Ülkenin kritik gündemini yaşadığımız günlerde, yazımı yazmak üzere koltuğuma oturduğumda, klavyeme pel pel bakar aklıma türkü gelir, söylerim.
Yazımın başlığı da o türkülerden birinin başı…
“Gidiyom gidemiyom / Az doldur içemiyom…”
Devamını siz getirin, şöyle bir kaba boydan söyleyin içiniz açılsın hiç değilse bugünlerin stresinden kurtulmak için.
Ben devamında; “Yazıyom yazamıyom” diyorum.
“Neden yazamıyorsun” diye bir soru sorma gereği duyarsanız şayet, bne de size “Kolaysa gel de sen yaz bakalım” derim…
Bilindiği gibi, İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı gözaltına alındı ve tutuklandı.
Ben detayına girmeyeceğim, kim girerse girsin, benim gireceğim yer, CHP’nin kapısından içeri olacak.
CHP, yerel seçimler döneminde adaylar tespit edilirken, anladığım kadarıyla İstanbul’da DEP ile işbirliği yapmış, Esenyurt Belediyesi’ni de CHP etiketi altında kendine bağlamış.
Bugün bu seçimin sıkıntılarını çekiyor.
Elbette seçilmiş belediye başkanının üzerine atılı suçları işleyip işlemediğini sorgulayacak değilim, beni “(Bilgisizlik nedeniyle) aşar.
Ama CHP bundan sonra içine girdiği durumdan nasıl kurtulacak, bütün mesele bu…
Çünkü Cumhur ittifakı, bu olayı CHP aleyhine köpürterek kullanacaktır.
Esenyurt Belediye Başkanının gerçekten üz
erine atılı suçları işlemiş ise, CHP olarak hem teröre karşı olarak hem de TBMM çatısı altında barışı sağlama söylemine karşı nasıl bir tavır alacaktır?
Şu anda ülkenin son yerel seçimlerinden birinci partisi olarak çıkan CHP, kendisine bu çelişkinin içinde kurtarmak ve gerekli tepkileri ortaya koymak zorundadır.
Bu türden konularda laf ile bir yere varmak olası değildir.
CHP, ya taşı taşa sürtecek, ya da çıkıp yerel seçimlerde “Yanlış tercih” yaptığını babayiğitçe söyleyecektir.
XXX
Konu üzerinde daha çok şeyler yazılabilir, ancak dediğim gibi “Gidiyorm gidemiyom / Yazıyom yazamıyom” durumundayım.
Şu kadarını söylemek mümkün…
Olayın bir başka boyutu, her zaman olduğu gibi, ülkenin gündemini başka yöne çekmek ve millet o gündem üzerinde tepinirken, AT’a binip arabalı vapur ile Üsküdar’a geçmek amaçlanmaktadır.
Özellikle televizyon kanalları, mal bulmuş gibi olayın üzerine gidiyor, iktidarın ekmeğine yağ sürüyor.
Bırakın onlar ne halleri varsa görsün, siz ve bizler, ülkenin gerçek sorunları üzerinde duralım.
Esenyurt Belediye Başkanının ne yaptığı beni çok ilgilendirmiyor.
Gerçekten varsa bir suçu, o kadar akademik kariyeri ve uzun yıllar aldığı görevleri, elbette cezasını çekmelidir.
Şu denilebilir…
Devlet Bahçeli’nin söylemi suç değil mi?
Onun söylediği, siyaseten ve ortamı tartma amacı ile söylenmiş, danışıklı döğüş bir söylemdir.
Doğruluğu da Sayın Cumhurbaşkanının son gurup toplantısındaki konuşması bu iddiamızı da doğrular niteliktedir.
XXX
Bakın 2024 yılının son iki ayına girdik.
Bu aylarda kritik konular var mecliste.
Birincisi ve en önemlisi, 2025 yılının bütçesi nasıl kapatılacak, ne kadar açıkla ile oluşturulacak, otaya çıkan açık ise, milletin sırtından nasıl kapatılmaya çalışılacak?
İkinci konu ise, TÜİK’in vereceği inanamadığımız enflasyon rakamları, emekli ve işçinin maaşına nasıl yansıyacak?
Bizler buna odaklanalım…
Başkaları ayakları tokaşıp (Takılıp) düşe kaldıkları yerden nasıl kalkacakları ile ilgilenmeyelim.
O konuda, günü geldiğinde aklımızı kullanırsak yeter bize…