Gece ve gündüz sıcaklık farkı, neredeyse yirmi derece… Havalar iyice soğudu… Henüz vakti gelmemesine rağmen bazı konutlarda soba ve kalorifer yakılmaya başladı. Tabii, bu değişim kısa bir süre sonra biraz düzelir ama kış periyoduna girdiğimizi unutmayalım.
***
Havalar soğudu… Artık, gribal enfeksiyonların etkisi altına girdik. O nedenle mutlaka grip aşısı olalım. Altmış beş yaş ve üzeri, bedel alınmıyor. Aile hekimine gidelim, reçetelendirelim, eczaneden alalım. İster eczacı vursun iğneyi, isterse ASM’de ki sağlık görevlileri.
***
Hele hele kronik hastalığı olanlar ve çocuklar ihmal etmesin. Allah saklasın! Grip deyip gelip geçmeyelim, mutlaka aşı olalım.
***
Deniyor ki, “hiçbir işe yaramaz!”. Aşı karşıtları böyle diyor. Ben, bunlara inanmam, geçerli olan (Ortodoks tıp) tıbba inanırım. Ha şu olur, yüzde yüz koruyucu olmasa da gribe yakalandığınız andan itibaren, bazı tezahürleri de gözükse, rahat atlatırsınız.
***
Evet. Bir yaz çok kurak geçti. Eylül de öyle… Damla suya hasret kaldık. Nihayet 30 Eylül günü yağış geldi. Şehir içine az da olsa yağdı… Kırsalı, bilmiyorum. Mesela, çok ihtiyacı olan bizim Hisarcık’a şöyle bir dokunmuş geçmiş.
***
Su, önümüzde duran en büyük sorun. O nedenle, suyu “etkin ve verimli” kullanmak gerekir. Tabii, bizler için doğru olan bu, belediyeler için de doğru… Fazla su ihtiyacı olan “çayır-çimen” ekmeyi azaltmak; mevcutları da gözden geçirmek lazım.
***
Cadde ve sokakları da ıslatan otomatik sistemleri bir gözden geçirmek, su israfını önlemek de lazım. O nedenle, sistemi kontrol etmekte yarar var…
***
Gereksiz açılan su kuyularını kapatmak; yeraltı ve yerüstü sularının yönetimini tek çatı altında toplamak lazım… Çok başlılık israfın önemli bir nedeni… Bu görev de KASKİ’ye düşer. Şayet mevzuat müsait değilse, Allah emri değil ya, düzeltilir. Aksi, görevden kaçmaktır.
***
Bir daha anımsatıyorum, Yamula Barajı’nın, enerji üretimi kamuda kalmak üzere, Kayseri Büyükşehir Belediyesine devredilmesinde, gelecek için sayısız yarar var… Burası, Kayseri ve mücavirinin, gelecekte, içme, kullanma ve sulama suyu için elzem.
***
Hiç mi elektrik üretilmesin, sistem sıkıştığı zaman ve pik saatlerde, “pik santral” olarak kullanılabilir. Şayet, yine “elektrik üretimi” amacıyla ihaleye çıkılırsa, “vallahi de billahi de!” bir bardak içme suyu vermezler, haberiniz olsun.
***
“Kabak tadı verdi!”, biliyorum… Tekir havzasına, Koçdağı eteğine, DSİ tarafından yapılan ama bittiğinden beri su tutmayan Öküzçukuru (Kıranardı) Göleti’nin sızdırmazlığını mutlak giderin, su tutsun. Unutmayın, bir buçuk milyon metre küplük bir su hacmine sahip.
***
Şayet DSİ bunu yapmayacaksa, Büyükşehir üstlensin… Unutmayın; Tekir Göleti, neredeyse, dolan teresübat nedeniyle ekonomik ömrünü doldurdu. Tarihinde olmayan bir olay yaşadık bu yıl… İlk defa ağustos başında Gölet’in vanaları kapatıldı. Güzelim Hisarcık’ın arkları kurudu.
***
Teressübat mutlaka temizlenir. Bunun için, DSİ’den teknik yardım alınarak, Büyükşehir rahat yapar. Şunun için DSİ dedim. Biliyorsunuz, çok hassas, oynak bir zemin var. Bir yanlış kazı, göletin su tutmasını tamamen ortadan kaldırır. Hem, işe yapacağız derken, evde ki “öküz ve küpten” oluruz.
***
Biliyorsunuz, pança ve patates yoğun su isteyen bitkiler… Bilinçsiz yapılan ekim, Niğde, Konya ovalarını mahvetti. Ovada su, kalmadı… Özellikle patates ekicileri, Pınarbaşı’na geldi. Aynı akıbetin, o yöreyi beklemesinden korkarım. Mutlaka, patates vs. üretimi, bir disiplin altına alınmalı… Yoksa yeraltı ve yerüstü sularının yok olmasına neden olursunuz.
***
Hasılı kelam, su, önümüzdeki en büyük sorun… Su aynı zamanda stratejik hale geldi… Petrolün yerine ikame edilebilir, yakıt temin edilebilir ama su öyle değil… On nedenle hem fert ve de kamu olarak bizlere çok görev düşüyor. Suyu “etkin ve verimli” kullanacağız.
***
Umarım, önümüzdeki günler ve kış bol yağış olur da yeraltı su kaynakları beslenir yoksa halimiz harap, geleceğimiz pek parlak değil… Yine umarım, belediyelerimiz bu gidişatı ciddiye alır…