NEBAHAT ERDOĞAN

Tarih: 14.02.2025 12:29

HAKİKATEN EŞİTMİYİZ…?

Facebook Twitter Linked-in

Hemen hemen her gün yeni olaylarla güne başlıyoruz. 

Operasyonlar, göz altılar, suçlamalar vs. vs. 

Adeta hukuk devletinden adım adım uzaklaşıyor ilkel (kabile) yönetimine geçmiş gibi bir durum içerine mi sürükleniyoruz?

Bir devlet düşünün var olması, kalkınması ve kendine yeter duruma gelmesi için kanunları vardır. 

Bu kanunları ülkenin ve halkının uyması gerektiğini de yasalaştırır.

Toplum olarak da bu kurallar ve kanunlara hepimiz makamımız, mevkimiz, konumumuz ne olursa olsun uymak zorundayız.

Bu devletin “Anayasası” dır. 

Ve “Anayasa” kuralları devletin sarsılmaz temel direğidir.

Ülkenin bölünmez bütünlüğü, toplumun huzuru ve insanların kişisel haklarını koruma yolunda Cumhuriyetimizin ilanı ile 100yıl önce sağlam temeller atılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında yaşayan her vatandaş kurallar ve yasalar çerçevesinde eşit haklara sahiptir.

Bu nedenle kimsenin farklı bir imtiyaz isteme hakkı da yoktur. 

Şimdi bu eşitlik ilkesine dayanarak;

“Hakikaten hepimiz eşitmiyiz?” sorusunu sormak istiyorum…

Bunu da gündeme getirirken son dönemde yaşanan bazı olayların toplu içinde yarattığı rahatsızlığı bilerek ve görerek sizlerle paylaşmak istiyorum 

YENİ BİR AYRICALIK MI?

Değişik zamanlarda, değişik imtiyazlar söz konusu olmuştu. 

Birkaç gündür milletvekillerinin trafik cezalarıyla ilgili yeni bir uygulama söz konusu oldu ve bu da dillerden düşmüyor.

Mevcutmilletvekillerine “Ceza Muafiyeti” getirildi. 

Eski vekiller kırmızı ışıkta da geçse, hatalı park da yapsa ve hız sınırını aşıp radara da yakalansa artık tek kuruş trafik cezası ödemeyecek. 

Tüm trafik kurallarını ihlal edebilecek. 

Plakaya yazılan cezalar da TBMM tarafından ödenecek. 

Mevcut milletvekillerine tanınan bu hakkın kapsamı genişletildi ve böylelikle trafikte 3 bin 600 imtiyazlı eski ve yeni vekil yaratıldı.

Allah aşkına böyle bir düzenlemeyi hangi akla hizmet yaptınız?

Bırakın yapmayı düşünmeniz dahi, hem çok saçma, hem de çok utanç verici bir durum.

Hangi partiden olursa olsun bu kanun teklifini verenler, hiç mi aklınızdan geçirmediniz ülkenin durumunu, vatandaşın zor şartlar altında yaşam mücadelesini, hangi vicdanınıza dayanarak aldınız bu kararı?

Hele ki ülkenin durumu yangın yeri gibi, pahalılık tavan yapmış, insanların durumu vaziyeti ortada, hal böyle iken siz “nereden kırparsak kar” düşüncesi mi sardı.

Siz milletin seçtiği vekilsiniz, millete hizmet etmekle yükümlüsünüz.

Siz milletin sorunlarını çözmekle yükümlüsünüz.

Siz aç yatan bir çocuk, işsiz olan gençler, emeklinin yenen hakları, asgari ücretlinin geçim sıkıntısı için, vatandaşın perişan hali için çalışmak zorundasınız. Önceliğiniz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının eşit haklara sahip olduğunu savunmalısınız, kendiniz için zaten bir çok ayrıcalıklar varken, türlü türlü ayrıcalıklar çıkartmayın.

Kime sorsanız bin ahh çekiyor, doktoru, mühendisi yurt dışına kaçıyor, öğrencisi velisi gelecek planı yapamıyor ama bizim vekillerimiz oturmuş trafik cezalarından nasıl yırtarız hesabını yapmış. 

Ee nede olsa tuzları kuru… ülkenin sorunları, vatandaşın dertleri bunları gerdi…

Bu yaptığınız, milleti sömürmektir.

Bu yaptığınız, kul hak yemektir.

Seçilmiş kişi olarak seçmenlerinizin hangi sorununu çözmek için çaba harcadınız acaba?

Hak ettiğinizi mi düşünüyorsunuz yoksa?

İllaki ayrıcalığınızı göstermek durumunda mısınız?

İlla ki üstünlüğünüzü belirtmek zorunda mısınız?

Türkiye Cumhuriyeti’nin Bir “Anayasa’sı” var, yukarıda da belirttiğim gibi Anayasa bir devletin en sağlam temelidir.

Her şeyden ve herkesten önce siz bu “Anayasa”ya bağlı kalmak durumundasınız.

Bakınız “Anayası’nın” 10. Maddesi ne diyor… sizlere hatırlatalım isterseniz bu 10. Maddeyi;

Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. 

(Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.

(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (…)[kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Kim olursa olsun her milletvekilinin bu eşitlik maddesini çerçeveletip odalarına asmalı, ayrıcalık düşündükleri zaman utanıp geri adım atarlar belki…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —