şer-i Mahkemeden sonuç alamayınca, Kurucusunu sevmedikleri Cumhuriyet ve Laik sistemin Mahkemelerine sığınarak sorunlarının çözülmesini istiyor din bezirganları. Bölüşülemeyen ve hak etmeden elde edilen o kadar büyük servet var ki, üstelik vergilendirilmemiş. Kafir bir ülkede bu servetin bir kuruşunu vergisini ödemeden elde edemezsiniz ama Müslüman ülkede size her yol mubah olur. Belirtmek zorundayım, hiçbir ateist ve ya deist diye adlandırılan dinsizlerden böyle camii duvarına işeme gibi uygulama okumadım, duymadım. Siyasetçilerin, Bürokratların, Şirketlerin ve ya şahısların vergilendirilmemiş servetleri, bir de kamu ve kul hakkı yenmişse, rüşvet alınmışsa, kamu ihaleleri yapılırken şahsa özel işlem yapılmışsa, varisleri şiddete başvururlar ve ya devletin şefkatli kollarına teslim olurlar. Sadece kendi işini yap, başkalarının işine karışarak her yere kol atma birader.

“Ayda 500 bin lira gelir elde eden adamdan sendika başkanı olmaz.” Faruk Ergan