MUSTAFA CENGİZ

Tarih: 06.07.2021 11:50

HANGİMİZ ENGELLİYİZ?

Facebook Twitter Linked-in

İki günlük süre ile bu sütunlarda size haklı bir serzenişi aktarmak istiyorum.

Ömer Faruk Kotay’ın serzenişi bu.

Belki de “Sessiz Çığlık” diyebilirsiniz…

Aslında sadece kendisi için değil bu serzeniş.

Engelliler adına haklı bir sitem ve uyarı aslında.

Kendisi ile Halil Severcan vasıtası ile tanıştım.

Hakimiyet gazetesinde yazmak istediğini söyledi.

“Haydi hayırlı olsun” dedikten sonra ardı ardına gelmeye başladı yazıları.

Yanlış hatırlamıyorsan ilk yazısını 10 Mayıs 2017 tarihinde Kayseri Hakimiyet 2000 gazetesinde “Engelilerin Dünyası” www.kayserihakimiyet2000.com ile kaleme aldı.

DİŞİ İLE TIRNAĞI İLE…

Kendisine yazarlar arasında iyi bir yer edindi.

Dişi ile tırnağı ile kazıyarak bazı şeyleri üst üste çivi gibi çakarak geldi bu günlere.

Kendisi sanatla çok ilgili.

Edebiyat onu hayata bağlayan en önemli konu başlıklarından birisi.

Yazmak hele hele de nesirlerinin arasına bir de “Poyraz” mahlası ile şiiri ekleyince değmeyin keyfine Ömer Faruk’un.

Geçirdiği ameliyatlar bir yana boyuna ulaşan dosyaları var sağlık sorunları ile ilgili geçirdiği sonsuz operasyonlardan.

HAYATIN ENGELSİZ TARAFI

Ardından Hayatın Engelsiz Tarafı www.hayattan.net ile sürdürüyor bu konu ile ilgili çalışmalarını.

Kendisi gibi engelli dostları ile direniyorlar hayata.

Anlama özürlü insanlarımıza tane tane, hece hece, tek tek, anlatmaya çalışıyorlar sorunun kökenini ve çözüm yolları üretmeye çalışıyorlar.

Son olarak kendisi ile yapılan röportaj sonrasında beklentilerini ve hayal kırıklıklarını dile getirdi Ömer Faruk Kotay.

İşte size Kotay’ın konu ile ilgili yazdığı ilk yazı…

YANLIŞLAR-1

Acıdan, magazinel gündemden beslenmeyi seven bir toplumuz maalesef…

Haliyle toplumumuzun bakış açısı da medyamıza ışık tutmakta.

Engelli bireyleri konu alan haberlere şöyle bir bakarsanız hiçte yanılmadığımı göreceksiniz aslında.

Toplumuzun aynası görevini gören medyamızda genellikle engelli bireylerin başarıları değil de yaşadığı sıkıntılar, acı durumlar ön plana çıkarılmakta.

Örnek vermeye ne hacet sayıca fazla olmasından ötürü hepimizin zihninde engelli bireyleri ajite ederek,  magazinel gündemle konu alan haberlerin canlanmış olması lazım çoktan.

Yazık gerçekten çok yazık!

Hâlbuki bakmayı değil görmeyi bilsek, acıdan, magazinel gündemden beslenmeyi seven bir toplum olmaktan öteye gidip başarılı engelli bireyleri gerek toplum, gerekse toplumumuzun aynası görevini gören medya olarak başarılarıyla ön plana çıkarıp onure edebilsek, engelli bireyleri acıdan, kasvetten , magazinel gündemden sıyırıp biraz olsun önlerini açabilsek her şeyin olumlu yönde değişebileceğini topluma faydalı, ülkesine faydalı, insanlara faydalı bireylerin yetişebileceğini ve dahi hâlihazırda yetişmekte olduğunu rahatlıkla görebileceğiz.

Durun daha bitmedi.

Devamı var bu serinin.

O’da ne kadar büyük bir kırılganlık ve hayal kırıklığı yaşadığını ikinci yazısı ile ifade etmeye devam ediyor.

GERÇEKTE HANGİMİZ ENGELLİYİZ?

Yazımızın başlığında soruyoruz.

Kendisini anlatmakta zorlanan mı,

Yoksa kendini anlatmaya çalışanı anlamamakta ısrar eden bizler mi engelliyiz?

Ömer Faruk Kotay’ın kaleminden toplumun ve medyanın Engellilere dair yanlış bakışının fotoğrafı.

YANLIŞLAR-2

Toplumumuzun aynası görevini gören medyamızda  engelliler günü ve benzeri günlerde farkındalık yaratmak amacıyla  engelli bireyler sık sık gündeme taşınmakta  engelli bireylerle alakalı bir çok haber yapılmakta sonrasında unutulup ardı arkası kesilip seneye tekrar hatırlatılmak üzere arşive kaldırılmakta.

Alın size yapılan bir yanlış daha!

364 günü dışarıda bırakıp senede yalnızca bir veya bir kaç gün insanların gözüne far tutarcasına engellileri gündeme taşırsanız her ne kadar iyi niyetli bir çabaya sahipte olsanız amaçladığınızın tersine sebebiyet vererek insanların algılarında toplum hafızasında engellileri anormalleştirerek birer popüler kültür öğesi haline getirir yanlış bir düşüncenin tohumlarını atarsınız.

Çözüm ne peki?

Çözüm basit.

Hiç uzatmadan kestirmeden gidip kısa kesip söyleyeyim hadi.

Engellileri bireyleri yılın belli gün veya zamanlarında gündeme taşımak yerine geriye kalan 364 günü de kapsayacak şekilde doğru bir bakış açısıyla gündemde tutmak tabii ki.

Sadece ve sadece yılın belli gün ve zamanlarında gündeme taşıyıp haber tayziki yapıp durumu anormal bir hale getirip bu kadar göze sokmaya kumpanya ya ne gerek var ki?

Geride kalan 364 günde olabildiğince el verdiğince doğru bir bakış açısıyla doğru şekilde medya da yer vermek gündemde tutmak kafi.

Bu yazı dizisi bir cevap niteliğindedir

Bu yazıya Hayatın Engelsiz Tarafı www.hayattan.net adresi üzerinden de ulaşabilirsiniz

SORUNLAR HER GÜNLÜK…

Kotay’ın serzenişi son derece yerinde ve haklı.

Türkiye’de maalesef kişilere, guruplara adanan günler sınırlı ve sadece bir günlük.

Ama sorunlar her günlük.

Günü gelince bir kutlama mesajı ya da sözüm ona düzenlenen bir etkinlikle hamasi mesajlarla gereğini yapıyoruz.

Ya ertesi gün?

Unutuyor ve yenisine odaklanıyoruz…

Yaptığımız şey doğru mu?

Ya da yapılması gerekenleri bu kadar öteleyip, sadece siyaset üretmek ve çözüm bekleyen sorunları çözümsüz bırakmak!...

Gerçekten şimdi sormak gerekmez mi?

Hangimiz Engelliyiz?

 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —