KADİR DAYIOĞLU


HAYIRSEVERLERİMİZ

Kayseri, oldum olası hayırseverleri ile tanınır. Bir kısmının ismi unutuldu. Bir kısmı hala hafızalar yaşıyor. Eserleri orta yerde duruyor. Ne diyelim, “hayırların kabulü!” dileğiyle.


Kayseri, oldum olası hayırseverleri ile tanınır. Bir kısmının ismi unutuldu. Bir kısmı hala hafızalar yaşıyor. Eserleri orta yerde duruyor. Bir kısım eserleri de yok ettik. Ya, yıktı ya da isimlerini değiştirdik. Umulur ki, bu hata ya da “kent hafızasını” yok etme bundan sonra yaşanmaz. 

***

Mesela, bu dramı, Kayseri Kızılay’ında yaşatmak istedi Genel Merkez. Bu eyleme, geldikleri günden beri “taş üstüne taş koymayan!”, adeta geçmişin mirası üzerine oturan Kayseri Şubesi de destek verdi, maalesef. 

***

Yaptıkları iş, mesaj atarak, “üyelik aidatlarını” anımsatmak. Bunlardan birisi de benim… Üyelikten çıktığım halde, ikide bir mesaj gönderiyorlar. Kusura kalmasınlar, iki yüzün üzerinde hayırseverin katkısı ile yapılan, Genel Merkez’in kuruş katkısı olmayan Hastanemizi, “kiraya” vermeye kalktılar. Sanırım, ondan sonra ki aşama satışı gerçekleştireceklerdi. 

***

Yoğun tepki üzerine vazgeçtiler. Yine sanırım bundan sonra, personel teminine engel koymakla, “topal ördeğe” çevirecekler, hastane yönetimini… 

***

Bu arada şunu belirteyim. Hastanemiz için en büyük yardımı da başkanı olduğu kurumdan, Tekstil İşverenleri Sendikası’ndan, yanlış hatırımda kalmadıysa, iki-iki buçuk milyon dolarla hemşerimiz Halit Narin yapmıştı. Tabii, bu yardım da hemşerimiz Mustafa Küçükçalık’ın da büyük gayreti oldu.

***

Ayhan Abi (Uzandaç) söylemişti. Halit Bey, bir o kadar daha para aktaracaktı, ileri seviyede görüntüleme cihazları için. Ama hastane yönetimine Genel Merkez el koyunca vazgeçti; şu acı cümleyi, sarf ederek: “Ayhan, ben bu yardımları siz varsınız diye yapmıştım. Hastane Genel Merkez’in idaresine geçince vaz geçtim, kusura kalmayın!”

***

Tabii, önce Hastaneyi devraldılar sonra, “bir kasa ve bir masa” ve hayırseverlerin,hayır bağlamında, yaptığı taşınmazlarla, otuz yıl kadar öncesi devraldığımız, milyarlarca lira varlığa sahip Kızılay’ımızın yönetimlerini değiştirmeye başladılar. 

***

Sonunda, bu varlığın oluşumunda büyük katkısı olan Ayhan Abi’yi de “şutladılar”. Yönetim de AK Partililerin! eline geçti. Oysa, bizim zamanımızda her partiden insan vardı yönetimlerde… 

***

Bunlar ne yapıyor, bilmiyorum… Yine tabii, bu “varlığın” oluşumunda eski Başkanlarımızdan Mustafa Alemdar Güngör abimizi ve merhum Emin Hisarcıklıoığlu’nu da unutmayacağız. Her şeylerine kefil olduğum, birlikte çalıştığımız arkadaş ve büyüklerimizi de…

***

Bu konuda bir hakkı daha teslim edeceğim. Hastanemize arsa temininde Büyükşehir Başkanı Mehmet Özhaseki ve Melikgazi Başkanı Memduh Büyükkılıç’in katkıları, unutulamaz. Her bir odaya adı verilen, her biri en az on beş bin lira katkıda bulunan hemşerilerimizi de şükranla anıyoruz.

***

Bu örneği şunun için verdim.Son yılların hayırseverlik lokomotifliğini avukat Mehmet Altun ile sanayici, Osman Ulubaş üstlendi. 

***

Bunların yaptığı hayır işlerinin özetini Sayın ValimizGökmen Çiçek vermiş. Yaptıklarını anımsatmış. Altun 22’si okul olmak üzere toplam 26;Osman Ulubaş ise 15’i okul olmak üzere toplam 16 proje ile katılmışlar bu kervana. Bu, bilmiyorum benzeri var mı? Egale edilmesi zor bir rekor gibi gözüküyor. “Hayırlarının kabulünü ve artarak devam etmesini dilemiş”, Vali Bey.

***

Bu vesile ile Mehmet Abiye, bir anımsatma yapacağım, umarım kabul görür. Biliyorsunuz; “RTE Millet Bahçemize”, “devasa”, “gözler görmedik” bir camii düşünülüyor. İnanın bu cesamette bir camiye gerek var mı bilemiyorum. Oysa, biblo gibi küçük bir cami ve külliyesi daha işlevsel olur. 

***

Bunun güzel bir örneğini, ABD Maryland Eyaleti’nde gördüm. Ülkemiz yaptırtmış. “Islamic Center of Maryland” adı altında. Maalesef, ülkemizin parası ile yapıldığına dair bir nota rastlamadım “külliye”de… Nedenini, yetkili birisine sorduğumda; “Burası tüm Müslümanların malı, öyle bir şey olmaz!” demişti.

***

Çok hoş, çok güzel. Osmanlı ve Selçuklu mimari karması bir yapılanma. Bu proje esas alınabilir. İncelemeye değer. Umarım, birkaç kez yaptığım teklif bu teklif ciddiye alınır. Yoksa,“Gözler görmedik”, “devasa” bir cami hiç mi hiç uygun düşmez. Erciyes’e nazire yapar gibi duran bir eser, anlamsızdır.

***

Tekrar başa dönüyorum. “Ahde vefa duygusunu”, “isimleri” yok etmemek gerekir. Yapılan hayırların işlevi kalmasa bile. Bu vesile ile, son tahlilde, Melikgazi Belediye BaşkanımızMustafa Palancıoğlu’nu kutluyorum. Başkanımız, yıktıkları “50. Yıl Dedeman Orta Okulu” yerine, isabetli bir kararla güzel bir park yaptı. İsmini de “Dedeman Parkı” koydu.

***

Aynı adada bulunan, güzel bir taş bina örneği, Nazmi Toker İlk Okulu’nu korudu, restore ettirdi. İsmi de “Nazmi Toker Kültür Merkezi” oldu.Dostlar unutmayın, iki binanın da şahısların kendi kasalarından, kendi keselerinden yapıldı.Kamunun arsa dışında, hiçbir katkısı olmadı.

***

İnşallah, Mehmet Altun ve Osman Ulubaş’ın isimleri de sonsuza dek yaşatılır bu kentte… 

***

Ne diyelim, “hayırların kabulü!” dileğiyle.