İktidar, gündem değiştirmede çok mahir. Her hafta yeni bir gündem hayatımıza giriyor. Gündem kolik olduk adeta. Şimdi de CHP’li Belediyeler teftiş kıskacında. Adeta, “abluka altındalar!” Harcamalarını didik didik ediyorlar. Ekonominin hali pür melali konuşulsun istemiyorlar.
***
Ama unutmasınlar, “kurt geçirdiği kışı unuturmuş ama yediği ayazı unutmazmış!”. Sonbaharın son ayına girdik, şunun şurasında kışa bir ay kaldı, ama pazarlar şimdiden yanmaya başladı. Hem de alev, alev… Elli liradan aşağı sebze, yüz liradan aşağı meyve yok. Et, peynir fiyatları aldı başını gitti. Kiralar, havada uçuyor, yakalamak mümkün değil.
***
Tüm bunları unutturmak için, geçmişten gelen kamu borçları da dahil, belediyelerin kamuya olan borçlarının soruyorlar, sorguluyorlar. Gelirlerine, banka hesaplarına el koyuyorlar. Hem de bunu alenen yapıyorlar…
***
Peki, şimdiye kadar nerelerdeydiniz; şimdi mi aklınız başınıza geldi, diye sormazlar mı adama? Bu hale en uygun sözü, merhum Ziya Paşa söylemiş, “Terkib-i Bend”inde; “En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun, / Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?”
***
Anlamı şöyleymiş; “En ummadığın senin içyüzünü keşfeder, Sen herkesi kör, halkı sersem mi sanıyorsun?”
***
Netice de belediyeleri çalışmaz hale getiriyor; haliyle o kentin ahalisini cezalandırıyorlar. Şimdi de sıra, konserlere geldi. Milli günlerde yapılan etkinlikleri, mercek altına almaya başladılar. Böyle tesadüf olur mu? Tabii, bunlara ödenen paraları. Sanki, size mi düştü bu günleri anma der gibi…
***
“Tek Parti döneminden” nefret edenler, 1950 öncesi, Ankara Vali ve Belediye Başkanı Nevzat Tandoğan’ın dediğini yapıyorlar. Gözaltına alınanlara Tandoğan şunu söylemiş; “Bu ülkeye komünizm getirilecekse, onun da biz getiririz. Size ne oluyor!”
***
Sanırım, bu konserlerin, bu etkinliklerin yirmi iki yıldır unutturmaya çalıştıkları milli değerlerin, anımsatılmasından çok rahatsızlar. Öyle ya, mesela, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim kutlamalarında yapılan konser harcamalarının defterleri açılıyor. Ama AK Partili Belediyelerin, dini vakıflara, dini derneklere, “yandaş ve candaş” basına, sanatçılara verdikleri, bunlara tahsis ettikleri taşınmazları yok sayıyorlar.
***
Bu bir tesadüf mü? Açıklamaya muhtaç…
***
Mesela, Kayseri belediyelerinin, üş beş yıl geriye gidip, bir sanatçı, bir yazar-çizer takımına verdikleri ayni ve nakti varlığı göz ardı ediyorlar.
***
Yine mesela, yirmi yıl içerisinde, sırf Büyükşehir, “kültür ve sanat” etkinlikleri adı altında, kişilere ve gruplara aktardıkları paranın miktarını ve bunların isimlerini listeleyip bir yayınlasınlar bakalım, nasıl bir tablo ile karşılaşacağız?
***
Bir görelim. Öyle ya, bizler bu belediyelere şu ya da bu ad altında vergi ödüyoruz. Bu paraların, bu “fasıldan” nereye ve kimlere gittiğini bilme hakkımız yok mu?
***
Ama söz konusu muhalif belediyeler olunca, kuruşuna kadar hesap soruyorlar; bununla da yetinmeyip, teftiş raporlarını, “yandaş ve candaş” basına da sızdırıyorlar.
***
Elbette her kamu kurum ve kuruluşunun gelir ve gideri didik didik edilecek. Kamusal teftişin olmadığı yerde, devlet falan da olmaz. Ama teftişler yansız, önyargısız, nesnel olur.Zira, teftiş edenler bizlerin adına yapıyor. Ama ayrım yapılırsa, “öküz altında buzağı aramak!” da hakkımız.
***
Unutmasınlar, bu devran böyle gitmez. Bir de bakmışsınız sandık ters dönmüş, iktidar düşmüş. Bu sefer “hesap sorma” sırası onlara gelir. Tabii, sormaya niyetleri varsa.
***
31 Mart Mahalli Seçimleri üzerinden şu kadar ay geçti. Büyük Belediyeler el değiştirdi ama hiçbir başkan çıkıp, geçmişten aldıkları borç stokun, en ince detayına kadar açıklamadı. Açıklayanlar da açıklar gibi yaptı. “Mış gibi yaptı!” derler ya, onun gibi…
***
Evet. Sen bunu yapamazsan abi, hergün müfettişlerin, “ensen de boza pişirmeleri” de kaçınılmaz. Hiç sızlanmayın.
***
Gelelim özellikle milli günlerde yapılan harcamaların didik didik edilmesine… Sanıyorlar ki, bundan böyle belediyeler korkar, bu günlerde etkinlikten vazgeçer. İşte tam bu nokta da, yine yanılıyorlar. Peki, sanatçılar hiç para almazsa, sahneleri belediyelerin kendisi kurarsa; bu etkinlikler “sponsor” bulurlarsa ne yapacak müfettişler?
***
Mesela, “askıda konser!” kampanyaları başlatırlarsa, ne yapacaklar?