MUSTAFA CENGİZ


GERÇEKTEN SİZ BU ÜLKEDE Mİ YAŞIYORSUNUZ?

Bilmem dikkat ediyor musunuz? Ya da ilgi duyuyor musunuz? Bir başka ifade ile Türkiye gerçekleri ile ne kadar ilgilisiniz? Bilmek, duymak, görmek istiyor musunuz? Siz bu ülkede mi yaşıyorsunuz, yoksa yaşadığınızı mı zannediyorsunuz? İşte size son günlerden gündeme sarkanlar ve büyük ihtimalle duymadıklarınızdan seçmece bir Cumartesi yazısı. Sanırım bunlarda sizin ilginizi çekmeyecektir ama yine de bizim yazmamız lazım. Belki birileri okur, dikkat eder, Türkiye gerçeklerine dair kafa yorar, çözüm yolları için elini taşın altına koyar, birilerini ikaz eder, birkaç kişinin daha Türkiye’ye dair gerçekleri öğrenmesine katkı sağlar…


Bilmem dikkat ediyor musunuz?

Ya da ilgi duyuyor musunuz?

Bir başka ifade ile Türkiye gerçekleri ile ne kadar ilgilisiniz?

Bilmek, duymak, görmek istiyor musunuz?

Siz bu ülkede mi yaşıyorsunuz, yoksa yaşadığınızı mı zannediyorsunuz?

İşte size son günlerden gündeme sarkanlar ve büyük ihtimalle duymadıklarınızdan seçmece bir Cumartesi yazısı.

Sanırım bunlarda sizin ilginizi çekmeyecektir ama yine de bizim yazmamız lazım.

Belki birileri okur, dikkat eder, Türkiye gerçeklerine dair kafa yorar, çözüm yolları için elini taşın altına koyar, birilerini ikaz eder, birkaç kişinin daha Türkiye’ye dair gerçekleri öğrenmesine katkı sağlar…

O ZAMAN ÖYLE, ŞİMDİ BÖYLE Mİ?

Fatih Altaylı: “Erdoğan belediye başkanlığı döneminde bu kadar engelle karşılaşmadı.

Evet, hapse girdi ama girdiği güne kadar görevinin başında kaldı.

Cezaevine girince yerine kayyum atanmadı. Seçim yapıldı, Refah Partisi’nden Ali Müfit Gürtuna başkan oldu.”

BU KADAR FAHİŞ HATA OLUR MU?

Özdağ'dan Milli Savunma Üniversitesi'nin Rektörü Erhan Afyoncu'ya net eleştiri!

Milli Savunma Üniversitesi Türk Dili ve Hitabeti adlı bir kitap yayınlamış. 

Kitabın kapağında Türk dilinin konuşulduğu coğrafyalar gösterilmiş. 

Bu coğrafyalar arasında Türkiye’nin doğu ve güneydoğusu yok. Bu coğrafyayı ne zaman hangi savaşta kaybettik Erhan Afyoncu?

Bu bölgeden askerlerimiz ve devletimiz de çekildi mi? 

Yarın DEM’li belediyeler bu kitabın kapağını göstererek bu bölgede Türkçe konuşulmadığını siz de kabul ediyorsunuz derse hiç şaşırmayın. 

Kimse devlet aklından bahsetmesin. 

Devlet cinnet geçiriyor.

TEŞEKKÜR ETMELİLER!...

Cüneyt Özdemir: “Ben Ekrem İmamoğlu’nun yerinde olsam Yusuf Tekin’e teşekkür beratı gönderirim.

Çünkü CHP’li belediyelerin bu kadar çok kreş yaptığını bilmiyorduk.

Yusuf Tekin’in işgüzarlığı sayesinde bütün Türkiye öğrendi ki CHP’li belediyeler çok iyi işler yapmış.”

SEYREDENLERDEN MİSİNİZ?

Ramazan Kurtoğlu “Piyasada  600 milyon dolar sahte ABD doları var” haberi ile döviz piyasasında NAKİT para işlemini durdurdular.

Demek ki piyasadaki ”sahte dolar miktarını” bilecek kadar konuya hakim olanlar ”cim karnında mim” derdinde. Paniklemeyin!

İnsanlar ve milletler üç kategoriye ayrılır: Yapanlar ve liderlik edenler, Seyredenler, Bal yapmaz arı gibi mızmız edenler."

KARARNAME ÇOCUKLARI...

Ekrem İmamoğlu, Yusuf Tekin'in nasıl profesör ve rektör olduğunu anlattı: "Profesör olmak için 5 yıl doçent olmak gerekiyor. 

Yusuf Bey 5 yıl doçent olmadan profesör yapıldı.

Rektör olmak için ise 3 yıl profesör olmak gerekiyor. 

Yusuf Bey 3 yıl profesör olmadan rektör yapıldı.

Yusuf Tekin'e özel 48 saatliğine kararname yazıldı, Yusuf Tekin rektör yapıldı, kararname iptal edildi. 

Bunlar kararname çocukları."

KİŞİSEL YORUMLAR!

R.İhsan Eliaçık "Hakimiyet Allah'ındır,demokrasi küfürdür' söylemi tam IŞİD ve Taliban kafası. Akıl ve vicdan yok. Bu konuda en ileri dini bilinç şöyledir: Hakimiyet Allah'ındır, saltanat küfürdür. Allah'ın (Hakkın) hakimiyeti bir kişide, soyda, grupta değil Halkta tecelli eder.

Devletin soy, kan, din, inanç, mezhep, renk, ırk, etnik  vb. kimliği olamaz. Bunlar kişilerin özel sorunudur. Keza devlet başkanının herhangi bir dinin dindarı olması da gerekmez. Ateist de olabilir. Bunlar da kişilerin özel sorunudur. Tek şart vardır: Adalet

Hadis sahih olsa bile 'dini hüküm' ifade etmez. Çünkü... 1- Hadis ona inanan kişiyi bağlar, tüm müslümanları bağlamaz. Tüm müslümanları sadece Kur'an bağlar. 2- Eğer sahih hadis dini hüküm ifade etseydi muhakkak Kur'an'a girerdi. 3-  Ahirette sorgu sadece Kur'an dan olacaktır."

ALTIN MEVZUSU SARPA SARDI...

MHP'deki üç vekilin istifasının ardındaki sır perdesi henüz aralanmadı.

Ama Türkiye'de şu anda 40 tondan fazla kaçak altın olduğu konuşuluyor.

Ve...

Son olarak bakın ne oldu?

İsmail Saymaz: “Cilvegözü Sınır Kapısı’nda, AFAD’a ait resmi araçla altın ve cep telefonu kaçakçılığı yapıldığı tespit edildi.

Bir AFAD görevlisi ve bir Suriyeli tutuklandı.”

BU PİRİNÇ DAHA ÇOK SU ALIR!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek "Dolandırıcılık ile yasa dışı bahis ve kumar suçlarıyla mücadele, ilgili tüm kurumlarımızla eşgüdüm halinde kökü kazınana kadar sürdürülecek. 

Aracılık edenlerden finansal kuruluşlara kadar tüm kesimlerin üzerine gidilecek. 

Yasa dışı bahis suçuna bulaşanların mallarına el konulacak" dedi.

BU KADAR ÇİFTE STANDART OLUR MU?

Mehmet Ali Kulat “İktidarı bekleyen tehlike... Önümüzdeki günlerde bu sahne; her yerde iktidar siyasetçilerinin karşısına çıkacak;

Esnaf, “Suriyeli karşıma dükkan açtı ne ruhsat var, ne izin. Biz 2. sınıf vatandaş olduk.

Beykoz Belediye Başkanı "Sen Resulullahın ümmetisin, öyle bakmayacaksın..!"

Esnaf, “Adam kaçak sigara satıyor, sen hala Resulallah diyorsun!”

Ekonomik sıkıntılar devam ettikçe bu video ne ilk olur ne de son.

...Ve sahaya inen her iktidar siyasetçisi bu serzenişe cevap vermek zorunda kalır.  İyi bir cevap hazırlamaları gerekir.  Toplumsal direncin mihenk taşı esnaftır.”

SEN NE KADAR DİKERSEN DİK!

Ağaç dikme kampanyaları var.

Büyük laflarla hem de.

Cayır cayır yanan ormanların yerlerine yıldızını sayamayacağınız otellerin yapıldığı bir ülkede. Bir de şöyle bir gerçek var.

Kazdağları’nda şimdiye dek 500 bin ağaçtan fazlası kesildi! 

Dur denilmezse 1 milyon ağaç kesilecek!

Halk günlerdir bu katliamı engellemeye çalışıyor. 

Kimi?

Ormanlar yanarken uçağı olmadığını itiraf edenleri, otel yapımına göz yumanları, madenler için ruhsat verenleri, jandarmasını halkın üzerine salanları ve daha neler...

AL GÜLÜM VER GÜLÜM..

AP Genel başkanı Dr. Vecdet Öz diyor ki;  APO Ziyareti örtülü bir pazarlığın neticesidir.!

Diğer bir tabirle ticaretteki kazan kazan yöntemidir.!

Burada muhatap DEM’dir ve teklifi götüren ise Cumhur ittifakı cephesinin sözcüsü durumu devlet meselesi kisvesine büründürebilecek tek adam olan milliyetçi Devlet Bahçeli’dir.!

Pazarlık konusu ise APO’yu serbest bırakalım karşılığında Anayasa’nın 101. maddesini değiştirme ve Cumhurbaşkanı’nın seçilebilme süre kısıtlamasının uzatılması konusunda bize destek verindir.!

Yani al gülüm ver gülüm ifadesinin tam karşılığı olan basit ve sonrasında karşılıklı şova dönük bir pazarlıktır.!

Şov aşamasına gelince; AKP teröre diz çöktürdük silah bırakacaklar söylemi yaparak bundan seçime tahvil edeceği bir başarı çıkaracak. Terörün silahlı kanadının zaten sınır ötesine doğru mevzi değiştirecek olmasını kendisine mal edecektir..

DEM ise Kürt kökenli seçmene, bak APO’yu aldık diyerek safları sıklaştıracak ve daha da güçlenecektir. Bu güç de dolayısıyla AKP’ye anayasa değişikliği esnasında destek olarak dönecektir..

Tüm bu olanlara zaten sıcak bakan ve naçizane desteklerimizi sunduk diyerek bunu tasdikleyen CHP ise pazarlığa alenen taraf olarak kendisine oy veren Kürt kökenli seçmenin gönlünü hoş etmiş olacaktır..

Özetle kazanan taraf DEM, Cumhur İttifakı ve CHP olurken kaybeden ise her zamanki gibi yine gözü boyanan millet ve ülkemiz olacaktır..

Binlerce Şehit vermişiz, büyük bir kısmı uzuv ve organ kaybına uğramış yüzlerce kahraman ve fedakar Gazimiz varmış, gözü yaşlı aileler kahrolmuş, terörle mücadeleye milletin vergileriyle ödenmiş milyarlarca lira harcanmış, bu yüzden ülkeye yatırımcı ve turist gelmemiş ve yine bu yüzden milyarlarca dolar zarara uğramışız kimin umurunda.!

Her şey şahsi hırs ve ikbal kavgası, her şey iktidarı elde tutma çabası ve yargılanma korkusu. Durum bundan ibarettir.

Bakalım CHP’nin Atatürkçü, MHP’nin milliyetçi/ülkücü ve AKP’nin dindar seçmeni bunu içine nasıl sindirecek..

BUNUNLA BİTİRELİM...

Türk siyaset tarihine geçmiş efsane gaflar ve unutulmaz olayları arasında yer alan bir söylem. 

Süleyman Demirel: Tamam Kürtlere kötü davranıyoruz da, sanki Türklere iyi mi davranıyoruz?