MUSTAFA CENGİZ


GIDA GÜNÜNDE, GIDA SORUNLARI YAŞIYORUZ!

Hayatta kalmanın en önemli yeter koşulu temiz hava, su, gıda, gibi en önemli üç saç ayağı. Çatışmalar, tekrarlanan aşırı hava olayları ve ekonomik durgunluklar nedeniyle yaklaşık 783 milyon insan açlıkla karşı karşıya. Önümüzde ki yıllar yani 2050’ye kadar ki süreçte daha da ilerisi 2100’lü yıllar Dünya’nın en önemli sorunu Su ve Gıda olacak. Uzun vadede kim öle kim kala. Tabi ki birçok kişinin bırakın 2025’yi, 2100’ü yarına bile garantimiz yok. Ama Dünya ile ilgili endişelenmek ve gelecek nesillere atalarımızdan miras aldığımız Dünya’yı daha da yaşanabilir bırakmak gibi bir sorumluluğumuz var gelecek nesillere karşı. Zira hepimiz bu alemden geçiyoruz ve emanetçiyiz.


Önümüzde ki yıllar yani 2050’ye kadar ki süreçte daha da ilerisi 2100’lü yıllar Dünya’nın en önemli sorunu Su ve Gıda olacak.

Yani Çiftçilik son derece önemli bir meslek haline gelecek. 

Dünya nüfus hızı her ne kadar bazı ülkelerde doğurganlık oranı düşmüş olsa da 9 milyara koşuyor.

Uzun vadede kim öle kim kala.

Tabi ki birçok kişinin bırakın 2025’yi, 2100’ü yarına bile garantimiz yok.

Ama Dünya ile ilgili endişelenmek ve gelecek nesillere atalarımızdan miras aldığımız Dünya’yı daha da yaşanabilir bırakmak gibi bir sorumluluğumuz var gelecek nesillere karşı.

Zira hepimiz bu alemden geçiyoruz ve emanetçiyiz.

16 EKİM TARİHİ BİR GÜN…

Aslında gerçekten tarihi bir gün.

Hayatta kalmanın en önemli yeter koşulu temiz hava, su, gıda, gibi en önemli üç saç ayağı.
Peki nedir bu Dünya Gıda Günü?

Önce bir hatırlatma Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) her yıl, 1945'te kurulduğu tarih olan 16 Ekim'i Dünya Gıda Günü (DGG) olarak 150'den fazla ülkede çeşitli etkinliklerle kutlamaktadır. 

Bu yılın teması; "Daha iyi bir yaşam ve daha iyi bir gelecek için gıda hakkı'' olarak belirlenmiştir.

TÜKENİŞE DİKKAT ÇEKTİ…

Bir çok siyasi bugünü pas geçti.

Sanırım epey yoğunlar.

Saadet Partisi başkanı Erdal Altun bu günü unutmayan ender isimlerden birisi olarak önemli satış başlarına dikkat çekti.

Bakın ne diyor Altun bu güne, bugünlere ve geleceğe dair?

“Dünyamız hızla açlığa ve sefalete sürüklenirken, bu yıl kutladığımız “Dünya Gıda Günü”nü, her şeyde olduğu gibi gıdada da tükenişe dikkat çekmek için fırsat günü olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır. 

Yanlış ekonomi politikaları, tarım üretiminin hızla azalması, asgari ücretli ve emekli ücretlerinin açlık sınırının altında kalması, bırakın sağlıklı beslenmeyi, karnımızı doyurmayı bile lüks haline getirmiştir.

Yaşamakta olduğumuz iklim değişikliği, su kaynaklarının kirlenmesi, ormanların, sulak alanların ve çevrenin tahrip edilmesi, tarım alanları ve meraların amaç dışı kullanılması, artan nüfus, mülteci akını gibi sorunlar yakın gelecekte su krizine, toprak kıtlığına ve dolayısıyla gıda krizine neden olacaktır.“

SU OLMAZSA HAYAT OLMAZ.

Devam ediyor Altun, konuya dair tespitlerine ve ekliyor;

“Su, dünyada canlı hayatın devamı için gereklidir, su olmazsa hayat olmaz. 

Dünya yüzeyinin dörtte üçü, vücudumuzun %50’sinden fazlası su içerir, yine gıdamızı üretmek ve yaşamak için suya ihtiyaç duymaktayız. 

İklim değişikliği, özellikle son yıllarda insan eliyle “kriz” haline dönüştürülerek, aşırı yağışlar, su baskınları, can kayıpları, aşırı sıcaklar, kuraklık olarak dünya ülkelerinin gündeminde sıkça yer almaktadır. İçilebilir su kaynaklarımızın ve tarımsal üretimin hızla azalması, yönetenler tarafından sorun çözücü tarım, gıda ve su yeterli politikalarının oluşturulmaması, gelecek için duyulan endişeleri arttırmıştır.”

SIFIR AÇLIK, ÇOK UZAKTA…

“Gıda için Tedarik kanallarında yaşanan aksamaların üstesinden “Tarım ve hayvancılığa” büyük destekle gelinir, karnınız açsa, suyunuz yoksa son model arabanızın, elektronik cihazların hiçbir kıymetinin olmadığını, Allah korusun hepimiz yaşayarak göreceğiz. “ diyerek açıklamasını sürdüren Altun’un en önemli endişesi mi?

İşte size cevabı; “21.yüzyılda İklim değişikliğinin sebep olduğu ciddi sorunların çözümü için hızlı adımların atılması gerekirken, küresel çıkar çatışmaları büyüyor, gelir adaletsizliği artmaya devam ediyor. 

Birleşmiş Milletler öncülüğünde, 193 ülkenin 2019 yılında imzaladığı “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”ndan SIFIR AÇLIK, 2030 için ulaşılabilir olmaktan çok uzaktadır. 

Gıda güvencesinin sağlanamadığı bir dünyada, adil bir düzen içinde yaşayabilmek hayal olacaktır. Bugün dünyada 800 milyonun üzerinde insan yani her 10 kişiden biri yatağa aç girmektedir. 

Ülkemizde ise insanlarımızın %22`si yeterli gıdaya ulaşamamakta %8,5`u ise açlık sınırında yaşamaktadır. 

Maalesef Ak Parti hükümeti gıda politikasını da iç siyasete alet etmekte, yapılan denetimlerde partiye yakın olup olmamasına göre ifşa veya cezalar verilmekte. Parti yanlısı üreticilerin toplum sağlığını tehlikeye atan üretimlerine göz yumulurken, geleceğimize ne denli zararlar verildiği dikkate alınmamaktadır.”

İNSANLIK ZULMÜ SÜRÜYOR…

“Saadet Partisi il başkanlığı olarak açlığın, yokluğun ve yoksulluğun son bulduğu, adil düzenin olduğu bir ülke ve yeni bir dünya özlemiyle bilimden, üretimden, insandan, emekten, doğadan, kamu yararı ve İnsanlığın çıkarından yana tutumumuz devam edecektir.” Diyerek sözlerini sürdüren Altun, son bölümde ise önemli bir insanlık dramına da atıfta bulunarak açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:  

Tüm dünyanın gözleri önünde Gazze’de katliam yapan Siyonist İsrail göz göre göre insan haklarını hiçe sayarak en temel ihtiyaç olan su ve ekmeğin dahi bölgeye girmesine izin vermediği, Çocukların ve hastaların açlıktan öldüğü bu günleri “Dünya Gıda Günü” olarak tanımlamak insanlığın ve kurduğu medeniyetin geldiği noktayı gösteren en güzel örnektir.

İnsanlık için kâbus olan bu yokluğu, adaletsizliği ve yoksulluğu yenmek için Saadet Partimiz iktidarı hepimizin ortak toplumsal görevidir. Unutulmamalıdır ki, dünya üzerinde üretilen tarım ve gıda ürünleri doğru taksim edildiğin de 8 milyarı geçen dünya nüfusunu beslemeye yetecek miktardadır. Eğer dünyada açlık varsa bu yetersiz bitkisel ve hayvansal ürünler ve gıda arzından değil, adaletsiz gelir dağılımından, yatırımın tarım ve hayvancılık yerine betona yapılmasındandır.  

Gıda krizinden kurtulabilmek; rant ve beton ekonomisi yerine üretim ekonomisini, sermayenin öncelikleri yerine kamusal ve toplumsal çıkarları, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen “Tarım Gıda ve Hayvancılık Politikaları”nı savunmakla ve yaşama geçirmekle mümkündür.”

"DAHA İYİ BİR YAŞAM VE DAHA 

İYİ BİR GELECEK İÇİN GIDA HAKKI''

T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı 16 Ekim Dünya Gıda Günü münasebeti ele yaptığı açıklamada diyor ki özetle; “

Dünya nüfusunun artmaya devam ettiği, gıdaya erişim imkanına sahip olan insanların israfa varan tüketim alışkanlıkları, tarımsal üretimin iklim değişikliği, ekonomi gibi nedenlerle olumsuz yönde etkilendiği, gıda fiyatlarındaki süregelen artış, küresel aktörlerin gıda hakkının ihlaline doğrudan veya dolaylı olarak sebebiyet vermeye devam ettikleri, iç savaş nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan insan sayısı, koronavirüs salgınının küresel ölçekteki çok boyutlu ve uzun vadeli tesirleri düşünüldüğünde küresel gıda sorununun ve gıda hakkının önümüzdeki yıllarda daha çok tartışılacağı görülmektedir.

Şu anda dünyamız gezegendeki herkesi beslemeye yetecek kadar yiyecek üretiyor.  Ancak her yıl 1.3 milyar kg gıda kaybolmakta veya israf edilmektedir. Dünya Gıda Günü, insanları katılım göstermeye, gıda israfını en aza indirmeye ve milyonları beslemeye yardımcı olmaya motive ediyor. 

Gıda seçimleri sağlığı ve çevreyi etkiler. 

Her yıl gıdanın %30 ila % 40'ı israf ediliyor. 

Birçok insan geceleri aç karnına uyuyor.

Herkesin yeterli, çeşitli, besleyici, güvenli ve uygun fiyatlı gıdalara eşit erişimini sağlamak için tarım-gıda sistemleri politikaları ve programlarına gıda hakkını entegre etmelidir. İnsanların onurlu bir şekilde beslenmelerine olanak sağlayan bir ortam oluşturmalı ve bunu başaramayanlar için uygun güvenlik ağları kurularak yeterli beslenme hakkına saygı duymalı, bu hak korunmalı ve yerine getirilmelidir.

Hepimiz, eşitsizliklere meydan okuyarak, açlık hakkında sesimizi yükselterek ve karar vericilerin katılımını sağlayarak, sağlıklı gıda seçimleri yaparak, gıda israfını azaltarak, doğal kaynaklara özen göstererek ve eylemlerimizde şefkatli davranarak herkesin gıda hakkından yararlanabileceği bir geleceğin inşasında rol oynamalıyız.

GIDA ENFLASYONU…

Gıda ile ilgili bu karar yazıp Gıda’da ki enflasyonu yazmamak olmaz tabi ki de.

Türkiye’nin son dönemdeki ekonomide yaşadığı kaos ortada.

2024 Dünya Gıda Günü gıdanın hayati önemini vurgulamakta. 

Hayat herkes için doğrudan yiyeceğe, havaya ve suya bağlı. 

Dünya çiftçileri küresel nüfusun daha fazlasını beslemeye yetecek kadar gıda üretmesine rağmen açlık hala devam ediyor. 

Çatışmalar, tekrarlanan aşırı hava olayları ve ekonomik durgunluklar nedeniyle yaklaşık 783 milyon insan açlıkla karşı karşıya.

Yetersiz beslenme milyonlarca insanın sağlığını olumsuz etkileyerek büyüme ve gelişmenin zarar görmesine neden oluyor. Bu nedenle, gıda güvenliğini ve gezegendeki herkes için besleyici gıdaların bulunabilirliğini sağlamak için bu soruna dikkat çekmek kritik önem taşıyor.

Dünya çapında çok sayıda insan sağlıklı ve çeşitli bir şekilde beslenemiyor. İşte bu nedenle bu yılki Dünya Gıda Günü, gıda hakkına odaklanıyor.  Herkesin çeşitli, besleyici, güvenli, uygun fiyatlı ve kolay erişilebilir bir beslenmeye hakkı var.

Söz de yazı da bu kadar…