Ve… Ocak ayı da bitiyor.
Şubat-Mart ve Nisan malum aylar.
Sahalar çamur deryası.
Ortalık toz duman.
Masa başı oyunları.
Eskiden hakemler VAR’dı şimdi yabancı VAR’lar…
Ve… Daha neler neler.
2024-2025 Futbol sezonunun ikinci yarısında zaman daralıyor.
Ligin boyu kısalıyor.
Transfer yapma imkanı olan takımlar sürekli bir hareket halinde.
Kayserispor, Adana Demirspor ve Samsunspor’da tık yok.
Bizim ve güney temsilcisinin durumu malum.
“El ele 1. Lige gitmek üzereyiz!”
FARK NEREDE Mİ?
Samsunspor mu?
Onlar işi sağlama almışlar.
İki sezondur Alman teknik adamlarla ve hemen hemen aynı standartlardaki kadrolarla çalışıyorlar ama adamlar nerede ise “Tutmasanız şampiyon olacaklar!”
Fark burada aslında.
Sarı kırmızılı takımı neresinden bakarsanız bakın çeyrek asırdır aynı isimler ve yakınları yönetiyor.
Durum hepinizin malumu.
Arife tarif gerekmez.
Türkiye gerçeklerinin küçük bir prototipi Kayseri ve Kayserispor.
Karadeniz ekibinin başında ehil isimler var.
Para ve transfer yok ama 11 yıl aradan sonra geçtiğimiz sezon Süper Lige çıkmanın susamışlığı, 1. Lige düşmenin acısı ile adamlar derslerini almışlar, ikinci sınıf bir il olmanın ne demek olduğunu.
İşlerini, takımlarını, illerini seviyorlar.
Futbol adına belli kurallardan ödün vermiyorlar.
Kulüpleri bizim gibi “Yol Geçen Hanı” da değil.
Hali ile de şartlar ne kadar kötü olursa olsun başarı kendiliğinden geliyor.
Bizimkiler mi?
“Sen-ben-bizim oğlan” mantığı ile Kayseri’yi, Kayseriliyi borçlandırmaya ve seve seve ödetmeye devam.
Kimin parasını kime veriyor ve nereye ödüyorlarsa Allah bilir.
Bir kulüpte son dönemde bu kadar teknik adam değişikliği, 140 sorunlu dosya, bir sezonu TFF’nin himmeti ile her sezon kümede kalmak için bu kadar kredi kullanılır mı kardeşim?!...
BİLMEM BU İŞE NE DEMELİ?
Geride kalan hafta sporda üç değişik kategoride mücadele eden Kayseri takımları adına kelimenin tam anlamı ile buruk ve kayıp hafta oldu.
Kayserispor, Erciyes 38 FK ve Melikgazi Kayseri Basketbol geride kalan haftada mağlup olarak taraftarlarını üzdü.
Kayserispor birde üstüne üstlük teknik direktöründen olurken, iki önemli oyuncusu da kaybetti.
Temel de sorun para.
Var olanı da yok ettiler.
Kapı kapı geziyorlardı, bitmek tükenmek bilmeyen borçlar yüzünden.
Peki bu kulübü bu hale kim getirdi?
Bu hale gelirken kim kenarda oturdu ve seyretti.
Kim kime niye ve nasıl yekti verdi ve bu kulüp bu günlere geldi?
Sorunun cevabı içinde aslında.
Herkes çok iyi biliyor.
Erciyesspor, belki bugün Süper Ligde olsa en kötü ihtimalle 300-400 milyon Avroluk, 1. Ligde olsa en kötü 50-100 milyon Avroluk bir takımın kapısına kilit vurdular.
Daha 3. Ligde kapattıkları kulüpleri saymıyorum bile.
Bekle-gör politikası ile siyasetteki gidişatı yokluyorlar.
Siyasi gelecekte umut yok ise Kayserispor’un da durumu Erciyesspor’dan farklı olmayacaktır.
TEKNİK ADAMDA İSİM ENFLASYONU…
Malum “Kurt Bulanık havayı sever!”
Şimdi tam sırası.
Menajerler ve teknik adamlar pusuda.
Portekizli bir teknik adam gündemde son olarak.
Yüzde 99 anlaşıldı deniyor.
Kayserispor’u kurtarırken tabi ki dertleri kendilerini de kurtarmak.
Bir anlamda emeklilik ikramiyesi gibi bir şey aslında bu.
Kayserispor'da Teknik Direktör Sinan Kaloğlu ile yolların ayrılmasının ardından arayışlar sürüyor. Fatih Tekke ve Erol Bulut'tan olumsuz yanıt alan sarı-kırmızılı yönetim, Oleksandr Kucher ile Tolunay Kafkas'ı gündemine aldı.
Sivasspor mağlubiyeti sonrasında Sinan Kaloğlu ile yollarını ayıran Kayserispor yönetimi, Teknik Direktör Fatih Tekke ile görüştü ancak olumsuz yanıt aldı. Sonrasında görüşme gerçekleştirilen Erol Bulut'tan da, "Sezon başı olsa kabul ederdim ama şu an edemem" yanıtını verdi. Eski futbolcusu Oleksandr Kucher'in, "gelirim" demesine rağmen bu anlaşmaya sıcak bakmayan sarı-kırmızılı yöneticiler, menajerler aracılığıyla Tolunay Kafkas'ı gündemine aldı.
İbrahim Üzülmez, Mustafa Dalcı dahil birçok yeni isim radara girmiş durumda.
Bu arada rakamlar da zirve yapmış durumda.
İşte size bir örnek.
Kayserispor’da Sinan Kaloğlu’nun görevden alınmasının ardından teknik direktörlük teklifi sunulan Fatih Tekke’nin Kayserispor’dan 2 milyon 500 bin dolar istediği iddia edildi.
Demek ki olmasın istemiş!...
Eninde sonunda koltuğa birisi oturacak.
Ama bu tercih her yönü ile doğru bir tercih olmalı.
Zira herkesi kredisi bitmek üzere.
Kaloğlu gitti, kurtuldu kariyeri bağlamında.
Ya kalanlar.
Yönetim, futbolcular, yeni teknik kadro.
Zoru başarabilecekler mi?
HOSSEİNİ BEKLENİYOR...
Sarı kırmızılı takımda umutlar azaldıkça, takıma dönüşü gecikenler de sorun oluyor.
Uzun süreli sakatlığı akabinde 1 Ay önce takımla birlikte antrenmanlara başlayan Hosseini’nin biraz çekingen olduğu ve pozisyonlardan uzak durduğu dikkatlerden kaçmadı. Tecrübeli defans oyuncusunun hem kondisyon hem de maç eksiğinin olmasından ötürü en az 4 hafta daha 11’de oynamasının zor olduğu öğrenilirken, bu haftaki eski takımı Trabzonspor ya da gelecek haftaki Konyaspor maçında riske edilip edilmeyeceği merak konusu olmaya devam ediyor.
Bu oyuncu ile ilgili tasarruf yeni teknik direktörün olacak.
TRABZON VE KONYA…
İki kritik maç.
İkisi de Cumartesi günleri ve saat 16.00’da üst üste evimizde oynanacak.
Hali ile de kayıplar nedeni ile de zorluk derecesi de bu maçların tavan yapmış durumda.
Teknik adam olarak kim gelirse gelsin kimsenin elinde “Sihirli Değnek” yok.
Bu nedenle geride kalan özellikle son haftalardaki zaman kaybını, puan kaybını telafi etmek için ligin son bölümündeki finish ve hali ile de telafiler daha da büyük anlam kazanıyor.
Herkes gibi biz de merak içindeyiz.
Kim gelecek?
Ne yapacak?
O da birkaç hafta sonra gidecek mi?
Zira iş sarpa sarmış durumda.
Bu işi düzeltmek yıllardır bu takımdan beslenenlerin, ekmek yine futbolcuların boynunun borcu elbette ki de.
İnsan ister istemez sormadan edemiyor.
“Gerçekten bu takım sayesinde bir yerlere gelenler, bu takıma hakkı ile hizmet ettiler mi acaba?”
Yoksa sadece göstermelik mi idi tüm bu çabalar ve tribünlere oynananlar!...
Nihayetinde ortaya çıkan tablonun sorumluları olma ve günü geldiğinde de birileri de hesap vermeli değil mi?