KADİR DAYIOĞLU


HAFIZAYI BEŞER

Olsaydı, Temmuz ortalarında suyu kalmayan üç-beş pınarı yok etmezlerdi. Tabii, yok edenler, bölgeyi ve coğrafyayı bilmedikleri için bu doğa katliamını yaptılar… Anlayacağınız yazık ettiler, dönüşü olmayan bir yola girdiler.


“Hafızayı beşer nisyan ile malulmüş!” yani “insan hafızası unutma illetliymiş!” Bundan da politikacılar başta olmak üzere çıkar grupları yararlanırmış. Bu söze sığınarak, ben de bir kez daha bazı anımsatmalar yapacağım…

***

“Erciyes’in karını kâra çevirmekle” yetinmedik bu sefer deErciyes’in jeotermal kaynaklarını kâra geçirmek için çalışmalara başladık. Şimdi anımsatacağım olay, sanırım, üçüncü sondaj… Öncekilerden bir sonuç alınamamıştı… Umarız şimdikinden sonuç alırız.

***

Haber basına şöyle yansımıştı (Sabah, Ali Altuntaş, 05.09.2023): Türkiye'nin önde gelen kış turizm merkezlerinden Erciyes'te kış turizminin yanı sıra sağlık turizmi için 3 yıl önce başlatılan termal su arama çalışmaları meyvesini verdi. 

***

“Erciyes Kayak Merkezi'nin bulunduğu tekir bölgesinde yapılan sondajda bulunan suyun 30 ton/saat (m³/h) ve 40 santigrat derece olduğu belirtildi. 2 bin 200 rakımlı Tekir bölgesinde 460 metre derinlikte sıcak suya ulaşıldı.”

***

“SABAH'a konuşan bir yetkili, İspanyol ekip tarafından tespit edilen sahada bulunduğunu, suyun termal turizm açısından sıcaklığının yeterli olduğunu belirterek suyun kükürt ve kireç ölçümleri için tahlile gönderildiğini kaydetti.”

***

“Sıcak suyun bulunmasıyla birlikte Erciyes'te hem kış turizmi hem de sağlık turizmi yapılabilecek. Erciyes'te bulunan sıcak su ile bu hayal gerçek oldu.”

***

Tabii, umut fukaranın ekmeği imiş. Yahya Kemal merhumun, “Deniz Türküsü”nde dediği gibi;

“Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar!...

İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar.”

***

Termal turizm için bu veriler yeterli ve sürdürülebilir mi? Rezerv durumu nedir? Bilemiyorum. Uzmanlara bırakalım bu işi. Ama aradan sekiz ay geçmiş. Kimyasal tahlillerin sonucu nedir? Bu kadar süre yetmez mi? Sonuç olumsuz da gizleniyor mu, yoksa?

***

Yok iyi sonuç alındı da, yatırım için zamanı mı bekleniyor? Öyle ya, bu tür yatırımlar; “terzilik dediğin ne ki, önü ile arkası, kolu ile yakası türünden’” şeyler değil. Ama suyun niteliğinin açıklanmasının gecikmesi dikkatimi çekti. 

***

Öyle ya, olumlu olsaydı, şimdiye kadar çoktan “davul-zurna” çalarlardı, yerel seçimler öncesi. Tabii, bu çalışmadan, muhalefetin de hiç mi hiç haberi yok. Aslında adamların, Kayseri’den haberi yok ki, bu “ufak tefek” işten haberi olsun…

***

Söz Tekir’den açılmışken bir şeyi daha anımsatacağım… İmar planlamasında yirmi küsur otel yeri ayrılmıştı. Tamamı da satılmıştı. Yirmi yılı aşkın zaman geçti… Sonuçta, beş bin yataktan söz ediliyordu… 

***

Peki, bu kadar zaman içerisinde kaç otel yapıldı ve yatak sayısı nedir? Yapılmayanlar için bir yaptırım uygulanacak mı?

***

Aldığım bilgiye göre; mekanik tesisler, tuvalet vs. yetersizmiş. Turistler, “alkol bulmakta” sıkıntı çekiyormuş. Teleferik için bilet gişesinde metrelerce kuyruk oluşuyormuş. “e-bilet” uygulamasına geçilebilirmiş. Park yeri sorunu varmış… Ramazan dahil bu yana işler tüm durmuş…

***

Tabii, durur… Burayı besleyecek olan Kayseri’nin muhterem ahalisi değil… Onlar, günübirlik gelip gidiyor. Önemli olan, enaz bir hafta konaklayabilmeli. Dışarıdan gelenler besleyecek, tesisleri… Hele hele turistler… Onlar da “çay-kahve” içmeye gelmediklerine göre. Geriye ne kalıyor?

***

Demem o ki, günübirlik gelip-gidenler için bu kadarlık bir yatırıma gerek yoktu. Neyse, yola çıkıldı bir kere. Kervan yolda düzeltilmeye çalışılıyor. Termal turizm de bu cümleden…

***

Dostlar… Şunu kesinlikle söyleyebilirim… Erciyes tesislerinin, ciddi bir yapılabilirlik (fizibilite) raporu mevcut değil. Bir iki slayttan başka bir şey görmedim… 

***

Var, deniyorsa, görmek isterim. Turizmden anlamazsak da az çok “dört işleme” aklımız erer. Şu kadar milyon avrolar buralara yatırıldı. İnşallah, geri dönüşü olur!...

***

Olsaydı, Temmuz ortalarında suyu kalmayan üç-beş pınarı yok etmezlerdi. Tabii, yok edenler, bölgeyi ve coğrafyayı bilmedikleri için bu doğa katliamını yaptılar… Anlayacağınız yazık ettiler, dönüşü olmayan bir yola girdiler.