Gündem nasıl çöker bilir misiniz?
Bilmezsiniz…
Peki, ben bilir miyim?
Yok, ben de bilmiyorum, çünkü ben uydurdum yazıma başlık olsun diye.
Ama yazmaya başlayacağım, be yazacağımı da bilmiyorum ya, yazdıkça göreceğiz ki belki, gündem çökmüş.
XXX
Önce sokağa çıkacağım, havayı koklamaya.
Öyle ulu orta sokaklarda gezmeyeceğim elbette, tenhalardan tenhalardan…
Tebdil-i kıyafet, kimseye görünmeden…
Bakacağım, sokaklarda neler neler konuşuluyor.
Aslına bakarsanız, sokaklar çok şey konuşuyor da, biz işi “Yazmak” boyutuna taşıyamıyoruz onlar konuştuğu gibi apaçık.
Ev kiraları kaç lira oldu?
Ekmek kaç lira, bakın kuruş oldu diyemiyoruz bile…
Sevgili belediye başkanlarımıza soracağım, hiç halk pazarlarına gidip de alışveriş ettiğiniz oluyor mu bu günlerde?
Kayseri’de kaç adet kreş var diye sormayacağım, çünkü Kayseri’de yaşayan kadınların büyük bir çoğunluğu ya çalışmıyor ya da çocuklarına yakınları (Anneleri) bakıyor.
Soruyorum, “İpram Emmi, en son ayakkabını kapalı çarşıdan ne zaman aldın, ne zaman üzerine bir giysi aldın ısbaa bazarından?” diye…
Ya da “Ikbal Tiyze, oğluyun ya da kızıyın evine giderken, torunlarına bir çikolata alıp götürmeyeli ne zaman oldu?” desem…
Biliyor musunuz?
Çocuklar, artık dedelerinin ve büyük analarının elinden hediye almayı bir yana bırakın, gofret bile almayı unuttular.
Geçtik onu “Dede, bana ne getirdin?” sorusunun varlığından bile habersiz kaldılar.
Büyüklere soruyorsunuz…
Emekli maaşınız yılbaşından sonra ne kadar olsun?” diye, hepsi boş gözlerle size bakıyor.
Biliyorlar ki ne söyleseler boş.
Organize sanayi bölgemiz var, binlerce işçi çalışıyor, asgari ücret ne olsun diye onlara da sorsak verecek cevapları yok.
Kimseye muhtaç olmadan, en az haftada bir çoluk çocuk kebap yemeye gidebilecekleri rakamı biliyorlar da, hepsi de feraset sahibi, olmayacağını bildikleri için ağızlarını bıçak açmıyor.
Neymiş gündem?
Memed Emmi diyor ki, “2025 veya 2026 yılında enflasyon tek hanelere düşecek…”
Öf Memed Emmi öf…
O zamana kim öle kim kala, sen bugünden haber ver az da…
Deprem bölgesinde millet çöken binaların altında kaldı, bizler de çöken gündemin altında…
Hayırlısı diyerek beklemekten başka da çaremiz yok, çünkü sandık yok ortada…