KADİR DAYIOĞLU


GELİŞMELER PEŞ PEŞE

Yolsuzluğa, usulsüzlüğe, hırsızlığa aklım ermez, bu konu yargının işi ama diploma konusuna değinmek istedim.


Ülkemizde gelişmeler hiç hoş değil. Endişe verici. Ekrem İmamoğlu’nun, 35 yıl önce aldığı diplomanın, günümüz yatay geçiş şartlarını yerine getirmediği gerekçesi ile İstanbul Üniversitesi yetkili kurulunca iptal edilmesi, arkasından İBB’de yolsuzluk iddiaları ile soruşturma açılması ve İmamoğlu’nun gözaltına alınması, olayların tırmanmasına neden oldu. Olaylar, devam ediyor…

*** 

Yolsuzluğa, usulsüzlüğe, hırsızlığa aklım ermez, bu konu yargının işi ama diploma konusuna değinmek istedim. 

Öyle ya, “günümüz çamaşırın geçmişin güneşi ile kurutmak isteme” gibi bir garabet sergileniyor. 

***

Böyle giderse, bu mantık geçerli olursa yani geçmişteki kazanımlar, günümüz mevzuatı ile değerlendirilirse ortada ne bir diploma ne bir akademik Unvan/kariyer kalır.

***

Size çarpıcı bir örnekle meramımı anlatmak istiyorum. Umarım, benzetmem doğrudur.  

İTÜ’nün efsane hocası merhum Mustafa İnan’ın akademik seyri… Buna bir parantez açmak istedim. 

***

Yurt dışında, “Doktorası bittikten sonra yurda dönen Mustafa İnan, 30.09.1941 tarihinde Yüksek Mühendis Mektebinde (şimdiki İTÜ) Teknik Mekanik ve Mukavemet Muallim Muavinliği'ne tayin edildi.”

***

Sanırım o zaman İTÜ, “Yüksek Mühendis Mektebi” olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlıydı. Yurt dışına eğitim/doktora için gönderilen tüm öğrenciler, dönüşte, ilk ve ortaokul hariç, okullara atanıyor, mecburi hizmetlerini tamamlıyorlardı. Mesela, Fransa’da doktora yapan Nurettin Topçu hocamız, lise de felsefe grubu öğretmeniydi.

***

“Dr. Mustafa İnan, 'Kayma Merkezi' isimli ilk makalesini 1943 yılında yayınladı. 1944 yılında da Yüksek Mühendislik Mektebi'nin isminin İstanbul Teknik Üniversitesi olarak değiştirilmesi üzerine doçentliğe getirildi. Bir yıl sonra da Profesörlüğe atandı.”

***

Bu bilgileri, İTÜ’nün web sitesinden aldım. Buna göre, bugünkü mevzuata göre rahmetli İnan, bir makale ile, bir yıl sonra doçent, bir yıl sonrada profesör olabilir miydi?

***

İnsaf sahibi, başta İstanbul Teknik Üniversitesi yetkilileri olmak üzer YÖK’e soruyorum; bu şartlar altında rahmetli hocamıza ne yapmak lazım?

***

Dostlar, bizler geçiş dönemi öğrencileriyiz. Olayları çok iyi biliyoruz. Profesör, doçent unvanı yanında “Dr.” Sıfatı olamayan ne kadar doçent ve profesör varsa hepsi, 1940larda yapılan üniversite dönüşümleri ve 1969’da çıkan Devlet Mühendislik ve Mimarlık yasasından sonra, mevzuat gereği doçentlik ve profesörlük unvanı aldı.

***

Aynı soruyu soruyorum. Peki, bu tüm üniversitelerimizde bu şekilde, çoğu rahmeti rahmana kavuşan hocalarımız, bugünkü mevzuata göre doçent ve profesör olabilir miydi? Onlar günlerindeki geçerli mevzuata göre bu unvanlarını aldıklarını unutmayın. 

***

Bu isimleri yani, doktora yapmadan doçent, profesör ve hatta Ordinaryüs Profesör olanların kimler olduğunu, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi web sitelerine, “emekli hocalarımız” diye girerseniz görebilirsiniz.

***

Mesela, bugün olmayan, ordinaryüs profesör unvanlarını, bugünkü mevzuatta yok diye iptal edebilir misiniz? Biliyor musunuz? Ordinaryüs ünvanlı ünlü tarihçi, edebiyatçı Fuad Köprülü’nün doktorası yok.

***

Dostlar, biliyorsunuz, “kadastro görmemiş” taşınmazların, mülkiyete geçirilmesi, “iki şahit” ile şahıslara geçirildiği günleri yaşadık. Şimdi, bu devirler, günümüzde, sahipsiz taşınmazların, şahıslara devri usullerine uygun mu? Bu taktirde, “iki şahit” ile işlem yapılan bu malların hepsinin maliye hazinesine devri gerekmez mi?

***

Ha keza, daha önceki yıllarda alına “ehliyetlerin” tamamının iptali gerekir. Çünkü, günümüz şartlarına uygun değil. 

***

Yine bizim dönemimizde, lise, ticaret lisesi, sanat okulları ve muadili okul mezunları yedek subay olarak askerliklerini yaparlardı. Hatta bir kısmı da yedek subay öğretmen olarak. Bir kısmı da öğretmen olarak göreve devam etti. Ne olacak şimdi?

***

Bunlara tekrar er olarak askerlik mi yaptırtacağız? Öğretmenlik ve haliyle emeklilik haklarını ellerinden alacak mıyız?

***

Bu sorulara, akıl, izan, insaf sahibi herkesin yanıt vermesini bekleriz.

***

Etmeyin, yapmayın, bu yol yol değil. Bunu yol yaparsanız, gelecekte üzerinden çok geçen olur. 

Ekrem İmamoğlu ve beraberinde üniversite diploması iptal edilen şu kadar kişinin durumuna bir de bu yönde bakın.